O hep en öndeydi..  AİESEC’te, KOMMER, Dolmabahçe Direnişilerinde en önde o vardı..

23 Şubat 1968 de iktidar partisi olan Adalet Partisi milletvekilleri gece yarısı meclisi basıyor ve Türkiye İşçi Partili milletvekillerini linç edercesine dövüyorlar. Çetin Altan’ın başını yarıyorlar.. Herkes çok öfkeliydi.. CHP lideri İsmet Paşa tekisini şu sözlerle dile getiriyordu:

 

“Eşkiyanın ne zaman ne yapacağı belli olmaz..”

 

Deniz TİP’li değildi ama en önde Deniz vardı.. Olaydan bir süre sonra, 7 Mart 1968 de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Konferans salonunda uluslararası bir kuruluş olan AİSEC’in Genel Kurulu vardı. Bu bizim için meclis baskınına tepki vermek, eşkıyayı teşhir etmek için bulunmaz bir fırsattı…

Ellerimizde pankartlarla konferans salonunun balkonunu işgal ettik.. VİVA LİBERTY, ANAYASA SOSYALİZME AÇIKTIR pankartları dikkat çekiyordu.. Kürsüde Devlet Bakanı, Hükümet Sözcüsü Seyfi Öztürk konuşuyordu.. Konuşmasını kestik..Hep bir ağızdan

 

VİVA LİBERTY!

 

Diye bağırıyorduk.. Delegeler ayağa kalkıp biz döndüler, bizi alkışlıyorlardı.. Bakan bize hitaben şöyle dedi:

“Sizin beni protesto etmeniz demokratik hakkınızdır..Bu hareketinizden ötürü siz göz altına alınmayacaksınız, bunu garanti ediyorum..”

Bakan bütün sevimliliği ile bize tebessüm ediyor ve bütün dünyaya burası demokrasi ülkesi diyordu..

POLİS PEŞİMİZDE

 

Ertesi gün olay bütün gazetelerin manşetindeydi, poliste bizim peşimizdeydi..Doğal olarak bakan sözünde durmamıştı.. Olaya katılan herkes yakalandı.. Deniz ve ben birlikte kaçıyorduk..   Bir süre sonra Deniz yakalandı..Ben kaçmaya devam ettim..

 

 KOMMER EYLEMİ

 

Vietnam kasabı KOMMER Türkiye’ye büyük elçi olarak atanıyor.. Eylem için harekete geçiyoruz.. Yeşilköy Havaalanı’nı basıyoruz.. Deniz gene en önde..Bir gün sonra hepimiz tutuklanıyoruz..

 

DOLMABAHÇE DİRENİŞİ

 

6. Filo Eylemleri zirvededir. İstanbul Dolmabahçe açıklarında demirleyen 6. Filo askerleri Dolmabahçe’den karaya çıkıyorlar ve şehre dağılıyorlar. Olaylar devam ederken polis İTÜ’yü basıyor . Vedat Demircioğlu İTÜ Öğrenci Yurdu’nun penceresinden atılarak ve yerde sürüklenerek öldürülüyor..Gece yarısıdır.. Haber bütün öğrenci yurtlarına ulaşıyor.. Sabah gün doğarken Taksim’deyiz, 30-40 kişi.. Deniz en önde gene.. Deniz konuşuyor.. Bir şiir okuyor ve mücadele çağrısı yapıyor, Dolmabahçe’yi hedef gösteriyor..

 



Varılacak yere
                kan içinde varılacaktır.
Ve zafer
          artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
                                   tırnakla sökülüp
                                               koparılacaktır...

Gümüşsuyu’na doğru yola çıktık.. İTÜ önüne geldiğimizde sayımız bin kişiyi geçmişti..Dolmabahçe’ye indiğimizde binlerce idik..Sonra on binler.. Amerikalı askerler denize atılıyordu.. Şanlı direniş başlamıştı..

Ertesi gün TİP  Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar demeç veriyordu..

“Dolmabahçe’de 2. Kurtuluş savaşımızın meşalesi yakıldı..”

Bugün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarının 40. yılı..Deniz asıldığında 24 yaşındaydı, ben 25 yaşındaydım.. Deniz hala 24 yaşında ama ben 66 yaşındayım.. O yaşıyor.. Bugün bütün ülkede milyonlar denizi anacak.. Deniz’e gıpta etmemek elde değil..ve Can Yücel’e binlerce teşekkür bize “MARE NOSTROM” şiirini verdiği için..

Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!


Sana acımak kimin haddine..

BİZİM DENİZ


MARE NOSTRUM

 En uzun koşuysa elbet Türkiyede de Devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi...

Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!


Can YÜCEL