Bugün, Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde, Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ne gelenlerin konakladığı Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu 33 aydının ve 2 otel çalışanının hayatını kaybettiği katliamın 26. yıl dönümü. Türkiye'nin dört bir yanından gelen binlerce yurttaş, "Madımak Utanç Müzesi olsun" talebiyle Madımak Oteli'nin önünde toplandı.

Sivas'ta yapılan ve "Madımak Utanç Müzesi olsun" talebinin yinelendiği anma programı sona erdi.

Madımak Oteli önündeki anma programı semah gösterisiyle başladı ve konuşmalarla devam etti.

Sivas Katliamı'nın 26. yılında binlerce kişi Madımak Otel'in önünde toplandı. Katliamda hayatını kaybeden 33 aydının ailesi otel önüne karanfillerini bırakıyor. Karanfillerin bırakılmasının ardından anma programı başlayacak.

NE OLMUŞTU?

Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’nin ikinci günü olan ve Cuma gününe denk gelen 2 Temmuz’da namaz çıkışı toplanan gerici bir güruh etkinliğin yapıldığı alana yürümeye başlamış, "Sivas laiklere mezar olacak" sloganlarıyla yapılan yürüyüş sırasında ‘Halk Ozanları’ heykeli yıkılmıştı. Herhangi bir müdahale yapılmayan güruh, oteli ateşe vermişti.

2014 yılında Sivas Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te 33 aydının katledilmesinin ardından 21 yıl boyunca yargılaması devam eden 7 sanık hakkındaki davada zamanaşımı kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onandı.

DAVA DÜŞÜNCE ERDOĞAN 'HAYIRLI OLSUN' DEMİŞTİ

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nde 37 kişinin yakılarak öldürülmesinden sonra 21 Ekim 1993’te Ankara 1 Nolu DGM’de 125 sanıkla başlayan yargı sürecinde son sanıkları için "zamanaşımı" kararı çıkmıştı. Bu karar sonrasında dönemin başbakanı Erdoğan "Hayırlı olsun" demişti.

HAYATINI KAYBEDENLERİN AVUKATLARININ TEMYİZ İTİRAZI REDDEDİLDİ

Karara itiraz edilince dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yerel mahkemenin zamanaşımı kararına onama istediği davanın esas incelemesi Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde tamamladı. Davanın zamanaşımından düşmesine yönelik kararı onayan Daire, gerekçesinde, “765 sayılı TCK’nın (eski) 146. Maddesinin 2. Fıkrasında tarif edilen fiiller dışında suçun işlenmesinden veya işlendiği sırada, yasa dışı yürüyüş ve toplantılara katılıp Türkiye Cumhuriyetinin laiklik ilkesini kaldırmaya yönelik sloganlar atarak anılan maddenin 1. Fıkrasındaki amaç suçun işlenmesini kolaylaştırmak suretiyle fer’an katıldıkları iddia edilen sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu’nun eylemlerini sübutu halinde haklarında 765 sayılı TCK’nın 146/3. maddesinin uygulanması gerekeceği yönündeki kabul ve vasıflandırmada ve buna bağlı olarak da zamanaşımının gerçekleştiği yönündeki kabul de bir isabetsizlik görülmemiştir” denildi.

Osmangazi, miniklerle şenlendi   Osmangazi, miniklerle şenlendi  

Daire, sanıklar Cafer Erçakmak ile Yılmaz Bağ’ın ölümü nedeniyle, sanıklar Şevket Erdoğan, Hakan Karaca, Necmi Karaömeroğlu, Köksal 

Koçak ve İhsan Çakmak hakkında ise olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davaların düşürülmesine dair verilen yerel mahkemenin kararını usul ve kanuna uygun görülerek onanmasına hükmetti. Mağdurların vekillerinin temyiz itirazları ise reddedildi.

'İNSANLIK SUÇU' ÖLENE KALDI

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise kararında, Erçakmak’ın eski TCK’daki “TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan yargılandığı, insanlığa karşı suçlardan dolayı zamanaşımı işlemeyeceğini öngören yeni TCK’nın 77. maddesinin ise 1 Haziran 2005’te yürürlüğe girdiği kaydedildi.

Anayasaya göre bağlayıcı olan AİHM’nin, AİHS’nin 2. maddesindeki yaşama yönelik kararlarında, “yaşama hakkını ihlal ettiği iddia olunan, işkence ve kötü muamele iddialarıyla suçlanan kamu görevlilerinin af ve zamanaşımından faydalandırılmaması” yönünde kararları bulunduğu belirtilen kararda, “Suç tarihi itibariyle belediye meclisi üyesi olan sanık Cafer Erçakmak’ın kamu görevlisi olduğu, kamu görevlisi olan sanık hakkında olayın asli maddi faili olarak yargılandığı iş bu dava dosyasında 

zamanaşımı hükümlerinden istifade edemeyeceği düşünülse de nüfus kaydına göre sanığın 10 Temmuz 2011’de öldüğü anlaşılmakla hakkında açılan kamu davalarının düşürülmesine karar verilmiştir” denildi. Mahkeme, sanıklardan Yılmaz Bağ hakkındaki davayı da 25 Aralık 2006’da öldüğü gerekçesiyle düşürdü.

KAMU GÖREVLİSİ OLMAYANA 'ZAMANAŞIMI' 

Mahkeme, TCK’nın insanlığa karşı suçları düzenleyen 77. maddesi ile AİHM’nin yaşam hakkı ile ilgili kararını, sanıklar Erdoğan, Koçak, Çakmak, Karaca ve Karaömeroğlu için de tekrar etti. Mahkeme, bu sanıkların kamu görevlisi değil sivil olduğunu, ayrıca olayın asli maddi faili değil, fer’i şerik olarak yargılandıklarını, 15 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin bu sanıklar için 2 Temmuz 2008’de dolduğunu, bu nedenle haklarındaki davaların düşürülmesine karar verdi.

ARANIRKEN EVLENDİ

Davanın yargılaması devam ettiği sırada birçok skandala imza atıldı. 

Sanıklardan Erçakmak’ın aranırken 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediyesi’nde evlendiği, 22 Mayıs 1997’de askere gittiği, çocuğunu nüfusa kaydettirdiği, Emniyet’e başvurarak ehliyet aldığı anlaşıldı. Sanıklardan Yılmaz Bağ’ın ise aranırken Sivas Kangal ilçesinde düğün yaptığı belirlendi. Sivas katliamının acısı henüz tazeyken, Madımak Oteli'nin alt katına bir kebapçı açıldı. Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 37 kişinin yanarak can verdiği mekânda kebap yedi. Bu duruma tepki gösterenlerin sesi, 2010 yılına gelindiğinde ancak duyuldu, kebapçı kapatılarak, Madımak Oteli kamulaştırıldı.

'ANI KÖŞESİ'NE SALDIRGANLARIN ADI YAZILDI

Ancak tüm taleplere rağmen müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak'ta tartışma yaratan bir olay daha yaşandı. "Anı köşesi" adı verilen panoya katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı.

https://ilerihaber.org/icerik/madimakin-26-yilinda-binlerce-kisi-sivasta-bulustu-100020.html