GÜRKAN AKÇAY

Öncelikle, günlük hayatta kullanılan “teori” kelimesinin tanımı, bilimsel tanımdan farklıdır. Yaygın kullanımda, teori kelimesi; “tahmin”, “düşünce” ya da “özsezi” anlamında kullanılır. Ancak, bilimsel literatürde ise durum böyle değildir.

Bilimsel teoriler için temelde üç gereklilik söz konusudur.

1 - Delillerle desteklenir

Bilimdeki teori kavramı; delillerle güçlü bir şekilde desteklenmiş bilimsel açıklamalara verilen isimdir. Bir bilim insanı, bir olgunun ya da olayın sebeplerini açıklamak istediğinde, önce gözlem yapar, gözlemlerine ve bilgiye dayalı bir tahminde (educated guess) bulunur ve bu tahmine hipotez denir. Kurulan hipotez; deneyler ve gözlemlerle test edilir ve ancak ve ancak yeteri kadar delille desteklenirse ve konu edildiği testleri tekrar tekrar geçebilirse teoriye dönüşür.

2 - Test edilebilir ve yanlışlanabilir

Teoriler; test edilebilir ve yanlışlanabilirdir. Eğer ki; bir hipotezi yanlışlayabilecek bir bilimsel test varsa ya da yanlış olduğunu gösterebilen bilimsel bir veri varsa (tek bir veri dahi olsa) o hipotez bilimsel literatürde “teori” adını alamaz. Örneğin; her bir yeni fosil ya da tür keşfi; evrimin bir testidir. Eğer ki; yeni keşfedilen bir tür, canlıları sınıflandırmak için kullanılan “ağaç” kalıbına uymuyorsa ya da kaya tabakalarında bulunan bir fosil bu ağaçta bulunan diğer örneklerden büyük oranda farklıysa, Evrim Teorisi işte o zaman büyük oranda değişebilir.

3 - Teoriler yeni tahminler oluşturmak İçin kullanılabilir

Bilimsel teori, gelecekte yapılan yeni keşiflere dair bir tahmin oluşturmada kullanılabilir. Bir bilim insanı bir dizi gerçekliği açıklayan bir hipotezi yeniden düzenleyebilir. Yani, bu hipotezin organize ilkelerini alabilir ve bu ilkeleri yeni bir delilin ya da henüz bilinmeyen bir fenomenin varlığını ortaya çıkarmada kullanabilir. Eğer böylesi tahminler yapılamıyorsa ya da yapılabiliyor ancak yanlış olduğu gösterilebiliyorsa, demek ki; hipotez, teori kualifikasyonlarını karşılamıyordur ve reddedilmelidir.

Teori ve yasa

Bilimsel teori ve bilimsel yasa kavramları birbirlerinden farklı kavramlardır. Bilimsel yasalar; doğal dünyanın bazı özelliklerinin tanımlamalarıdır. Teoriler ise doğal dünyanın bazı özelliklerinin açıklamalarıdır. Yani, yasalar tanımlama (description), teoriler ise açıklamadır (explanation). Kanunlar, doğal dünyanın bazı özelliklerini tanımlarken, bu özelliklerin açıklamasını ise teoriler yapar. Örneğin, Newton’ın Kütleçekimi Yasası şunu söyler; iki nesne arasındaki çekim kuvveti, bu nesnelerin kütlelerinin çarpımıyla doğru orantılı, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılıdır. Yani olan şeyi tanımlar, fakat yerçekiminin neden olduğunu ya da nasıl işlediğini açıklamaz. Oysa, kütleçekim teorisi ise örneğin; Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi; bu durumun neden meydana geldiğini açıklar. Astronomideki Hubble Yasası şunu söyler; astronomik nesnelerden gelen -gözlemlenen- kırmızıya kayan ışık; bu nesnelerin Dünya ile arasındaki mesafeyle orantılıdır; Big Bang (Büyük Patlama) Teorisi ise evrenin genişlemekte olduğunu söyleyerek bu gözlemi açıklar. Yani; teoriler daha fazla delille desteklendiğinde yasa haline gelmezler. Bilakis, teoriler ulaşılabilen “en yüksek” noktadır ve bilimin her alanında teorilere ulaşma gayesi vardır. Eğer ki; bilim, yalnızca yasaların keşfedilmesini içerseydi, “pul koleksiyonculuğu” aktivitesi olarak kalırdı.

Evrim Teorisi; doğal dünyanın yaklaşık 200 yıldır süren bilimsel çalışmalarındaki hiçbir testte başarısız olmamış, güçlü delillerle desteklenmiş, çok sayıda doğrulanmış tahmin yapabilmede kullanılmış bilimsel bir teoridir. Yani evrime karşı bir argüman olarak “yalnızca bir teori” söylemi; karşı değil esasında evrim için bir argümandır. Yalnızca çok güçlü, test edilmiş bilimsel düşünceler bu ünvanı elde ederler.

Kaynak: Birgun.net