İSTANBUL - ÇİĞDEM ALYANAK

Türkiye'nin Vatikan Büyükelçiliğine atanan Lütfullah Göktaş, Türkiye'nin, Vatikan açısından Hristiyanlar arası ilişkiler ve İslam dünyasıyla ilişkiler yönünden önemli bir ülke olduğunu belirterek, "Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri Papa Vatikan'da, Ortodoksların ruhani lideri Fener Rum Patriği de İstanbul'da bulunuyor. Dolayısıyla Vatikan ile Fener Rum Patrikhanesi arasındaki ilişkiler, Ortodokslar ile Katolikler arasındaki ilişkiler, diyalog ve görüşmeler açısından Türkiye büyük önem taşıyor." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Basın Başdanışmanı olarak 8 yıl görev yapan ve bu ay sonunda Vatikan Büyükelçiliği görevine başlayacak olan Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 5 Şubat 2018'de Roma'da Papa Franciscus ile yaptığı görüşmenin yıl dönümünde, Türkiye-Vatikan ilişkilerini, AA muhabirine değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı'nın sesi ile 'oltalama' girişimine dikkat! Cumhurbaşkanı'nın sesi ile 'oltalama' girişimine dikkat!

Göktaş, Vatikan'ın küçük ama önemli bir devlet olduğunu, 44 hektarlık bir yüz ölçümü ve bine yakın bir nüfusu bulunduğunu dile getirdi.

Dünyada 1 milyar 200 milyon Katolik yaşadığını, tüm Katoliklerin Papa'ya bağlı olduğunu ifade eden Göktaş, Vatikan'ın asıl öneminin de Katolikliğin dini merkezi olmasından kaynaklandığını vurguladı.

Vatikan'la diplomatik ilişki içindeki ülke sayısının 183'e yükseldiğini, bunlardan 88 ülkenin Vatikan nezdinde büyükelçilik açmış olduğunu anlatan Göktaş, Türkiye ve Vatikan arasındaki diplomatik ilişkilerin temelinin, 1959'da Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın dönemin Papası 23. Jean'ı ziyareti sırasında atıldığına dikkati çekti.

Göktaş, Bayar'ın ziyaretini müteakip süreçte 1960'ta iki ülke arasında diplomatik ilişki kurulduğunu, 1962'de de Türkiye'nin Vatikan nezdindeki ilk büyükelçisinin göreve başlamış olduğunu belirtti.

"Diplomatik ilişkiler, geçen yıl ivme kazandı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Vatikan'a yaptığı ziyaretin tarihi niteliğine işaret eden Göktaş, "Diplomatik ilişkilerin kurulması sonrasına Türkiye'den Cumhurbaşkanı düzeyindeki Vatikan'a yapılan ilk ziyareti ise geçen yıl Sayın Cumhurbaşkanımız gerçekleştirdi. Bu son derece önemli bir ziyaretti. O ziyaret sayesinde, diplomatik ilişkiler geçen yıl ivme kazandı" diye konuştu.

Erdoğan'ın Vatikan ziyaretinin son derece olumlu bir atmosferde geçtiğini aktaran Göktaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanlığı, Çankaya Köşkü'nden, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne taşındıktan sonra Külliye'nin ilk ziyaretçisi Papa Franciscus olmuştu. Cumhurbaşkanımızın ziyareti, ona iade-i ziyaret niteliği taşıyordu. Her ikisi de birbirlerini iyi anladılar, iyi anlaştılar. Ben o ziyarette tercümanlık işini de üstlenmiş durumdaydım. Orada ikili konular, bölgesel konular, dünya barışına ilişkin meseleler hakkında görüş alış verişinde bulundular."

"Kudüs, Türkiye ve Vatikan için ciddi endişe kaynağı"

