Anayasal kazanımlardan yararlanmak için ne yapmalı? Önce genel görünüm özeti:

-OHAL KHK imalat ve uygulama tarzı, haklı olarak yoğun eleştiri ve tepkilere neden oluyor; sadece muhalefet çevrelerinden değil, iktidar kanadından da…

-OHAL KHK’leri, Anayasa, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (S) ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası hukuk karşısında, açık ve çok yönlü aykırılıklar içeriyor; ama Anayasa ve Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri yürürlükte…

-Ağır ihlâller: Olağan hukuk düzeninde tanık olunan insan hakları ihlâlleri, olağanüstü yönetimde daha vahim ve kitlesel ihlâlleri meşru kılmaz.

Ne var ki, son haftalarda tanık olunan uygulamalar, anayasal güvencelere aykırı

-Siyasal intikam ve tasfiye: Politik açıdan, ‘benden yana ve ötekiler’ şeklinde ayrımla düşman üreten bir iktidar anlayışında, ‘yana’ olanlar sürekli kollandı, ‘öteki’ler ise sürekli dışlandı. Böyle bir uygulamanın geçerli olduğu bir ortamda, ‘hançerleyen’ yandaşlar olunca, bunun intikama dönüşme ‘riski’ güçlü; ‘hançerleme’, ‘öteki’leri tasfiye için de bir vesile oluşturmuş gibi…

-Anayasal benzeşim: Tam beş yıl önce, TBMM, bir yandan Anayasa Uzlaşma Komisyonu yoluyla yeni anayasa için çalışmalara başladığı sırada, Hükümet ve TBMM’deki çoğunluğu, Anayasa’ya aykırı yasa yapımına ivme kazandırmıştı. Şimdi ise, TBMM’de üç parti temsilcisi, ‘mini anayasa’ paketi üzerinde çalışırken, Hükümet, ‘maksi OHAL KHK’ yolunu, ‘Anayasa askısı’ olarak kullanıyor.

-Siyasal açıdan; ‘mini anayasa’ çalışması, gerginliği azaltma ve siyasal aktörlerin uzlaşması yoluyla toplumsal barışa katkı sağlama vesilesi olarak görülse de, ‘maksi OHAL KHK’ imal şekli ve uygulaması, tam tersine, toplumsal gerilimleri arttırdığı gibi yeni toplumsal çatışmaların da tohumlarını yaymakta… Peki, ne yapmalı bu durum karşısında?

ANAYASAL KAZANIMLARI SAHİPLENMEK

İnsan hakları kazanımlarını sahiplenmek ve hukuk yollarını sonuna kadar kullanmak: başvuru yolları, hak arama özgürlüğü, etkili başvuru.

Bunlar iç hukuk düzeninde kullanılmalı; Avrupa düzleminde işletilmeli ve gerekirse, BM mekanizmaları devreye konulmalı.

Anayasal açıdan, belirtilmesi gereken ilk özellik şu: 1982 Anayasası, insan hakları güvenceleri bakımından zaman içinde hayli iyileştirildi; buna AK Parti de katkıda bulundu, ölüm cezasının savaş durumunda bile kaldırılması, AYM’ye bireysel başvuru hakkının tanınması gibi.

Ne var ki, son haftalarda tanık olunan uygulamalar, anayasal güvencelere aykırı. Anayasa’da, başvuru yollarına ilişkin ve âdil yargılanma hakkına ilişkin güvenceler, OHAL KHK ile yürürlükten kaldırılmış değil…

ANAYASA’NIN DOĞRUDAN UYGULANMASI

Anayasa’nın bağlayıcı hükümleri, bütün devlet organları ve yurttaşlar için doğrudan uygulandığı gibi; hak ve özgürlüklere ilişkin güvencelerden de, doğrudan yararlanılır. Bu ise, ‘görev+yetki+sorumluluk’ zincirinde kamu makamları için yükümlülük yaratıyor.

Anayasa’nın doğrudan etkisi, özellikle, AYM’nin bireysel başvuru kararları ile ortaya kondu ve işlevsel olmaya başladı.

Doğrudan uygulama, dünden devralınan ve bugün zirveye tırmanan, muhtemelen yakın geleceğin gündemini kaplayacak olan sorunlar karşısında önemli, hatta yaşamsal bir gereklilik olarak kendini gösteriyor. Bu nedenle, anayasal başvuru yolları işletilmeli.

BAŞVURU YOLLARI…

Anayasa üç düzlemde başvuru yolları öngörmekte: Siyasal, idari ve yargısal.

-Siyasal: TBMM’ye başvuru hakkı (md.74).

-İdari: Genel başvuru yolları dışında, ‘kamu denetçisine başvurma hakkı’ (md.74).

-Yargısal: ‘Hak arama özgürlüğü’ (md.36), ‘başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkı’ (md.40), ‘AYM’ye bireysel başvuru hakkı’ (md.148), ‘serbest bırakılmak için yetkili yargı merciine başvuru hakkı’ (md.19/8).

1) Hak arama özgürlüğü: Bütün yargı mercileri önünde kullanılabilir. ‘Adil yargılanma hakkı’ bunun içinde.

2) Etkili başvuru için: ‘Başvuru imkânının sağlanması…’: Bir etkili başvuru olup, haksız işlem yapan kamu görevlisine rücu hakkı vardır.

3) Habeas corpus: Serbest bırakılmak için başvuru, bir ‘habeas corpus’ ilkesi olup, bu hakkı ihlâl edenlerin sorumluluğu ortadan kalkmaz.

4) Bireysel başvuru: Belirtilen başvuru yollarının kullanılması, AYM’ye başvuru bakımından önemli; AYM’ye başvuru ise, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne başvuru bakımından…

ETKİLİ OLMASI İÇİN…

Değinilen başvuru yollarının etkili olması için, ilk başvuru ânından itibaren hukuki dayanakların, yasal ve anayasal açıdan, insan hakları Avrupa hukuku ve uluslararası hukuk kazanımları açısından vurgulanmasında yarar ve gereklilik var.

Kaynak: Birgun.net