ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın İstanbul’da önceki gün hapiste bulunan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın eşi ve oğlunun yanı sıra gazeteciler, STK temsilcileri, siyasilerle de bir araya geldiği ilk günkü temaslarında ifade, basın özgürlüğü vurgusuyla Ankara’ya yönelik sert eleştirilerinin yankıları sürerken Washington yönetiminin iki numarası dün de Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Biden ile Davutoğlu’nun ortak basın toplantısında Ankara-Washinton hattında Suriye’deki PYD güçlerine bakışta farklılıkların sürdüğü dikkat çekti. Davutoğlu, Biden’ın önceki günkü açıklamalarına sitemkâr bir tutumla da “Tabii beklentimiz ve talebimiz, bu resmi sadece tek boyutuyla değil, tüm boyutuyla görmek” dedi. Kulislere yansıyan haberlere göre Davutoğlu Biden’a, “Daha geniş bir kesimin görüşlerine başvursaydınız daha iyi olurdu” mesajı verdi. Başbakanlık kaynaklarından yansıyan haberlerde görüşmede, Irak’taki Başika kampı ve IŞİD’le mücadele konusunda koordinasyonun güçlendirilmesi ve yeni inisiyatiflerle yola devam edilmesi konusunda taraflar arasında mutabakat oluştuğu bildirildi.

 

Fidan da katıldı

ABD Başkan Yardımcısı Biden, Davutoğlu ile görüşmek üzere dün Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne geldi. Biden’ı kapıda Başbakan Davutoğlu karşıladı. Davutoğlu, kısa bir süre Biden’a Boğaz’ı ve çevreyi anlattı. Ardından içeriye giren ikili ve yanındaki heyetler basına kapalı yaklaşık iki saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeye, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan, askeri danışmanlar da katıldı. Suriye, Irak’taki gelişmelerin de konuşulduğu görüşmede konular haritalar üzerinden de ele alındı.

Öğle yemeğine geçmeden ikili kameraların karşısına çıktı, ancak basından soru alınmayacağı da duyruldu. Bu arada Davutoğlu ve Biden gelmeden önce tercüman değişikliği yaşandı. Türk tarafının ayarladığı tercümanın yerini, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir tercümanın aldığı iddia edildi. Biden’in konuşmasını kendi tercümanı Türkçeye çevirdi.

Davutoğlu, Biden’in bazı siyasi parti temsilcileri, Can Dündar, Tahir Elçi, Hrant Dink’in aileleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle yaptığı görüşmeye, ABD Başkan Yardımcısı’nın “PYD ile PKK’yi ayırmak gerekir” görüşüne değinerek şunları söyledi: “Türkiye demokratik bir ülke. Dostlarımız, müttefiklerimiz geldiğinde tabii herkesle görüşmeler yapar. Her görüşü bu anlamda dinler. Bu konuda kendilerinin temaslarında hiçbir olağanüstülük görmüyoruz ama beklentimiz ve talebimiz şudur ki, bu resmi bütün olarak görmek. Sadece tek boyutuyla değil, bütün boyutuyla görmek... Kendisiyle de bugün özellikle terörle verdiğimiz mücadele konusunda bütün perspektifi boyutlarıyla, bütün bu mücadelenin arka planını ve PKK’nin Türkiye’de, Suriye’de ve Irak’ta yapmakta olduğu terör faaliyetlerinin sadece Türkiye’nin güvenliğini değil bölge güvenliğini de tehdit etmekte olduğu yönündeki kanaatlerimizi paylaştık. Çok dostça, samimi bir görüşme cereyan etti.”

 

YPG vurgusu

Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygılarının belli olduğunu kaydeden Davutoğlu, “ABD’nin, dost ve stratejik bir müttefik olarak bu kaygıları doğru anlaması bizim için önemlidir. PKK, bizim için DAEŞ gibi bir terör örgütüdür. YPG, PKK ile doğrudan özdeşleştiği için, dolayısıyla Suriye’den Türkiye’ye gittikçe artan bir tehdit haline dönüşmektedir. Türkiye içinde de teröre karşı verdiğimiz mücadele son silahlı unsur silahını bırakana veya Türkiye’yi terk edene kadar da sürecektir... Bugünkü görüşmelerimde teröre karşı tavır alma konusunda aynı yaklaşımı benimsedik. Hangi gerekçe ile tırmandırılmış olursa olsun insanlık suçudur. Biz terör örgütleri arasında fark görmedik” diye konuştu.

 

Haritalarla görüşme

Suriye ve Irak konularına işaretle “Bugün haritalar üzerinde tek tek bütün kritik bölgeleri ele aldık” diyen Davutoğlu şöyle devam etti: “Türkiye olarak ulusal güvenlik kaygılarımızı sayın Biden’e açık şekilde ifade ettim. Irak ve Suriye boyunca sınırlarımızın ötesinde malesef bir devlet otoritesi yok. Türkiye Suriye’de aynı anda 3 risk unsurunu birlikte bir tehdit olarak görmektedir. Birincisi rejimdir. Barbarca zulümleriyle mülteci akınlarına sebebiyet vermiştir. İkincisi DAEŞ’tir, ki onlar da barbarca terör eylemleriyle insanlık suçu işlemiştir. Üçüncüsü de YPG’’dir. Çünkü YPG de aynı şekilde bulunduğu, kontrol ettiği bölgelerde Arap ve Türkmenleri ve kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri tam bir etnik temizlik mantığıyla temizlemeye kalkmış, ve Türkiye içinde teröre destek olacak faaliyetler içinde bulunmuştur. Dolayısıyla bu üç unsuru da biz tehdit olarak görüyoruz, gerektiğinde bu üç unsura karşı ulusal güvenliğimizin gerektirdiği her türlü adımı atma konusunda kararlı bir tutum sergiliyoruz.”

