Türkiye’nin Cerablus müdahalesinin “işleri daha da karmaşıklaştırdığını” söyleyen İran yönetimi Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı göstermesini talep ettiği Türkiye’den Suriye’deki operasyonlarını durdurmasını istedi. İran Türkiye'nin YPG ile çatışma noktasına gelmesini de endişeyle karşıladığını duyurdu.

Mehr Haber Ajansı'nın haberine göre, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Gasemi, "terörle mücadele" ve istikrar için gösterilen çabaların tüm ülkelerin sorumluluğu olduğunu, ancak Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Suriye'deki operasyonların merkezi hükümetle koordinasyon hâlinde yapılması gerektiğini kaydeden Gasemi, merkezi otoritenin altının oyulmasının kabul edilemez olduğunu da vurguladı.

Türkiye ordusunun Suriye'de devam eden varlığının bölgedeki durumu daha da karmaşık hâle getirdiğini savunan sözcü, "Kuzey Suriye'deki çatışmaların boyutunu büyütmek daha fazla sivilin ve masum insanın ölmesinden başka bir işe yaramaz, Türk ordusunun buradaki askeri operasyonlarını durdurması bir zorunluluktur" dedi.

Suriye’den üç ülkeye suçlama
Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi, ülkesindeki kimyasal saldırılardan Fransa, Suudi Arabistan ve Türkiye'yi sorumlu tuttu. Daimi Temsilci Beşşar el Caferi BM ve Kimyasal Silahları Yasaklama örgütünün Suriye’de kimyasal silahların kullanımına ilişkin iki durum konusunda hazırladıkları raporun hiçbir somut kanıta dayanmadığının altını çizdi. Rusya da u yönde benzeri bir açıklama yaparak Şam’ın kimyasal silah kullandığına ilişkin somut bir kanıt olmadığını bildirdi.

BMGK’nin kapalı oturumu ardından basın toplantısı düzenleyen Caferi; Suriye’nin, siyasi çıkarlar uğruna kullanma ve siyasi baskı amaçlı raporlar yerine gerçeklerin net bir şekilde ortaya çıkarılması amacıyla Suriye’nin işbirliğini sürdüreceğinin altını çizdi.

‘Her daim baskı unsuru’
Kimyasal silah kullanımının Suriye’ye karşı askeri müdahale bahanesine ilişkin bir soruya cevabında Caferi, kapalı ve anlaşmazlık konusu olan bu meselenin her daim bir baskı unsuru niteliğinde kullanıldığına dikkat çekti. Caferi ABD başta olmak üzere çok sayıda devletin bu mesele ile Suriye’ye siyasi saldırılarda bulunduklarını, sonuç itibarıyla da Suriye hükümetinin kimyasal kullandığı konusunda hiçbir kanıt yada kesin bilginin elde edilemediğine dikkat çekti.

Bu meselenin aydınlatılmasında herkesten daha çok Suriye’nin çıkarı olduğunu belirten Caferi, bundan dolayı da Suriye’nin her daim bu konuda soruşturmanın yapılmasını, kimyasal silahların nerede ve kim tarafından kullanıldığının tespit edilmesini talep ettiğine vurgu yaptı. Amerika dahil yabancı muhtelif medya araçlarının silahlı terör örgütlerin kimyasal maddeleri nereden temin ettikleri, nasıl Suriye’ye aktarıp kullandıklarına ilişkin bir dizi basın raporu yayınladıklarına dikkat çeken Caferi; Türkiye, Suudi Arabistan ve Fransa’nın aralarında bulunduğu bir dizi devletin de parmağı olduğuna vurgu yaptıklarının altını çizdi.

Caferi, Türkiye istihbaratı ile birlikte çalışan Heysem Kassab adlı cihatçının Libya’dan Türkiye’ye iki litre sarin gazını sivil bir uçakta taşırken yakalandığına vurgu yaparken, Antep’teki bir laboratuvarda yaptıkları kimyasal silah kullanımı laboratuvarlarına da ışık tuttu.

Rusya: Adnani’yi biz öldürdük
Rusya Savunma Bakanlığı IŞİD’in iki numaralı komutanı ve aynı zamanda örgüt sözcüsü Ebu Muhammed el Adnani’nin Rus uçaklarının saldırısında öldüğünü bildirdi.

IŞİD, Muhammed el Adnani'nin Halep'te bir hava saldırısında öldüğünü duyurmuş, ABD Savunma Bakanlığı da bilgiyi doğrulamıştı.

Kaynak: Birgun.net