Şam Deklarasyonu'ndan Abdurrezzak Eid, Suriyeli muhaliflerin İstanbul'daki toplantısına katılanların, Suriye Ulusal Meclisi'nin Suriye için yasal temsilci meclis olduğu hususunda anlaştığını, uluslararası düzeylerde Ulusal Meclis'in Suriye'yi temsil etmesi hususunda da görüş birliğine vardığını bildirdi.  

Eid, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Suriyeli muhalifleri bir araya getiren Pendik The Green Park Otel'deki toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında kapanış bildirisini okudu.

Suriye muhalefetinin tüm kesimleriyle, muhtelif siyasi kuruluşlarıyla, tüm direnişçilerin temsili ve bağımsız müstakil şahsiyetlerin katılımıyla İstanbul'da bir toplantı gerçekleştirildiğini anımsatan Eid, toplantının, Suriye'nin her yerinde kan akmasına son verilmesi amacıyla yapıldığını, toplantıya Türkiye'yi temsilen Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Halit Çevik ve Katar Dışişleri Bakanı Halid Bin Muhammed el Attiya'nın da katıldığını hatırlattı.

Eid, tüm katılımcıların, özgürlüklerini elde etmeleri, görüş birliğine varılması ve yeni Suriye ile ilgili düşüncelerinin birleştirilmesi amacıyla toplantıyı desteklediklerini ifade ettiklerini belirterek, katılımcıların şu anda Suriye'nin içinde bulunduğu acımasız, devam eden zulüm konularını görüştüğünü ve bu konudaki üzüntülerini dile getirdiğini aktardı.

Eid, katılımcıların, demokratik ve sivil devletin, yeni Suriye devletinin kurulması için gereken gayret ve çabanın aralıksız idame ettirilmesi konusunda mutabakata vardığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bugün Suriye'nin tüm illeri, ilçeleri, köyleri ve taşrası, her yerinde vatandaşlara karşı zulmedilmekte, vatandaşlarımız acımasızca katledilmektedir. Toplantıya katılan tüm üyeler hali hazırda, bir an önce temel insan hizmetlerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasının zorunlu olduğu hususunda mutabık kalmışlardır. Ayrıca, Suriye muhalefeti bu görüşme ve çalışmalar sırasında, bu geçici dönemde görüş birliğinin bozulmaması ve tek güç olarak gayretin devam ettirilmesi hususunda anlaşmıştır. Yine ayrıca toplantı katılımcıları, Suriye Ulusal Meclisi'nin Suriye için yasal temsilci meclis olduğu hususunda anlaşmıştır, uluslararası düzeylerde Ulusal Meclis'in Suriye'yi temsil etmesi hususunda da görüş birliğine varmıştır. Toplantı sırasında bir hazırlık komisyonu kurulması konusunda mutabakata varılmıştır.

Suriye ulusal misakında kurulacak yeni Suriye devletinin bağımsız, demokrat, özgür devlet olacağı hususunda da anlaşılmıştır. Suriye'deki yeni yönetim, demokratik esaslar üzerine kurulacak. Vatandaşların tüm özgürlüklerine, tüm haklarına sadık kalacak, onları koruyacak. Katılımcılar ayrıca, çalışmalar sırasında hazırlanacak anayasanın ve toplantı sırasında söz verilen tüm hususların gelecek Suriye milli misakını oluşturduğunu vurgulamıştır. Tüm katılımcılar, Allah'ın izniyle en yakında zaferin devrimcilerin olacağı ve mücahitlerin zafere ulaşacaklarını vurgulamıştır.''

''Kürt kardeşlerimiz tüm Suriye kentlerinde Suriyeli Araplarla aynıdır''

Suriye Ulusal Konseyi'nden George Sabra da soruları yanıtlarken, toplantıya katılan muhalif grupların sayısının 25'in üzerinde bulunduğunu belirterek, Özgür Suriye Ordusu'nun silahlandırılması ile ilgili toplantıda ne gibi kararlar alındığı konusunda, bundan önce yaptıkları toplantıda buna gerek duyduklarını ve bunun zorunlu olduğunu söylediklerini ifade etti.

Sabra, ''Gerekli olan, Özgür Suriye Ordusu'na ne gerekiyorsa, hangi tür destek gerekiyorsa bir an önce yapılması hususunda mutabık kaldık. Ulusal Suriye Meclisi ile Özgür Suriye Ordusu arasında bir irtibat bürosu kurulması konusunda mutabakata varıldı. Bunu burada tekrar dile getiriyor ve sonuna kadar savunuyoruz'' dedi.

Kürt grubunun konferanstan çekilmesiyle ilgili soru üzerine, ''Biz çok üzgünüz. Kürt kardeşlerimizin çekilmesinden dolayı...'' diyen Sabra, bazı katılımcıların ''Biz Kürdüz, Kürtler burada'' demesi üzerine, şunları kaydetti:

''Gerçekten çok üzgünüz. Bazı Kürt şahsiyetlerin bu toplantıya, hatta bugünkü oturumlara katıldıktan sonra çekilmelerinden dolayı son derece üzgünüz. Çünkü toplantıya katıldılar ve fiili olarak bizimle çalıştılar. Hatta konuşma da yaptılar. Kendileriyle çok uzun diyalog ve görüşmeler icra ettik. Bu diyaloğun ve görüşmelerin devam etmesini istiyoruz. Bunda da samimiyiz. Suriye'de muhalefet cephesinde olup da görüş ve düşüncelerine yer verilmemiş olması bizi üzer. Kardeşlerimizi tekrar doğal, tabii yerlerine dönmeleri ve oradaki yerlerini almaları için davet ediyoruz. Kürt kardeşlerimiz tüm Suriye kentlerinde Suriyeli Araplarla aynıdır.''