 

Musul'u almak için çalışıyoruz

Ankara-Bağdat hattında Başika kampı gerginliğine de atıfta bulunan Biden, “Irak’taki başarılarınızı takdir ediyoruz. Biz Ankara ile Bağdat ile çalışmalarımıza devam edeceğiz. İlgili taraflarla birlikte Musul’u geri almak için çalışacağız” diyerek şöyle devam etti: “Ankara, Bağdat ve tüm taraflarla hakkında konuştuğumuz şey ki umarım gerçekleştirebiliriz; IŞİD’i yenmek ve Musul’u geri almak ve bölgedeki başka hiçbir ülkenin uzantısı olmaması ve Musullulara, şehirde yaşayanlara geri verilmesi için ortak ve koordineli bir çalışma. Bunun nasıl olacağını konuştuk.”

 

Koordinasyon güçlenecek

Başbakanlık kaynaklarından yansıyan haberlerde ise görüşmede, Başika kampı ve Irak’ta IŞİD’le mücadele konusunda koordinasyonun güçlendirilmesi ve yeni inisiyatiflerle yola devam edilmesi konusunda taraflar arasında mutabakatın oluştuğu bildirildi. Görüşmede Başika kampı ve DAEŞ’le mücadele konusunda koordinasyonun güçlendirilmesi ve yeni inisiyatiflerle yola devam edilmesi konusunda mutabakat oluştu.

 

'Askeri çözüme hazırız' mesajı

Ortak misyonun IŞİD’i ortadan kaldırmak olduğunu yineleyen Biden, planların olgunlaştığını, koordineli hale geldiğini söyledi ama “Daha fazla ilerleme kaydetmeliyiz” de mesajı verdi. IŞİD’in Türkiye için de tehlike olduğuna değinerek “DAEŞ’in Türkiye sınırına ilerlemesini engellemek için tedbirleri aldık... Sizin güney sınırınızda bir devlet kurulmasına engel olacağız” dedi. Suriye’de siyasi çözümden yana olduklarını vurgularken diğer yandan da gerek ABD gerekse Türkiye’nin bunun olmaması durumunda, IŞİD’i bölgeden atmak için askeri bir çözüme de hazırlıklı olacağını kaydetti.

 

Suriye ve Rusya kaygısı

Biden’la Suriye’deki geçiş sürecine ilişkin kanaatlarını paylaştıklarını kaydeden Davutoğlu, “Önümüzdeki dönemde barış görüşmeleri esnasında Suriye muhalefetinin temsili konusunda hiçbir belirsizlik olmamasını istiyoruz. Türkiye’nin hedefi, sınırlarımızdaki bütün DAEŞ unsurlarının temizlenmesidir, ABD de bunu destekliyor. Ancak bu konuda Rusya’nın engellemeleri konusunda kaygılarımızı paylaştık” dedi.

Görüşmede Irak’ta Başika’daki eğitim kampının da ele alındığına işaret eden Davutoğlu, “Kampın tek hedefi vardır, DAEŞ’in Irak ve Suriye’den temizlenmesidir. Bunun Irak tarafından yanlış yorumlanmasını doğru görmüyoruz” dedi.

 

‘PYD terörist örgüttür’

Davutoğlu, önceki gün Berlin dönüşünde de uçakta gazetecilerle yaptığı sohbette Biden’ın, “PYD ile PKK’yi ayırmak gerekir” şeklindeki görüşlerine tepki göstermişti. “Bunların ayrı olduğunu iddia etmek için o silahların Suriye sınırından geldiğini bilmiyor olmak lazım. YPG’nin karargâhı Kandil’dir. PYD Suriye rejimiyle işbirliği yapan bir terör örgütüdür. DEAŞ’le mücadele etmesi onları meşru göstermez” ifadelerini kullanmıştı. Davutoğlu, “Türkiye’nin Suriye sınırında bu oluşumları tehdit olarak gördüğü anda Kandil’e yaptığının benzerini onlara da yapacağını” söylemişti.

 

Biden YPG demedi

Biden ise PKK’nin IŞİD gibi terör örgütü olduğu konusunda Türkiye ile hemfikir oldukları vurgusu yaparken diğer yandan Washington’un Suriye’de cihatçılara karşı savaşta işbirliği yaptığı Kürt YPG güçlerinin adını anmaması dikkat çekti.

Biden, “Aynı fikirde olduğumuz konularda keskinlikle aynı fikirdeyiz; aynı fikirde olmadığımız konuları açık bir şekilde ifade ediyoruz. Konuştuğumuz stratejik sorunlarda bir fikir ayrılığı yok” dedi.

“Bizim Türkiye ile ilişkilerimiz çok önemlidir, bu yüzden yanlış anlaşılmalar olmasını istemiyoruz. Biz sizinle Sayın Başbakan, DAEŞ’le ilgili konularda, PKK, El Nusra konusunda hemfikiriz. Bunlar terörist gruplardır.... PKK hiçbir şekilde barışa gönüllü değildir. Kabul edilemeyecek faaliyetlerde bulunmaktadır. Geçmişte barış görüşmeleri başarılı olmadı ve PKK başka çözüm yolu bırakmadı. Tabii ki siz de terörle mücadele edeceksiniz. Ama ümit ediyor ve eminim ki siz politik bir çözümü cesaretlendirme ihtimalini denemeye devam etmekten vazgeçmeyeceksiniz” şeklinde konuştu. “PKK de DAEŞ kadar tehlikelidir” dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr