İflas Ertelemeyi düzenleyen eski Türk Ticaret Kanunu’nun 324. Maddesini 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda karşılayan 2 madde bulunmaktadır. Bu maddeler; 376. ve 377. maddelerdir.   Bu maddeler 26 Haziran 2012 tarihli 6335 sayılı yasa ile değişikliğe uğramıştır. Madde metninde bulunan erken teşhis komitesi maddeden çıkarılmıştır.
376. maddenin birinci fıkrasına göre, son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanunu yedek akçelerin toplamının yarısı zarar nedeni ile karşılıksız kalırsa yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya çağırmakla ve genel kurula iyileştirici önlemler sunmakla görevlendirilmiştir.  

Maddenin bu fıkrası bir temenni ve yol gösterme gibidir. Yönetim kurulunun bu görevi yerine getirmemesinin sonuçları belirsizdir.

SERMAYE ŞİRKETLERİNİN SONA ERMESİ

376. Maddenin ikinci fıkrasına göre sermaye şirketlerinin son yıllık bilançosuna göre, sermaye ile yedek akçelerinin toplamının üçte ikisinin zarar nedeni ile kaybedilmesi halinde, genel kurul derhal toplantıya çağrılır.

ÜÇTE BİR SERMAYE İLE DEVAM KARARI

Bu şekilde toplantıya çağrılan genel kurulun önünde iki görev vardır. Ya üçte bir sermaye ile şirketin devamına karar verecektir ya da eksilen sermayenin tamamlanmasına karar verecektir. Genel kurul bu iki şıktan birisine karar vermediği takdirde şirket sona erer.

376. Maddenin ikinci fıkrasında bizce ifade eksikliği vardır. Bu ifade eksikliklerinden birisi genel kurulu kimin toplantıya çağıracağı belli değildir. Maddenin birinci fıkrasında genel kurulu, yönetim kurulunun toplantıya çağıracağı belirtilmesine rağmen ikinci fıkrada bu anlamda bir belirsizlik vardır.

Diğer bir eksiklikte şirketin sona ermesinin nasıl olacağıdır. Şirket tasfiye mi edilecektir, iflas mı talep edilecektir, şirket nasıl sona erecektir? Belli değildir.

İFLAS BİLDİRİMİ

 376. Maddenin 6335 sayılı Kanunla değişik 3. Fıkrasına göre şirketin borca batık durumda olduğu şüpheleri ve işaretleri mevcutsa yönetim kurulu 2 ayrı esasa göre yeni bir bilanço yapacaktır. Bu esaslardan bir tanesi, şirketin devamı halinde aktiflerin değeri, diğeri ise olası satış fiyatlarına göre yapılacak bir bilançodur.

Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediği anlaşılırsa yönetim kurulu şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden şirketin iflasını isteyecektir.

İflas kararının verilmesinden önce, şirketi borca batık durumdan çıkaracak miktarda alacağa sahip şirket alacaklıları, alacaklarının tamamını alacaklılar listesinin sonuna koymayı yazılı olarak beyan eder veya böyle bir sözleşme yaparlarsa; bu yazılı beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği mahkemenin atayacağı bilirkişilerce doğrulanırsa iflas kararı verilmez. Bilirkişiler böyle bir doğrulama yapmazsa, bilirkişi incelemesi için yapılan başvuru iflas bildirimi olarak kabul edilir.  

Maddenin bu fıkrasında çelişkili ve anlaşılmaz ifadeler vardır. 3.fıkranın birinci cümlesinde iki ayrı bilanço yapılacakmış gibi bir ifade vardır. Bu cümleden anlaşılan ifadeye göre yönetim kurulu 2 ayrı bilanço yapacaktır. Bu bilançolardan bir tanesi şirketin devamlılığı esasına göre yapılacaktır, diğeri ise muhtemel satış fiyatları üzerinden yapılacaktır. Oysa ikinci cümleden anlıyoruz ki bir tane cümle yapılacaktır. İki ayrı esasa göre bir bilanço yapılamaz. Böyle bir bilanço, bilanço tekniğine aykırıdır.

Maddedeki başka bir çelişki ise, fıkranın ikinci cümlesi ile yönetim kurulu şirketin iflasını istiyor, üçüncü cümlede ise iflastan önce şirket alacaklılarından şirketi borca batık durumundan kurtaracak alacağa sahip bir ya da birden çok alacaklı, alacaklılar listesinin sona yazılmayı kabul ederlerse ve bu istek mahkemenin tayin edeceği bilirkişilerce uygun görülmezse bilirkişilerin raporu iflas bildirimi olarak kabul edilecektir. Oysa iflas bildirimi fıkranın ikinci cümlesi ile yetkili mahkemeye yapılmıştır.

Bizce fıkranın doğrusu şu olmalıydı, "Şirketin borca batık olması halinde mahkemeye yapılacak iflas başvurusundan önce alacaklıların yukarıda belirtilen yazılı beyanları veya taraflar arasında yapılacak bir sözleşme ile bu alacaklıların alacaklarını, alacaklılar listesinin sonuna konmasını kabul etmeleri halinde şirket yönetimi yetkili mahkemeden bir bilirkişi heyeti tayin edilerek alacaklıların bu beyanının veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliğinin incelenmesi istenir. Bilirkişilerin vereceği rapor olumlu ise şirketin iflasına karar verilemez, bilirkişi raporu olumsuz ise bu rapor iflas bildirimi olarak kabul edilir. Aksi halde yönetim kurulu yetkili mahkemeden şirketin iflasını talep eder". 

İFLASIN ERTELENMESİ

Borca batık bir şirketin iflasının ertelenmesine karar verilebilmesi için şirket yönetim kurulunun veya alacaklılardan birisinin bir iyileştirme projesi ile yetkili mahkemeden iflasın ertelenmesini talep etmesi gerekir.

Bu iyileştirme projesinin belli esaslara dayanması gerekir. Mahkemenin iflasın ertelenmesine karar verebilmesi için iyileştirme projesinin içermesi gereken esaslar şunlardır;

a)      a)Nakit sermaye konması

b)      b) Nesnel ve gerçek kaynaklar gösterilmesi

Görüldüğü gibi, Yeni Türk Ticaret Kanunun 377. Maddesi iflasın ertelenmesi için, Eski Türk Ticaret Kanunun 324.maddesinden farklı düzenlemeler getirmiştir.  Yeni düzenleme iyileştirme projesinin hangi esaslara dayanacağını belirlemiştir. Oysa eski 324. Maddede böyle bir belirleme yoktur. Eski 324. Madde “…………. Şirket durumunu islahı mümkün görülüyorsa idare meclisi veya bir alacaklının talebi üzerine mahkeme iflas kararını tehir edebilir.” demektedir. Madde şirket durumunun nasıl düzeltileceğini açıklamamaktadır. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 377. Maddesi, İflasın ertelenebilmesi için; ya nakit sermaye koyacaksın, ya da nesnel ve gerçek kaynaklar göstereceksin demektedir. Yeni düzenlemeye göre somut ve gerçekçi olmayan iyileştirme projeleri ile iflasın ertelenmesine karar verilemeyecektir.

Rahmi Ofluoğlu ( Avukat )