Sabra'nın konuşmasının ardından ''Suriye halkı birdir'' şeklinde slogan atıldı.

Muhaliflerden Ammar Kurabi ise hiç kimsenin dışlanamayacağını belirterek, hedefin, muhalefeti tek görüş etrafında bir araya getirmek olduğunu söyledi.

Kurabi, ''Burada artık devrimin yeni bir aşamaya girdiğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Çalışmalar, gayretler ve mücadele devam ediyor'' diye konuştu.

''Yeni Suriye özgür bir devlet olacaktır''

Suriye Ulusal Konseyi Üyesi Semir Neşşar da bir soru üzerine, yeni Suriye'nin özgür bir devlet, tüm vatandaşların eşit hak ve görevlere haiz olacağını, vatandaşlar arasında herhangi bir ayrım yapılmayacağını belirterek, hazırlanacak anayasada kadın-erkek eşitliğine geniş yer verileceğini, din, dil, ırk, soy ve renk bakımından herhangi bir ayrım yapılmasının mümkün olmayacağını söyledi.

Eski Suriye Ulusal Konseyi Üyesi Velid Bunni de Annan Planı ile ilgili bir soru üzerine, Suriye'de hükümetin geçtiğimiz dönemde kan akıtmayacağı, kimsenin öldürülmeyeceği vaadinde bulunduğunu hatırlatarak, ''Fakat maalesef söz başka, uygulama başka. Suriye bu taahhütten sonra binlerce kardeşimizin canına kıydı. Biz taahhüt istemiyoruz, uygulama istiyoruz. Suriye halkı korunmalı. Eğer hükümet gerçekçi ise askerlerini, tanklarını, ağır silahlarını bütün kentlerden çeksin'' dedi.  

Bu arada, farklı gruplar arasındaki müzakerelerin uzaması dolayısıyla basın toplantısı yaklaşık 3 saat gecikmeli olarak başladı. (AA)

AFAD: 17 BİN 655 SURİYELİ GELDİ

AFET ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, (AFAD) 27-28 Mart tarihlerinde 12 Suriye vatandaşının kendi istekleriyle ülkelerine döndüğünü, 366 kişinin Türkiye'ye giriş yaptığını açıkladı. Bugün itibariyle 17 bin 655 Suriye vatandaşının Türkiye'de barındırıldığı belirtildi.

AFAD'tan yapılan açıklamada, bugüne kadar Türkiye'ye giriş yapan toplam 32 bin 218 Suriye vatandaşından  14 bin 563'ünün Suriye'ye döndüğü belirtildi. Halen Hatay'da 10 bin 921, Gaziantep'te (Nurdağı-İslahiye) 2 bin 385 ve Kilis'te 4 bin 294 olmak üzere toplam 17 bin 600 Suriye vatandaşının Türkiye'de barındırıldığı, 20'i refakatçi, 35'ü hasta ve yaralı olmak üzere toplam 55 Suriyeli'nin de hastanede bulunduğu kaydedildi. Açıklamada, hastanedekilerle birlikte Türkiye'de toplam 17 bin 655 Suriye vatandaşı bulunduğu, Hatay'daki çadırkentlerde oluşturulan 68 sınıf ve 128 şubede okul çağındaki 1121'i kız, 1029'u erkek olmak üzere toplam 2 bin 150 Suriye vatandaşına okul öncesi, ilk ve ortaöğretim eğitimi verilmeye devam edildiği, ülkeye giriş yapan Suriyeliler'e her gün 3 öğün sıcak yemek verildiği kaydedildi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hong: "Suriye'nin sözlerine sadık kalmasını umuyoruz"

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hong Ley, Suriye'nin 6 maddelik Annan planını kabulüne ilişkin, Suriye'nin sözlerine sadık kalmasını umduklarını belirtti.

Hong, Çin tarafının Suriye'nin Annan planını kabul etmesinden mutlu olduğunu belirterek, bu konunun siyasi açıdan faydalı olduğunu belirtti.

"Suriye hükümetinin sözlerine sadık kalmasını umuyoruz" diyen Hong, Suriye hükümetinin Annan'ın 6 maddelik planını kabul etmesini bölgedeki çözüm adına önemli bir gelişme olarak nitelendirdi.

Bu planla ilgili son gelişmenin taraflar açısından önemli bir fırsat olduğunu ifade eden Hong, Annan'ın Çin ziyaretinin başarılı bir ziyaret olduğunu kaydetti.

Hong, Annan'ın temasları sırasında Çin Başbakanı Vın Ciabao ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Can Cıjün ile görüştüğünü söyledi.

Annan'ın temaslarının içeriğinin sorulması üzerine Hong, bu konuda Annan'ın ilgililerle fikir alışverişinde bulunduğunu ve Suriye'de tarafların şiddeti bırakıp, siyasal çözüm yolunu izlemesi konusunda hem fikir olduklarını belirtti.

Çin'in bu konuda aktif ve yapıcı bir yol izlemeye devam edeceğinin altını çizen Sözcü, Suriye meselesinin, mevcut yönetimin de katılımı dahilinde bir diyalog ortamında çözülmesi gerektiğini ifade etti.

Hong, bu süreçte Çin'in ilgili taraflarla temasta olacağını belirtti.

Çin'in İstanbul'daki Suriye'nin dostları toplantısına katılması hususunda da Hong, Çin'in daha önce de bu konudaki tavrını ortaya koyduğu üzere Suriye'nin dostları toplantısına "bu şartlar altında katılmayı düşünmediklerini" vurguladı.

Arap Birliği toplantıları hakkında da konuşan Hong, bu toplantıların da bölgesel barış, istikrar ve kalkınmaya katkısı olacağını kaydetti.

(AA)