MUSUL

Irak'ın Musul kentinin batısında yer alan, terör örgütü DEAŞ ile ordu birlikleri arasındaki şiddetli çatışmaların yaşandığı "Eski Musul"dan son 24 saatte 500 sivilin tahliye edildiği bildirildi.

Terör örgütünün hakimiyetinin birkaç mahalleyle sınırlı kaldığı bölgenin dar sokaklarında silah sesleri kesintisiz şekilde duyulurken patlamalar nedeniyle zaman zaman gökyüzünü duman kaplıyor.

Bölge sakinleri kendi imkanları ya da güvenlik güçlerinin desteğiyle kurtarılmış alanlara tahliye edilirken, DEAŞ'ın denetimi altındaki mahallelerde ise hala on binlerce sivilin evlerinde mahsur kaldığı ifade ediliyor.

Irak ordusunda görevli albay Ahmed Haşim, AA muhabirine, sivillerin bölgeden kaçışları sırasında büyük riskleri göze aldığını belirterek, "Eski Musul'un, Meydan ve Faruk mahallelerinden son 24 saat içinde kurtarılmış bölgelere yaklaşık 500 sivil tahliye edildi." dedi.

Çok sayıda sivilin, tahliye sırasında örgütün keskin nişancılarının açtığı ateş, yere döşenen mayınlar ya da savaş uçaklarının düzenlediği saldırılar nedeniyle yaralandığını ifade eden Haşim, son 24 saatte kurtarılan sivillerin 140'nın yaralı olduğunu aktardı.

Esaret altındaki sivillerin yaşam mücadelesi

Bölgeden çıkmayı başaran siviller, mahsur kaldıkları süreyi ölüm-kalım savaşına benzeterek, aylarca günde sadece bir öğün yemek yediklerini, kısıtlı şekilde ulaştıkları suyu ise çocuklarına damla damla verdiklerini belirtiyor.

Yetersiz gıda ve susuzluğun etkileri, yeni doğmuş bebekler ile yaşlılar başta olmak üzere bölgede mahsur kalanların hallerinden kolaylıkla anlaşılıyor. Uzun süredir açlıkla mücadele eden sivillerin yüzleri sararmış, avurtları çökmüş, göz altlarında derin çukurlar oluşmuş durumda.

"Çocuğum açlıktan öldü"

Faruk Mahallesi'nden kaçan 4 çocuk annesi Aliye Ahmed, bölgeden kurtulduğuna çok da sevinemediğini dile getirerek, "Kurtarılmadan önce 12 yaşındaki engelli kızım Ula yetersiz beslenmeden dolayı hayata gözlerini yumdu. Çocuğum açlıktan öldü." diye konuştu.

Musul'u DEAŞ'tan kurtarma operasyonu başladığından bu yana mahsur hayatı yaşadıklarını vurgulayan Aliye, o günleri şöyle anlattı:

"Tam üç aydır önceden depoladığımız tahin ve domates salçasını azar azar yiyerek ölüme direndik. İçmek için temiz su bulamıyorduk. Kuyudan çıkarılan pis suyu içmek zorunda kalıyorduk. DEAŞ'ın hedefi olmaktan korktuğumuz için dışarı da çıkamıyorduk. Bu süreçte özel bakıma ihtiyacı olan kızımı kaybettim. O günler çok kötüydü, kabus gibiydi."

Geride bırakılamayanlar

Aliye, kızının naaşını da yanına aldığını belirterek, "Cenazesini Musul'un doğu yakasındaki akrabalarımızın evine ulaşınca toprağa vereceğim. Kızım yolda kavurucu sıcaktan etkilenmesin diye onu sarıp sarmaladım." ifadesini kullandı.

Kurtarılanlar arasında bekleyen bir diğer anne de kucağındaki henüz yeni doğmuş bebeğine işaret ederek, yeterli miktarda beslenemeyen yavrusunun çok zayıfladığını dile getirdi.

Uluslararası koalisyon güçleri ve Irak ordusu hava kuvvetlerinin düzenlediği saldırılarda iki kardeşini kaybeden Fadiye İsa ise kardeşlerini evin bahçesine defnetmek zorunda kaldığını söyledi.

Meydan Mahallesi'den kaçan İsa, ayrıca yaralı olduğu için ambulansla hastaneye kaldırılan babasının akıbetine ilişkin bir bilgilerinin olmadığını belirtti.

Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığı tarafından geçen hafta yayımlanan açıklamada, Musul'u DEAŞ'tan kurtarma operasyonun başladığı 17 Ekim'den bu yana yaklaşık 900 bin sivilin evlerini terk edip kaçmak zorunda kaldığı bildirilmişti.

Muhabir: İdris Okuducu

Kaynak: AA