Yer, Özel Yetkili İstanbul 12. Ağır Ceza  Mahkemesi  duruşma salonu.. Müşteki yoklamada adını soy adını oturduğu yerden söylüyor,  savcı“ayağa kalk !” diye ikaz ediyor, müşteki ayağa kalkarak cevaplıyor:

-Neden ayağa kalkayım?

Müşteki artık ayaktadır.. Savcı ve heyet herhalde müştekinin cahilliğine veriyorlar, kendilerince bu anlamsız soruyu.. Avukatlar arasında gülüşmeler… Ne heyet, ne savcı, ne de avukatlar müştekinin bir avukat olduğunun farkında değillerdir bu aşamaya kadar..

Duruşmaya ara verildiğinde müşteki meslektaşlarından birine sorar:

-Neden ara kararda bütün herkes ayağa kalktı?
Salonda 15 kadar avukat vardır. Sorunun muhatabı avukat eski bir ağır ceza hakimidir.

-         - Teamül, diye cevap verir…

Teamül, yerleşik alışkanlık yani.. yerleştiren yerleştirmiş zamanında yani…

Bütün bu olup bitenleri izlerken aklıma Diyarbakırlı,  TİP üyesi, sosyalist,  terzi Niyazi Ustanın 1969 yılında  anlattığı bir yaşam hikayesi geldi.

Niyazi usta köylüleri  ağa kahveye geldiğinde; ayağa kalkmamaları için ikna eder..  Köylüler Niyazi Ustaya ağa gelince ayağa kalkmayacakları konusunda söz verirler..  Fakat köylüler nedense bu sözlerinde durmazlar ve ağanın kahveye her gelişinde fırlayıp ayağa kalkarlar.. Böyle bir, iki, üç derken Niyazi Usta kızar ve köylülere bağırır..

-Ulan elli sefer söz verdiniz ağa gelince ayağa kalkmayacağız diye, ama ağayı her görüşünüzde fırlayıp ayağa kalkıyorsunuz..

İçlerinden biri cevap verir..

_ Usta, valla biz kalkmıyoruz, kıçımız kalkıyor…

Teşbihte hata olmaz derim..

CMK 54, 55. ve 231/4 maddeye göre duruşmalarda sadece yemin edilirken ve hüküm okunurken ayağa kalkılır. Konuya ilişkin  Adalet Bakanlığının Av. Ömer Yasa’ya verdiği cevabı ekte yayınlıyoruz..

Rahmi Ofluoğlu

Adalet Bakanlığı'ndan gelen cevap için TIKLAYINIZ.