Birleşik Haziran Hareketi (Haziran), Kurban Bayramı için bir mesaj yayımladı.

"Geleceğin eşit, özgür, mutlu bayramlarında, pırıl pırıl bir gökyüzü altında “motorları maviliklere süreceğiz!” başlıklı mesajda, "Riya ve yalanı ahlak edinmiş bu güruhun çizdiği sınırların dışına çıkılmaması için OHAL denen garabeti hak ve halk düşmanlığı için kullanıyorlar" denildi.

Haziran'ın yayımladığı mesajın tamamı şu şekilde:

Sevgili Halkımız;

Toplumumuzun farklı kesimlerinin mutlulukta ortaklaşma vesilesi saydığı bir bayramı daha kutluyoruz. Kimimiz olabildiğimiz kadarıyla mutluyuz. Kimimiz ise türlü yoksunluk, sıkıntı ve acılar içinde bu bayramı da “bayram gelir, neyime / kan damlar yüreğime!” diye karşılıyor. Çok iyi tanıdığımız bazıları içinse bu bayram da alışkın olduğumuz kirli ezberlerini tekrarlamaya vesile olacak. Arife gününden başlayarak gazeteleri ve televizyonlarıyla üstümüze dört koldan milli birlik, beraberlik nutukları boca edilecek. Memleketin geleceğini karanlık ihtiraslarına kurban edenler yine “bütünlüğümüze kast eden düşmanlar”dan, bunların birbirleriyle yaptığı “karanlık işbirliği”nden falan söz edecekler.

Tarihin gördüğü en sistematik, en örgütlenmiş siyasi gericiliklerden biriyle, arsızlaştıkça arsızlaşan bir kötülükler iktidarıyla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz on dört yıl açıkça gösterdi ki “millet”i ağızlarından düşürmeyen bu küstah güruhun ne millet ne memleket umurunda. Çökmekte olan iktidarlarını idame ettirebilmek adına halkın milli ve dini hassasiyetlerini son derece tehlikeli bir şekilde kaşıyorlar. Kamu vicdanında derin yaralar açan onca suçu FETÖ diyerek şeytanlaştırdıkları malum İslami Cemaat yapılanmasıyla birlikte işlediklerini unutturmak adına akla hayale gelmez bir pişkinlikle yeni suçlar işliyorlar. İlle de bu pis cehennem kazanındaki iki iblisten birini seçmek zorundaymışız gibi her gün pervasızca karşımıza geçip “Kırk katır mı kırk satır mı?” diye soruyorlar. Riya ve yalanı ahlak edinmiş bu güruhun çizdiği sınırların dışına çıkılmaması için OHAL denen garabeti hak ve halk düşmanlığı için kullanıyorlar.

Oysa biz biliyoruz ki bu ülke kirli iktidarını kaybetmemek adına din dahil her türlü kutsal değeri sömürmekten çekinmeyen riyakarların, kerameti kendinden menkul şeyhlerin ülkesi değil sadece. Hocaefendilerin, kendini sultan ve avanesi sanan sözümona yeni Osmanlıcıların, iflah olmaz şeriatçıların ülkesi ise hiç değil.

Değerli halkımız;

Biz “dünya malına tamah etmeyenler”e inanırız. “Dervişlik hırkada, taçta değildir”, böyle bilir böyle söyleriz. Hiçbir zaman kula kulluk edenlerden olmadık. Hırsıza hırsız, katile katil dedik. “Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyenleri, “yetmiş iki milleti bir bilenleri” pirimiz, üstadımız, yarenimiz, yoldaşımız bildik.

Sabahın bir sahibi olduğuna inandık hep. Günışığı fabrika duvarlarına düşmeden uyanan, kör karanlıkta yollara düşen emeğin hakkını alacağı o güzel günlere, gecelerinde aç yatılmayan, gündüzlerinde kimsenin sömürülmediği, ekmek, gül ve hürriyet günlerine inandık.

İnandığımız şey, eşitsizliğin ve sömürünün ortadan kalktığı, “bir ağaç gibi tek ve hür / ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşanılacak olan hayattır. Direnmenin dönüştürücü gücüne inanmaktır hayat. Biz bunu, halkın direniş tarihinde söylendiği gibi, “kitapsız ezbersiz bilenlerden” öğrendik. Yedi düvele kafa tutan bağımsızlık tutkusunu mıh gibi kaydettik belleğimize. Bozkırı tutuşturan her bir çiçeği akraba bildik. Taş olsa çatlar dağılır, demir olsa çürürdü; dağılmadık çürümedik, toprak olup insan olup dayandık!

Halkımızın kutsal değerlerini sömüren yeni riyakarların, kendini şu “fani dünya”ya hükümdar sananların devr-i saltanatında da böyle olacak. Bu bir hakikat! Bu, bütün haklı kavgaların söylediği, bütün sahih kitaplara yazılı kadim söz: “Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak!” Başka yolu yok!

“Paranın padişahlığını ve yobazın karanlığını” yıkacak, günümüz vahşi kapitalizminin, haritaları tiksindirici çıkarları adına yırtıp silip yeniden çizen bölücü emperyalizmin, onun besleyip büyüttüğü her türden gericiliğin heveslerini boşa çıkaracağız. Türkülerimizde söylendiği gibi, “bu bahar olmazsa gelecek yaza”, şafak vakti, gün doğarken laikliğin, eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin ülkesini kuracağız!

Geleceğin eşit, özgür, mutlu bayramlarında, pırıl pırıl bir gökyüzü altında “motorları maviliklere süreceğiz!”

Hep birlikte! Kalp kalbe! Gönül gönüle! Omuz omuza!

Bayramınız kutlu olsun!

Birleşik HAZİRAN Hareketi

Kaynak: Birgun.net