Zirve sonuçlanana kadar birçok maddesinin değiştirilebileceği öngörülse de taslak metinde yer alan ifadeler krize yol açtı.

Ulaşılan taslak metinde İran'da Suudi Arabistan elçiliklerine yönelik saldırılar kınandı, İran'ın diğer ülkelerin içişlerine karışmaması gerektiğinin altı çizildi. İran ise, bildiriye konması planlanan maddelere itiraz etti.

O maddeler ise şunlar:

"İslam İşbirliği Teşkilatı, İran'ın Tahran ve Meşhed kentlerindeki Suudi Arabistan diplomatik temsilciliklerinin saldırıya uğramasını kınamaktadır. Bu saldırıların diplomatların korunmasına yönelik uluslararası kanunlara açıkça aykırı olduğunu vurgular."

İİT, Suudi Arabistan'da terörle bağlantılı kişilere yönelik verilen yargı hükümleriyle ilgili İran'ın açıklamalarını reddeder. Çünkü bu açıklamalar Suudi Arabistan'ın içişlerine açık bir karışma sayılır. Bu da BM'nin ve İİT'nin kurallarıyla ve uluslararası kanunlarla örtüşmemektedir.

Suudi Arabistan geçtiğimiz aylarda 'teröre destek vermek' gerekçesiyle yargıladığı Şii din adamı Ayetullah Şeyh Nimr'i idam etmişti. Bunun üzerine İran'da Suudi Arabistan diplomatik temsilcilikleri saldırıya uğramıştı.

İİT, İran'ın Bahreyn, Yemen, Suriye ve Somali gibi bölge ülkelerinin ve İİT'ye diğer üye ülkelerin içişlerine karışmasını ve terörü desteklemeye devam etmesini kınamaktadır.

İİT, üye ülkelere ve uluslararası topluma yıkıcı etkileri ve çok ciddi sonuçları doğurabileceğinden dolayı, mezhepçi gündemlerin benimsenmemesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Suudi Kralı Selman ise zirvenin sonunu beklemeden Türkiye'den ayrıldı. Suudi Kralının bu nedenle Türkiye'den ayrılıp ayrılmadığı ise netlik kazanmadı.

Zirvenin ortak bildirisine eklenen maddelerin son hali bugün netleşecek.

Kaynak: Birgun.net