Bu hafta vizyona giren ‘Oyun’ (Nerve) sosyal medyayı hikayesine arka plan yapan gerilimlerden biri. Hikâyesinde sosyal medyadan faydalanan ve konseptini bunun üzerine temellendiren filmlerin sayısı her sene biraz daha artıyor. Özellikle de gerilim filmleri. Sosyal medyanın, sanal oyunların veya teknolojinin kötü ve karanlık yönlerine değinerek korkutmak, Hollywood’un bu malzemeden çıkartmayı en hızlı öğrendiği şey olsa gerek. Peki sosyal medya üzerine tüm filmler birer gerilim filmleri miydi? Tabi ki hayır; gelin bu filmlerin en iyilerini hatırlayalım.

Lolipop / Har Candy (2006)


İnternetin karanlıklarında tanışılan bir yabancının getireceği tehlikeler üzerine defalarca -çoğu kez de ucuzca- oynandı. Ama ‘Lolipop’ bu fikrin hem ilk iyi örneklerindendi, hem de ters-köşe eden bir fikre sahipti. Başrollerinde Patrick Wilson ve Ellen Page’in bulunduğu film, kusursuz değilse de bir ilk yönetmenlik için oldukça çarpıcıydı.

Her Şeyimiz Meydanda / We Live in Public (2009)


2009’da Sundance Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü kazanan ‘Her Şeyimiz Meydanda’, internetin öncü isimlerinden Josh Harris’in deneylerinden biriydi. Mahremiyetin yok olduğu bir çağda; hayatımızın her anını internete yansıtmamızın etkileri üzerine zihin açıcı sorular soran, mutlaka izlenmesi gereken bir belgesel.

Sosyal Ağ / Social Network (2010)


Listedeki belki de tek başyapıt. Fincher’ın tavizsiz ve kusursuz yönetimiyle ‘Sosyal Ağ’ sadece olağanüstü bir karakter filmi olmaktan çıkıyor, asıl meselesi sosyal medya ve insan ilişkileri üzerine de çarpıcı gözlemler yapıyordu. Sadece açılış sahnesiyle bile ‘Sosyal Ağ’ çıtayı öyle bir yukarı yerleştiriyor ki, çok uzun yıllar bu tarz listelerde olacağı kesin gibi.

Catfish (2010)


Facebook’taki sahte kimlikler üzerine pek az film ‘Catfish’ kadar çığır açıcı olabilir. İnternette tanıştığı ve hiç görmediği birisine aşık olan Nev’in kardeşleri ,onun hayatını filme almaya karar verince ortaya çıkmıştı bu proje. Nev aşık olduğu kişiyle görüşmeye gidince, insanı şaşkına çeviren sürprizlerle dolu bir yolculuğa dönüşüyordu belgesel. Daha sonradan MTV’de bir programa dönüşecek olan fikriyle ‘Catfish’, sanal hayatlardaki yanılsamayı gerçek zamanlı bir gerilim filmi kılığında suratımıza çarpıyordu.

Sanal Hayatlar / Disconnect (2012)


2012 tarihli film, bir grup insanın farklı hikâyelerini, internet çağında modern iletişim üzerinden birleştirmeyi deniyordu. Zaman zaman didaktik ve iki boyutlu olsa da hikâye konseptinin potansiyelinden doğru bir şekilde faydalanmayı başaran bir film ‘Sanal Hayatlar’. Dört bir yanımızın teknoloji ve medyayla dolmasının sonuçlarına bakan senaryosu enteresan gözlemlere sahip.

Kaynak: Birgun.net