Ankara- CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresine ilişkin verdiği kararı değerlendirdi.

Hamzaçebi, şöyle dedi:
"Sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildiği tarihte referanduma sunulmuş olan Anayasa değişiklikleriyle 11. Cumhurbaşkanı'nın görev süresi 5+5 olarak belirlenmişti. Yani Sayın Gül seçildiği tarihte görev süresinin 5 yıl olduğunu biliyordu.
Cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen kanunun Sayın Abdullah Gül'ün görev süresinin 7 yıl olduğunu belirleyen hükmüne ilişkin olarak herhangi bir iptal kararı vermedi, bu kararı oy birliği ile aldı. Sayın Abdullah Gül'ün ikinci kez aday olmasını engelleyen hükmü de oybirliği ile iptal etti. Bizim talebimiz her iki düzenlemenin iptal edilmesi gerektiği yönündeydi yani Sayın Abdullah Gül'ün görev süresinin 7 yıl değil, 5 yıl olduğu ve 5 yıl olması nedeniyle de ona ikinci kez seçilebilmesi olanağını tanıyan Anayasa hükmüne aykırı olarak düzenlenmiş olan o yasanın geçici maddesinin iptal edilmesiydi. Anayasa Mahkemesi bizim talebimizden sadece Sayın Gül'ün bir kez daha aday olmasını engelleyen hükmün iptalini öngörmek suretiyle bir tanesini kabul etmiş oldu. Doğru olan Sayın Abdullah Gül'ün görev süresinin 5 yıl olduğudur, Anayasa Mahkemesi burada olayı bizden çok daha farklı yorumlamıştır."


"Cumhurbaşkanı herhangi bir memur değildir"


Cumhurbaşkanı'nın herhangi bir memur olmadığını ifade eden Hamzaçebi, şöyle dedi:
"İdare hukukunda kazanılmış hak kavramı vardır, özel hukukta kazanılmış hak kavramı vardır, ancak anayasa hukukuna kazanılmış hak kavramıyla, özel hukuk kurallarıyla, idare hukuku kurallarıyla yaklaşılamaz. Bu doğru değildir. Cumhurbaşkanı herhangi bir memur değildir. Cumhurbaşkanı bir memur olarak değerlendirilemez. Anayasa hukuku asli kurucu irade kuralı değiştirmiştir, asli kurucu iradenin değiştirmiş olduğu anayasa kuralıyla artık cumhurbaşkanı kim olursa olsun o yeni kural işler, seçilen cumhurbaşkanı da yeni kurala tabi olur. Cumhurbaşkanını herhangi bir memurla eş tutamayız.
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını doğru bir karar olarak görmüyoruz. Bir bölümüyle doğrudur. Sayın Abdullah Gül'ün bir kez daha aday olabilmesi yönünde hiçbir tereddüt yoktur, ancak bu yorumda ancak Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün mevcut görev süresinin 5 yıl olması koşuluyla yapılabilir. Sayın Gül'ün görev süresini 7 yıl olarak yorumladığınız takdirde o zaman Sayın Gül'ün bir kez daha aday olamaması gerekir mademki onun görev süresi açısından değişlikten önceki anayasa hükümleri esas alınmaktadır, eski anayasa hükümleri onun görev süresinin 7 yıl olduğunu söylerken öte taraftan bir kez daha aday olamayacağını söylüyordu. Hem 7 yıl diyeceksiniz Sayın Gül'ün görev süresine hem de bir kez daha seçilebilir derseniz tutarlı hareket etmiş olmazsınız."


"Karar hayırlı olsun"


Anayasa Mahkemesi'nin kararının uygulanacağına işaret eden Hamzaçebi, "O uygulanacaktır, ona göre Türkiye yeni bir tavır alacaktır. Karar hayırlı olsun" diye konuştu.