Lütfullah Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Vatikan'a yaptığı ziyaretin, Kudüs meselesinin dünya gündeminin ilk sıralarında yer aldığı bir dönemde gerçekleştiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Gerek İsrail'in Kudüs konusundaki politikaları, gerekse ABD'nin, başkenti Kudüs olarak tanıma çerçevesinde attığı adımlar hem Vatikan hem de Türkiye için ciddi bir endişe kaynağı. Vatikan da, Türkiye de, Kudüs'ün mevcut statüsünün korunması konusunda son derece hassas. Zira Kudüs'te her üç din için de önem arz eden eserler yer alıyor. Hem Yahudilerin hem Hristiyanların hem de Müslümanların kutsal addettikleri bir kent Kudüs. Bu, her üç dinin de haklarının en iyi şekilde korunması gerekiyor. Bu hususta Türkiye'nin de, Vatikan'ın da özel bir hassasiyeti var diyebiliriz. Nitekim o süreçte, sadece bizim ziyaretimiz değil, Papa ile Sayın Cumhurbaşkanı arasında 3 kez konuya ilişkin telefon görüşmeleri de olmuştu. Kudüs'ün mevcut statüsünün korunması, orada Filistinlilerin haklarının ihlal edilmemesi, Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olacağı bir devletin teşkil edilmesi, Türkiye'nin de, Vatikan'ın da üzerinde mutabık olduğu hususlar."

Türkiye'nin, Vatikan açısından Hristiyanlar arası ilişkiler ve İslam dünyasıyla ilişkiler yönünden önemli olduğunu vurgulayan Göktaş, "Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri Papa Vatikan'da, Ortodoksların ruhani lideri Fener Rum Patriği de İstanbul'da bulunuyor. Ortodokslar ile Katolikler arasındaki ilişkiler, diyalog ve görüşmeler açısından Türkiye büyük önem taşıyor " dedi.

Göktaş, Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki küskünlüğü gidermeye yönelik adımlar çerçevesinde Papa 6. Paul'ün 1967'de Türkiye'ye yaptığı ziyaretin adeta bir geleneğe dönüştüğüne işaret ederek, "6. Paul'den sonra, Papalığı sadece 33 gün süren 1. Jean Paul'ü hariç tutarsak, tüm Papalar Türkiye'yi ziyaret ettiler. Nitekim 1979'da 2. Jean Paul'ün, 2006'da 16. Benedictus'un, 2014'te de halihazırdaki Papa Franciscus'un Türkiye ziyaretlerine tanık olduk." diye konuştu.

Papaların, Türkiye'ye yaptıkları ziyaretlerin Katolikler ile Müslümanlar arasındaki ilişkiler açısından da büyük önem taşıdığını vurgulayan Göktaş, "Türkiye, İslam dünyasının da önemli bir aktörü. Papalar, buraya geldiklerinde Müslümanlarla ilişkiler çerçevesinde de bazı görüşmeler yaptılar. Türk yetkililerle de görüştüler. Özellikle son ziyaretlerde mutlaka Diyanet İşleri Başkanlığı ile de temasları ve görüşmeleri oldu. Türkiye sadece Hristiyanlar arası ilişkiler açısından değil, Katolik Kilisesi'nin İslam dünyası ve Müslümanlarla ilişkileri bakımından da önemli bir ülke." dedi.

Şubat ayı sonuna doğru Vatikan nezdindeki Türkiye Büyükelçiliği görevine başlaması beklenen Lütfullah Göktaş, iki ülke arasında, dünya barışına katkıdan göçmenlerle ilgili meselelere, dinler ve kültürler arası ilişkilerden insani yardım faaliyetlerine varana kadar, pek çok alanda ortak çalışma yapmanın mümkün olduğuna değindi.

"Eski mekanım olan Roma'ya dönmek benim için sevinç verici"

Göktaş, Vatikan Büyükelçiliğine atanmasına ilişkin soruyu ise şu sözlerle yanıtladı:

"Uzun süre Roma'da yaşadım. 1990'lı yıllarda Vatikan Gregoryus Üniversitesi'nde dinler tarihi alanında master çalışmam olmuştu. Vatikan konusundaki uzmanlığım, gerek basın dünyasındaki arkadaşlarımız tarafından, gerekse Türkiye'deki ilgili merciler tarafından bilinen bir konuydu. 2011'de Roma'dan Başbakanlığa, Basın Danışmanı olarak gelmiştim. 2011'den sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında 8 yıl boyunca Basın Başdanışmanı olarak çalışma onurunu yaşadım.

Bunun ardından, tekrar eski mekanım olan Roma'ya dönmek benim için elbette ki sevinç verici. Beni bu göreve atamış olan Sayın Cumhurbaşkanımıza müteşekkirim. Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında 8 yıl boyunca elde ettiğim tecrübemin hem de geçmişteki tahsil hayatımın, Vatikan konusundaki uzmanlığımın bu göreve olumlu şekilde yansımaları olacağını düşünüyorum. İnşallah memleket için hayırlı işler yaparız diye ümit ediyorum."

Kaynak: AA