Geri göndermeler Suriyelilerde büyük kaygı uyandırırken, tepkiler de artarak devam ediyor. Suriyeli sığınmacıların yoğun olduğu İzmir’de ise tedirginlik hâkim. Konu hakkında Mültecilerle Dayanışma Derneği Genel Koordinatörü Pırıl Erçoban, Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Mohammad Saleh Ali, CHP İzmir Milletvekilli Murat Bakan ve ÖDP İzmir İl Yönetim Meclisi’nden Ozan Can Özgür BirGün’e değerlendirmelerde bulundu.

Mültecilerle Dayanışma Derneği Genel Koordinatörü Pırıl Erçoban, “Suriyelileri zorla göndermek istiyorlar. Bu konuda tavrımız net. Mülteciler koruma altına alınmış. Zulüm gördükleri için bir ülkeden kaçmışlar. Zulüm görecekleri ülkeye tekrar gönderilmesi, sınır dışı edilmeleri hak ihlali.Nereye sınırdışı edilecekleri de önemli” dedi.

“ZORLA BELGE İMZALATILIYOR”

Türkiye’de birçok mültecinin, kayıtsız çalıştırıldığını belirten Erçoban, çalışma izninin mültecilerin değil işverenin elinde olduğunu belirterek emek sömürüsüne dikkat çekti. Çalışma izni olmayan birisinin kamu düzenini bozmaktan sınır dışı edilebileceğini vurgulayan Erçoban şu ifadeleri kullandı: “Gönüllü geri dönüşte de sadece gönüllülük yetmiyor. Gittiği yerin güvenli de olması gerekiyor. Bu konuda devletin bir araştırma yapması gerekiyor. Suriye için bunlar var mı? Güvenli gösterilen İdlib de bile hâlâ çatışmalar sürüyor. Gönüllük için belge imzalatılıyor. Bu belgelerin zorla imzalatıldığı söylentileri var.”

OY AMAÇLI KULLANILDI

Erçoban sözlerine şöyle son verdi: “Türkiye dünyada en fazla mültecinin yaşadığı ülke ve kısa bir sürede altyapısı hazır olmadan insanlar Türkiye’ye geldi. Her toplum için hem sosyal hem de ekonomik açıdan ne kadar gelişmiş olsanız da bu kadar fazla kişinin toplumla entegre olması çok kolay değil. Yani altyapı hazır değil, bu konu insanlara doğru düzgün anlatılmadı dolayısıyla hani uyum içinde bir arada yaşamak çok kolay değil. Mülteciler üzerinden sürekli pazarlık yapıldı ve siyasi kaygılarla kullanıldı. Bazen ‘Kapıları açarım, gelirlerse görürsünüz’ şeklinde bazen de geri gönderme yöntemleriyle hep kullanıldılar. İç politikada oy amaçlı kullanıldı.”

Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Mohammad Saleh Ali de gayretlerinin Suriyelilerin Türkiye’ye yük olmadığını herkese göstermek olduğunu söyleyerek, “İzmir’de kayıtlı olarak yaklaşık 150 bin civarında Suriyeli mülteci var. Ancak yaklaşık olarak İzmir’de 35 ile 50 bin kişi arasında kayıtlı olmayan mülteci var. O kayıtsızlar da genelde adres değişikliğinden dolayı kaydı olmayan kişiler. Kayıt dışı kalan Suriyeli mülteciler son açıklamalardan sonra kendilerinin sınır dışı edilmesinden korkuyorlar” ifadelerini kullandı.

NEFRET KÖRÜKLENİYOR

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sınırları açtığını ve cihatçı selefilerin Suriye’ye kan, gözyaşı, ölüm götürdüğünü ifade etti. Bakan Erdoğan’ın ‘Sizler muhacirsiniz, bizler ensar’ sözlerini hatırlatarak şu değerlendirmelerde bulundu:

MEB'de 'görevde yükselme' atama sonuçları açıklandı MEB'de 'görevde yükselme' atama sonuçları açıklandı

Cihatçı selefi canilerin gündelik hayata saldığı korku ve savaşın yıkıcılığı insanları evinden, vatanından etti.