"Hiç kimse şimdiden kendisine 12. Cumhurbaşkanlığını yakıştırmasın"

Bir basın mensubunun, "İktidar partisinden bir açıklama geldi, Başbakan'ın aday olması halinde karşısında kimin olacağının önemi olmayacağı yönünde bir açıklama geldi, nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Hamzaçebi, şu yanıtı verdi:
"AKP Cumhurbaşkanlığını, 12. Cumhurbaşkanlığı seçimini kendi tekelinde görüyor yani Sayın Gül mü olacak, Sayın Tayyip Erdoğan olacak yönünde bir tartışmayı, değerlendirmeyi yapıyorlar. Bu değerlendirme tümüyle yanlıştır. 12. Cumhurbaşkanının kim olacağı belli değildir, hiç kimse şimdiden kendisine 12. Cumhurbaşkanlığını yakıştırmasın. 12. Cumhurbaşkanı ne Sayın Tayyip Erdoğan olacaktır, ne de Sayın Abdullah Gül olacaktır.

CHP'nin cumhurbaşkanı profili

AKP'nin, Sayın Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi toplumu bu kadar kamplara ayıran kutuplaştıran politikaları karşısında toplumu kucaklayacak bütün kesimleriyle kucaklayacak ve barışı mesaj olarak verecek bir kişi Cumhurbaşkanı olacaktır. Bu profile sahip bir kişiyi ben AKP içinde görmüyorum. Böyle bir profil Cumhurbaşkanı olacaktır Türkiye'de."

"AKP içerisindeki Köşk hesapları açısından değerlendirdiğinizde bu karar ne anlama geliyor?" sorusuna Hamzaçebi, şu yanıtı verdi:
"Onlar kendi değerlendirmesini yapacaktır. Sayın Gül ile Sayın Erdoğan arasında nasıl bir değerlendirme olur onu bilemiyorum, biz onla ilgili değiliz. Biz bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürürken de tamamen hukuka, Anayasa'ya uygunluk açısından götürdük yoksa Cumhurbaşkanı 'şu kişi olsun bu kişi olsun' şeklinde bir değerlendirmeyi yapmadık. Yasa ile Anayasa değiştirilmiştir. Üzüntüm şudur; Anayasa Mahkemesi bu kararıyla yasayla Anayasa değiştirilebilmesine onay vermiştir, bu Anayasa Mahkemesi'ne yakışmamıştır. Anayasa Mahkemesi doğru karar vermemiştir.
Anayasa Mahkemesi yasayla Anayasa'nın değiştirilmesine onay vermek suretiyle büyük bir tartışmanın içerisine kendisini sokmuştur, prestiji, güvenilirliği tartışılır bir konuma gelmiştir."

Emine Ülker Tarhan: Anayasanın artık yasayla değiştirilebilmesinin yolunu açmıştır

Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu ile ilgili kararını değerlendirdi.

Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu metnindeki tüm Anayasa ihlallerinin görmezden gelindiğini, Anayasa Mahkemesi'nce bir kez daha hukukun değil başka dinamiklerin etkili olduğu karar verilmesinin tercih edildiğini söyleyen Tarhan, bu kararla Anayasa'nın bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal edildiğini ifade etti.

Kararın gerekçesinin henüz bilinmediğini belirten Tarhan, şu görüşlere yer verdi:
''Davaya konu ana sorun, öncelikle anayasanın yasayla değiştirilip değiştirilemeyeceğine ilişkin olup, bu kararla mahkeme anayasanın artık yasayla değiştirilebilmesinin yolunu açmıştır. Bu da anayasa hükümlerini, buna değiştirilemez hükümleri de dahil, değiştiren bir yasanın dahi Anayasa Mahkemesi tarafından onay göreceği yolundaki endişelerimizi arttırmıştır. Yargının alabildiğince siyasallaştığı ve hukuksal değil başka tür hesapların yapıldığı bir dönemde karar sürpriz değildir. Ancak bazı konularda anayasa değişikliğine dahi gerek bırakmayan fiili bir yol oluşturduğu ve bu yolla anayasanın bizzat onu koruması gereken mahkemesi eliyle ihlal edildiği açıktır.''

İkinci sorunun cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin olduğunu kaydeden Tarhan, ''Bu sorunun statü hukukuna göre çözülmesi gerekirken, bir bütün olarak eski ya da yeni statü hukukunun geçerli olması yolunda iki olasılık söz konusuyken bu yola hiç girilmemiştir'' ifadesini kullandı.

Tarhan, ''karma ve siyasi bir bakış açısıyla yine hukukun dışında başka faktörlerle ve kişiler üzerinden değerlendirme yapıldığını'' vurgulayan ''Bu arada hukuk bir kez daha katledilmiştir'' görüşünü belirtti.

cumhuriyet