Biz de Norveçli meslektaşlarımız gibi “Hayvanlara Özel Pastoral Üst Geçit” haberleri yapmak, okumak isteriz elbette. Ama gelin görün ki yurdum gazetelerinin 1. sayfaları, hiyerarşisi ve açısı meşreplerine göre sıralanmış tatsız benzer meselelerle yüklü.

Kılıçdaroğlu’na suikast girişimi, Cerablus operasyonu gibi önemli haberlerin arasında yer bulmayı başaran bir haber daha vardı dün: 3. Köprü açılışı. Her gazetenin ilk sayfasına belli bir açıdan giren “Yavuz Sultan Selim Köprüsü” hakkındaki en tuhaf haber, Güneş’in 1. sayfasındaydı.

• • •

Birinci sayfanın eteğindeki minicik haberin başlığı “Güneş’e akıl almaz ambargo”ydu. Erdoğan’a aşkını her fırsatta dile getiren, daha birkaç gün önce İETT ihalesini alan Ethem Sancak’ın küçük gazetesi, köprü açılışı için reklam alamayınca müteahhit şirketin patronlarına 1. sayfadan çakmayı tercih etmişti. Hatta devam sayfasındaki haberde Güneş’in “İsveç’e taciz meselesindeki billboardla attığı tokat nedeniyle” ilan almadığı savunuluyor, ara başlıkta “Patron İsveççi mi?” diye soruluyordu.

• • •

Güneş’in 1. sayfasındaki bu tuhaflığı atladıktan sonra “ağabeyi” Akşam’a bakayım dedim. O da ne? Sürmanşette 3. köprüyü yapan müteahhit İbrahim Çeçen var. “3. Gerdanlık Gururu” başlıklı haber, ekonomi bölümünde tam sayfa röportajla devam ediyordu.

Belli ki Sancak’ın gazetelerindeki haber değerlendirme süreci, ilan tarifesine göre şekilleniyor. Ne kadar reklam, o kadar haber.

***

Kılıçdaroğlu’na hangi ‘kokteyl’ saldırdı?

Anton Çehov’un çok sık atıfta bulunulan cümlesidir: “Birinci sahnede duvarda silah varsa, ilerleyen sahnelerin birinde mutlaka patlar.”

Kılıçdaroğlu’na yönelik son suikast girişimi, ünlü Rus yazarın öngörüsünü yine haklı çıkardı. Yüzlerce polisin koruduğu Meclis’te elini kolunu sallayan biri gelip ana muhalefet partisi liderini yumrukladı. 2014’teki bu saldırının faili serbest kaldı.

İki ay önceki şehit cenazesinde önüne kurşun bırakıldı. Başbakan Yıldırım’la sohbet edebilecek kadar “girişken” saldırgan ve arkadaşları savcılıktan serbest kaldı.

15 Temmuz ve “Yenikapı ruhu” yokken her gün havuz medyasının “terörle işbirliği yapıyor” diye hedef gösterdiği Kılıçdaroğlu’na saldıranlar serbest kalınca, belli ki birilerinin cüreti artmış! Önceki gün CHP konvoyuna roketli saldırı düzenleyerek Kemal Bey’i öldürmek istediler.

Saldırıyı kimin yaptığına gelince.. Ankara katliamının ardından IŞİD’i telaffuz etmeyerek “kokteyl örgüt” diyen Davutoğlu gibi havuz medyasında bugün yeni kokteyl tanımları vardı. İçişleri Bakanı Ala’nın “Kesin PKK” sözleri, o cenahtaki gazeteleri ikna etmeye yetmemiş belli ki.

Yeni Şafak’a göre suikast girişimi “PKK-MLKP” ortak yapımı. Star ve Akşam’a göre ise PKK-FETÖ’nün işbirliği.

Son sözü Erdoğan söyleyecek belli ki. O söyleyince manşetler de aynı hizaya gelecek.

***

Vurun değil durun, girsin değil gitsin!

Twitter yüzünden başını Ergun Babahan kadar derde sokan az insan vardır. Önceki gün Kılıçdaroğlu’na yönelik suikast girişiminden sonra attığı tweet nedeniyle hakkında gözaltı kararı çıkarıldı malum. Gerekçe: “Suçu ve suçluyu övmek...”

En son Cemaat’e yakın Bugün gazetesinde yazan Babahan, bundan 4 yıl yine cemaatin İngilizce gazetesi Today’s Zaman’da çalışıyordu. Şike kumpasıyla büyük yara alan takımı Fenerbahçe’nin 2012’de şampiyonluğu Galatasaray’a kaptırması üzerine attığı tweet kıyamet koparmıştı: “Bu kupa Amerika’ya girsin.”

Amerika sözcüğü ile Pensilvanya’yı kastettiği iddiaları üzerine Today’s Zaman’ın o dönemki yayın yönetmeni Bülent Keneş de yine twitter üzerinden Babahan’la yolları ayırdıklarını açıklamıştı.

Tatlıses’in cinayete azmettirmekle suçlanırken verdiği ifadedeki “Vurun değil, durun dedim” çıkışına benzer şekilde Babahan’ın “Girsin değil gitsin demek istemiştim” açıklaması kâr etmemişti.

Aman siz siz olun, mavi kuşla yazışırken dikkat edin. Ya işinizden olursunuz ya da özgürlüğünüzden.

***

Elinde tuzluk ile koşanlar...

Emniyet’in ‘FG’ harf grubu olan araç plakalarının toplatılmasına ilişkin genelgesi, size de “tuzluk operasyonu”nu anımsatmadı mı? AKP’nin, içine “sızan” Gülenci vekiller için kullandığı “tuzluk” tabirinden söz etmiyorum. 2001 yılında Abdullah Öcalan’a benzediği gerekçesiyle polisin el koyduğu tuzluklar...

Zeytinburnu’ndaki bir ocakbaşından toplanarak Emniyet’e götürülen 12 zavallı tuzluktan... 2001’den 2016’ya geldik, eski Türkiye’den “Yeni Türkiye”ye geçtik... Dün Öcalan’a benziyor diye tuzlukları toplattık. Bugün Öcalan’dan daha tehlikeli sözleriyle terörist ilan edilen Gülen’i çağrıştırıyor diye plakaları... Ne kadar da yenisin Türkiye.

***

Bu numara ararsa açmayın

Gazetemiz BirGün’ün ortaya çıkardığı Ensar skandalı sonrası çok sayıda abonesini kaybeden Turkcell, bu ara yeni sansarlık peşinde. Kendisiyle yolları ayıran eski abonelerini, 0 532 757 0 222 numaralı hat üzerinden arayarak “Bize geri dönmek için başvurmuşsunuz” diye avlamaya çalışıyor.

“İşim olmaz. Bilerek ve isteyerek o sponsorluk yüzünden ayrıldım” demeniz işe yaramıyor. Ertesi gün yeniden arıyorlar.

Sadece benim başıma geldi sanıyordum. Konuyu sosyal medyada paylaşınca 0 532 757 0 222 numaralı hat üzerinden çok sayıda insana “numara” çektiklerini öğrendim. Başbakan Binali Yıldırım’ın dün Der Spiegel’e verdiği yanıtla bitirelim yazıyı: “Yemezler...”

Kaynak: Birgun.net