Süreci hatırlayınız; Erdoğan, sınırları açtı, cihatçı selefiler Suriye’ye kan, gözyaşı, ölüm götürdü. Öte yandan gelenlere “Sizler muhacirsiniz, bizler ensar” dedi. Sınırdan elini kolunu sallayarak geçenlerin kim oldukları kontrol bile edilmedi. Bir kısmı geldi terör eylemi planladı kendini patlattı, bir kısmı geçip Avrupa’ya gitti, gidemeyen ya bir şekilde burada kaldı ya da kıyılarımıza cansız bedenleri vurdu.

Biz her zaman Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve ülkemize gelen Suriyelilerin savaştan sonra evlerine, topraklarına dönmeleri gerektiğini savunduk.

Türkiye, Avrupa ile Orta Doğu arasında kocaman bir mülteci kampı haline getirildi. 4 milyonu aşan Suriyeli nüfusu ile Türkiye, Orta Doğu’daki her 3 Suriyeli sığınmacıdan 2’sine ev sahipliği yapıyor. Fakat; beslenme, barınma, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını bile sağlayamıyor, çocuklar eğitimden koparılıp sokağa itiliyor, kız çocukları çocuk yaşta evlendiriliyor, çok büyük bir kısmı kötü koşullarda ve kayıt dışı çalıştırılıyor, kadınlar ise cinsel istismara maruz kalıyor. Tüm sığınmacılara eşit ve adil yaklaşmak gerekirken, ayrımcılıkla nefreti daha da körükleyen politikalar hakim kılınıyor.

Oysa siyasi iklim ve koşullar değiştiğinde biz Suriye ile yine aynı coğrafyada komşu olarak yaşıyor olacağız.

Bugün yaşananlar için merkeze ‘sığınmacıları’ değil, ‘iktidarı’ koymak zorundayız.

Yeni Osmanlıcı zihniyetin Orta Doğu’ya liderlik etme hevesiyle Suriye’de rejim devirmek isteyen, bunun için açık sınır politikasıyla cihatçı selefi militanların geçişine izin veren ve Suriye iç savaşının baş müsebbibi olan iktidar zihniyeti, bugün yaşadığımız ‘Suriyeli göçmen sorunun temel nedenidir. Bunu görmezden gelmek riyakar bir anlayıştır. Ve bu gerçek göz ardı edildiği sürece ‘Suriyeli göçmen sorunu’ gerçek anlamda anlaşılamaz bir durumdur.

AKP artık aynı hataları tekrarlamaktan vazgeçip, gerçekten ve akıldan yoksun kutuplaştırıcı söylemlerle tabanını konsolide edip seçmen devşirme siyasetini bırakmalı, dış politikada denge ve barışı sağlamalı, siyasetten uzak insan haklarına dayalı bir göçmen politikası benimsemelidir.

Hamasetle ve düşmanlıkla değil, Cumhuriyet’in kuruluş felsefine uygun olarak barışıl bir yaklaşımla neredeyse tüm devletlerin görüşmeler yaptığı Suriye Devleti ile görüşerek bu sorun çözülmelidir.”

SORUN İKTİDAR ANLAYIŞINDA

ÖDP İzmir İl Yönetim Meclisi’nden Ozan Can Özgür ise “Yaşanan sorunun en büyük vebalinin AKP’de olduğu deşifre edilmeli, tepkiler Suriyelilere değil iktidara yönlendirilmelidir. Türkiye’nin sorununun göçmenlerle ilgili olmadığı, asıl sorunun sistemin kendi yurttaşlarına ekonomik ve sosyal hakları vermeyen, serveti Saray ve onun yandaşları elinde toplayan iktidar anlayışında olduğu ortaya konulmalıdır. Öte yandan AKP’nin ısrarla sürdürdüğü yanlış politikasından dönerek, Suriye rejimini tanıyarak, Suriyeli yurttaşların ülkelerine güven içinde dönebileceği, döndüğünde ayrımcılığa uğramayacağı ve uğradıkları sosyal-ekonomik yıkıntının telafi edileceği bir ortamın hazırlanması için çaba göstermelidir” dedi.

https://www.birgun.net