İSTANBUL - Hatice Şenses Kurukız

Henüz 15 yaşındayken, o dönemde tedavisi bulunmayan cüzzamın ayağından ve parmaklarından ettiği 81 yaşındaki Halil Taşdemir, hastalığın getirdiği tüm sorunlara rağmen yaşama sevincini kaybetmedi.

Taşdemir, henüz 15 yaşında, geçmişi eskilere dayanan ve ciddi belirtileri olmadığı için erken tanı konulmasında zorlanılan cüzzam ile tanıştı.

Babasının kendisini okutmaması nedeniyle memleketi Kars'tan ayrılarak Anraka'ya gittiği dönemde dizlerinde iyileşmeyen yaraları fark eden Taşdemir, bunun üzerine hekime başvurdu.

Cüzzam tanısını almasının ardından hastaneye yatırılan Taşdemir, ancak o dönemde tedavi için gereken ilaçların bulunmaması nedeniyle hastalıktan kurtulamadı.

İlerleyen dönemlerde hastalık nedeniyle ellerinde şekil bozukları oluşan, geçmeyen yaralar yüzünden de bir bacağını diz altından itibaren kaybeden Taşdemir, 1980'li yıllarda uygun ilaçların Türkiye'ye getirilmesiyle tedavi oldu ve basilden kurtuldu.

Tüm bunlara rağmen hayata küsmeyen Taşdemir, şimdi hastalığı yenmenin mutluluğuyla yaşamını sürdürüyor.

"Doktor 'Sende cüzzam var' deyince cüzdan anladım"

Cüzzamla mücadelesini AA muhabirine anlatan Halil Taşdemir, doktora ilk gidişinde hemen hastalığın tanısını aldığını ama ilaç olmadığı için tedavi edilemediğini belirterek, "Doktor 'Sende cüzzam var' deyince cüzdan anladım. Bilmediğim bir hastalıktı. Ondan sonra 11,5 ay hastanede yattım." dedi.

"Memleketimizde herkes bizden kaçtı"

Taşdemir, bu dönemin ardından taburcu olduğunu ve daha sonra da vatani görevini yapmak üzere askere alındığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Hastalığımı nüfus cüzdanıma 'çürük' yazmasınlar diye inkar ettim. Gittim 2 sene İstanbul'da askerlik yaptım. Terhisime bir ay kala dizlerimde tekrar yara açıldı. Ben ne kadar gizlediysem de yatağa bulaşan kan beni ele verdi. Koğuşçumuz gidip yüzbaşıya 'Halil çavuşun yatağında kan var.' deyince yüzbaşı beni çağırdı. 'Evladım senin yaran mı var?' diye sorunca daha inkar edecek bir durum kalmadı. Beni Askeri Gümüşsuyu Hastanesi'ne gönderdiler. Oradan da İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi'ne gönderdiler ama yine tedavi yok, ilaç yok..."

Memleketimizde herkes bizden kaçtı. Biz de kendi kendimizden, toplumdan kaçıyorduk. 'Acaba bir şey mi derler?' diye. Bir çirkinlik vardı. Kahveye bile korkumuzdan gidemiyorduk. Çok şükür şimdi tedavimizi olduk. Bundan sonra bu hastalığa yakalanan arkadaşlar da hiç korkmasınlar, tedavileri var. 2 yıl tedaviden sonra aynı aslan gibi oluyorlar. Sağlam adamla onun bir farkı yok."

"Kimse cüzzamdan korkmasın"

Taşdemir, kalıcı sakatlığının bulunduğunu ama şimdi çok iyi olduğunu dile getirerek, "Hayata küsmedim. Herkes sadece dikkatli olsun, kimse cüzzamdan korkmasın. Cüzzam tüm hastalıklardan kolay bir hastalık. Cüzzam bir cilt hastalığıdır, insanları çirkin yapar. Ben 81 yaşındayım, daha doktora gitmedim, bu hastalığın dışında. Kalbim, midem sağlam, hayatımda bir sorunum yok. Şimdi ilaç var, çok şükür. Bu hastalık artık kalmadı. Temizliğe çok önem versinler. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Ayağımdaki yarayla 25 sene gezdim. En sonunda baktım ki netice yok ayağımı diz altından aldılar. Şimdi protez ayağım var, geziyorum, idare ediyorum." diyerek konuşmasını tamamladı.


Kaynak: AA