İSTANBUL

Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu'nun, "FETÖ'ye üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 2 yıl 1 ay hapisle cezalandırılmasının gerekçesi açıklandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Haziran 2017'de gerçekleştirilen dördüncü duruşmada "silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmederek tahliye ettiği Muratoğlu ile ilgili gerekçeli kararını açıkladı.

Gerekçeli kararda, 15 Aralık 2016'da tutuklanan ve hükmün açıklandığı 15 Haziran 2016 tarihli duruşmada serbest bırakılan sanık Barbaros Muratoğlu ile ilgili savcılık iddialarına yer verildi.

Muratoğlu'nun savunması, deliller ve tanık Ramazan Aykış'ın beyanına da yer verilen gerekçeli kararda, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığını bozmak amacıyla kurulan silahlı bir terör örgütü olduğu vurgulandı.

"Soruşturma, tanık avukatın ifadesi doğrultusunda başlatıldı"

"Silahlı örgüte üye olma ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suç tanımlamasının anlatıldığı kararda, Doğan Holding Ankara Temsilcisi ve Hürriyet Gazetesi İdari Koordinatörü olarak görev yapan sanık Muratoğlu hakkındaki soruşturmanın, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ'nün avukat yapılanmasına yönelik yapılan operasyonlar sırasında tutuklanarak cezaevine konulan Ramazan Aykış isimli avukatın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak üzere verdiği ifadesi doğrultusunda başlatıldığı hatırlatıldı.

Tanık Aykış'ın, "Sanık ile 2012 yılının nisan veya mayıs aylarında tanıştığı, terör örgütüne ait ve etkin konumdaki Mizan Hukuk Bürosu'nun başındaki Mehmet Yusuf Burak ve yine örgüt mensuplarından Polis Akademisi Öğretim Üyesi Cemalettin Karadaş'ın bulunduğu ortamda buluşmaları sırasında sanığın, Ankara temsilcisi olduğu şirketin vergi davaları ve yüksek meblağlı para cezalarını konu alan davaları nedeniyle söz konusu dönemde terör örgütünün yargı yapılanmasının etkin olmasından dolayı kendileriyle çalışmak istediklerini söylediği, davaların vekaletini kendisinin aldığı, vekalet ilişkisinin 17-25 Aralık sürecinden sonra da devam ettiği, 2013, 2014 ve 2015 yılları arasında sanıkla iş takipleri nedeniyle sıkça görüştüğü, 2014 yılının ekim ayından sonra ise HSYK üye seçimleri sonucunda terör örgütünün etkinliğinin azalması nedeniyle vekalet ilişkilerinin son bulduğu, vekalet ilişkisi kurduktan yaklaşık 5 ay kadar sonra, ayrıca sanığın temsilciliğini yaptığı şirketin FETÖ lideri Fetulah Gülen'in yardımcılarından Mustafa Özcan vasıtasıyla örgüt liderinin avukatlığını yapan ve avukat yapılanmasının en tepesindeki isim olan Orhan Erdemli'nin hukuk bürosuyla anlaştıklarını sanıktan duyduğu" şeklinde beyanda bulunduğu anlatılan kararda, bu tanığın mahkemede bizzat dinlenildiği ve önceki beyanıyla benzer nitelikte beyanda bulunduğunun anlaşıldığı ifade edildi.

"FETÖ liderini ziyarete giden grupta yer aldı"

Soruşturma aşamasında tanık olarak dinlenilen FETÖ'nün avukatlık yapılanması kapsamında tutuklu olan avukat Mehmet Yusuf Burak'ın ifadesinin de Ramazan Aykış'ın ifadesi ile uyumlu olduğu belirtilen kararda, sanığın savunmasında söz konusu görüşmeleri kabul ettiği, "ancak tanıklarla iş yapmalarının FETÖ'nün yargıdaki yapılanmasının gücü nedeniyle olmadığı, bunun bir yorumdan ibaret olduğu ve üzerine atılı suçu kabul etmediğini" beyan ettiği aktarıldı.

Muratoğlu'nun soruşturma aşamasındaki ifadesinde, "Doğan Holding'in yargı dışındaki işlerini takip ettiğini" belirttiği anımsatılan kararda, şu değerlendirme yapıldı:

"Sanığın vekalet verilmesi konusunda tanık avukatlarla bizzat görüşme yapması, bunun yanında halen FETÖ üyeliği iddiasıyla tutuklu olan ve örgütün hiyerarşik bağ kapsamında üyelerince kullanılan kriptolu haberleşme programı 'ByLock and chat' adlı programını kullanan kişilerle fazla sayıda ve açıklayamadığı şekilde görüşme yapması, 2012 yılında FETÖ liderini ziyarete giden grupta yer alması ve tanık avukatlarla vekalet ilişkilerinin bu görüşmeden sonra başlaması, tanıkların beyanlarının aksinin kanıtlanmamış olması, sanığın Ankara temsilcisi olduğu şirketin vergi davaları ve yüksek meblağlı para cezalarını konu alan davaları FETÖ yapılanmasına dahil avukatların takibi konusunda görüşmeler yaparak vekalet ilişkisi kurulmasını sağlaması hep birlikte değerlendirildiğinde; sanığın FETÖ adlı terör örgütünün avukat yapılanması ile yargı gücünden yararlanmak amacıyla irtibat kurduğu, örgüt mensuplarıyla yoğun ilişki ve irtibatının olduğu, amacı doğrultusunda örgüt mensubu avukatlara iş vererek örgüte menfaat sağlamak suretiyle terör örgütünün alt yapılanmasına işlerlik kazandırdığı, bu eylemlerini örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği anlaşılmış ve bu şekilde üzerine atılı, 'terör örgütüne yardım etme' suçunu işlediği hususunda mahkememizde tam bir kanaat oluşmuştur."

Sanık hakkında yargılama sonucunda Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yer alan "terör örgütüne yardım etme" suçu yollamasıyla takdiren alt sınırdan olmak üzere ceza tayin edildiği belirtilen kararda, cezasından sırasıyla TCK'nın 220/7. maddesi gereğince takdiren 2/3 oranında indirim, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 5/1. maddesi gereğince yarı oranında artırım yapıldığı, sanığın duruşmalardaki iyi hali nedeniyle hakkında takdiri indirim uygulandığı ve mahkumiyetine dair 2 yıl 1 aylık hüküm tesis edildiği dile getirildi.

Muhabir: Murat Kaya,Mustafa Hatipoğlu

Kaynak: AA