ANKARA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesine, örgütün kumpasıyla Balyoz davasında uzun süre hapis yatan emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel'in, FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki yapılanmasını anlattığı "Ağacın Kurdu" isimli kitabından alıntılar da girdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen darbe girişiminin çatı iddianamesinde, terör örgütünün TSK içindeki yapılanması irdelenirken, irtibatı tamamen koparan veya örgüt için tehlike oluşturan askeri öğrencinin okuldan uzaklaştırılması da anlatıldı.

İddianamede yer alan tespitlere göre FETÖ, yıllarca emek verdiği öğrenciyi mecbur kalmadan tasfiye etmedi. Sıkıntılar başlamışsa, öğrenci abisiyle görüşmeye gelmiyorsa, sınıfından veya kısmından onunla samimi olması için devreye soktuğu öğrenciyi tanımışsa, açık tehdit konumuna gelmiş bu öğrenciyi örgüt, üzeri çizilmişlerin listesine alındı.

Üzeri çizilenlerin, sırasıyla derslerinde başarılı olsalar da sınıf ve devre kaybetmeleri sağlandı. Bu yöntemler de çözümsüz kalırsa, hem örgüt mensubu olmayan hem de örgütten kopmak isteyen öğrenciler, "şok mangaları" denen gruplar içerisine alınarak şiddete ve işkenceye varacak şekilde muamele gördü.

"Şok mangaları"

Askeri okullarda, özellikle de Harp Okullarında okuyan öğrencilerden, başta örgüt mensubu olup da örgütten ayrılanlar, örgütün kendisine rakip ve düşman olarak hedef belirlediği kesimlerden olanlar, babası asker olmasına rağmen örgütten olmayan askeri öğrencilerin, okullardan kendi istekleriyle ayrılmalarını sağlamak için örgüt, okullara "şok mangaları" adı verilen sözde eğitim birlikleri kurdu.

"Şok mangaları"nda zor şartlarda ve TSK'nın eğitim yönetmeliğinde olmayan işkenceye varan eğitimler verildi. "Şok mangaları"nı yöneten ve buradaki öğrencilere her türlü hakareti, işkenceyi yapan askeri personelin büyük çoğunluğu kurmaylık sınavlarını kazanan örgüt mensubu subaylardan oluştu.

Emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel'in kitabından alıntı

İddianamenin bu bölümünde, örgütün kumpasıyla Balyoz sanıkları arasına sokulan ve uzun süre hapis yatan emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel'in, "Ağacın Kurdu" isimli kitabında "şok mangaları" ile ilgili çarpıcı detaylara yer verildiği belirtildi.

İddianamede, kitaptan şu bölümler aktarıldı:

"En küçük şeyde ceza verilmektedir. Eğitimlerde bahaneler üretilerek diğer arkadaşlarından ayrılıp işkence denebilecek şekilde saatlerce süründürülmekte veya ayakta bekletilmekte, uykusuz bırakılmakta, bunlar yapılırken de gurur kıracak davranışlar ve hakaretlere maruz kalmaktadır. Sadece medya üzerinden saldırıyla kalmadılar. Kendilerinin dışında yani Fetullahçı örgüt mensubu, bir başka deyişle şakirt olmayan ve denizcilere ait askeri okulları kazanan öğrencileri tespit edip ailelerine mektup yazdılar. Mektuplarda işledikleri tema: 'Çocuğunuzu nasıl bir okula göndereceksiniz biliyor musunuz? Orada uyuşturucunun her türlüsüyle karşılaşacak. Orada fuhuş var. Eşcinsel ilişki var. Çocuğunuzun uyuşturucu müptelası olmasını ister misiniz? Eşcinsel olmasını ister misiniz?' Bayram Tuğrul, 'Binbaşı Nasuh Çakın ve beraberindeki 5 teğmen ile 1 yüzbaşının kendisine domuz bağı yaptıklarını, başına çuval geçirdikten sonra dövdüklerini, ayrılması konusunda baskı uyguladıklarını, kendisinin ayrılmamak için direnmesi üzerine komutanların disiplin puanını kırmak için harekete geçtiklerini, sonuçta hiçbir tutanak, gözetmen raporu ve benzeri kayıt bulunmadan muaf olduğu İngilizce dersinden kopya çekmiş gibi gösterilerek, Hava Harp Okulu Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla atıldığını' ifade etmiştir."

Harbiyelinin babasına yazdığı mektup iddianamede

İddianamede, "şok mangası" eğitimine katılan bir Harbiyelinin babasına yazdığı mektuba da yer verildi. Buna göre, öğrencinin babasına yazdığı mektup şöyle:

"Baba, bana inan, burası normal bir harp okulu eğitim kampı değil. Sanki düşman esir kampı. Biliyorum, 'askeri eğitim ağır olur' diyeceksin. Ama bu eğitim sadece bir kısım öğrenciye uygulanıyor. Geldiğimiz ilk günü benimle beraber 50 kişiyi şok mangası denilen bir gruba ayırdılar. Bu şok mangasındakilerin benim dışımda hemen hepsi askeri lise kaynaklı. Diğerleri normal eğitime giderken bizi ayırıp işkence eğitimi yaptırıyorlar. Evet işkence, çünkü normal askeri eğitimle ilgili değil yapılanlar. Bak civardakilere, benim kadar zayıflayan var mı? Bizi bir takım komutanı alıyor, sabahtan akşama kadar, yat, kalk, komando dansı, şınav, koşu… 'Ne var bunda herkes yapar' diyebilirsin ama hiç durmadan bayılıncaya kadar yaptırılıyor. Sonra domuz pisliğinde süründürme ve benzeri şeklinde yapılan bir eğitim. Dur durak yok. Başkaca bir şey de yaptırılmıyor, akşam oluyor, normal eğitim yapanlar istirahata çekiliyor, bizi bu sefer gündüz istirahat eden başka bir takım komutanı alıyor. O da sabaha kadar benzer şeyleri yaptırıyor. Bazen saat 4'te, bazen biraz daha geç saatte bırakılıyoruz. İki saat istirahat sonrası yeniden aynı işkence devam ediyor. Her gün böyle. Sadece ağır işkence eğitimi yok, hakaret, aşağılama her şey var. Aslında bu yapılanlar birkaç kişinin gizli kapaklı yaptığı bir işlem değil, sistematik. Üst kademenin, herkesin gözü önünde olan bu hadiseyi bilmemesi mümkün değil baba."

Muhabir: Aylin Sırıklı

Kaynak: AA