Kimine göre 10 yıllık ücretler bankalardan tahsil edilebilir. Aksini iddia eden de var… Peki bu konuda avukatlar ne düşünüyor?

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İsmail Altay bu konuda net görüşleri var.

İşte Altay’ın bu konuyla ilgili yazısı:

“Kredi kartı ücreti alınıp alınamayacağına ilişkin tartışma Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 18.07.2011 tarihli kararından sonra daha da alevlenmiş ve tüketici derneklerinin tüketicilere 10 yıllık geriye dönük olarak ödemiş oldukları kredi kartı ücretlerini geri isteyebileceklerine ilişkin yönlendirmeleri sonucu, TBB 3 Mart ve 15 Mart tarihlerinde kamuoyu duyurusu yaparak, Yargıtay Kararında “kredi kartı üyelik ücretinin yasal dayanağının olmadığına ilişkin bir değerlendirmeye yer verilmediği, bu ücretin sözleşmeye göre alındığından yasal dayanağının bulunduğu, bu nedenle de Yargıtay kararının kredi kartı üyelik ücretinin alınamayacağı veya alınmış ise iade edilmesi iddialarının dayanağı olamayacağı” açıklamasında bulunmuştur.
 
Yargıtay’ın önüne gelen uyuşmazlık nedeniyle verdiği karar, geri istenen kredi kartı üyelik ücretinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince 1 yıl değil, Borçlar Kanunu 125. madde gereğince 10 yıl geriye gidilebileceğine ilişkindir. Yoksa TBB’nin de dediği gibi bankaların ücreti isteme konusunda hakkı olup olmadığına ilişkin açık gir gerekçe sunmamıştır. Tüketicilerin yanlış yönlendirilmemeleri açısından, öncelikle sözleşmelerinde, kredi kartı aidatı istenebileceğine dair açık bir düzenleme olup olmadığına bakmak gerekir. Açık bir düzenleme varsa ve tüketici baskı altında sözleşmeyi imzaladım, bu maddenin iptalini talep ediyorum diye bir itirazda bulunmamışsa, ahde vefa gereğince banka ücret talep edebilecektir. Ancak sözleşmede açık bir düzenleme yerine, “banka takdir ettiği ücreti takdir ettiği miktarda isteyebilir” tek yanlı bir hüküm koymuşsa, bu TKHK 6. maddesi gereğince “haksız şart” niteliğinde olduğundan, ödenen aidat geri istenebilir. Ya da artışlar hakkaniyete aykırı yapıldıysa, örneğin TEFE-TÜFE oranının üstünde artış yapıldıysa, bunun ekonomik koşullara ve hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülebilir.

Ayrıca belirtmem gerekir ki, bankalar verdikleri her türlü finansal ürünün içeriği hakkında müşterilerini zamanında, anlaşılabilir bir şekilde, tam ve sözleşmenin kuruluş görüşmelerinden feshedildiği ana kadar sürekli aydınlatmakla, bilgi vermekle yükümlüdürler. Buna aykırı davranış sözleşmenin haklı nedenle feshi ya da hile nedeniyle iptali sonuçlarını doğurabilecektir. Tabi müşteri bu nedenle bir zarara uğramışsa, bu zararın tazminini talep edebilecektir.”

bigpara.ekolay.net