23 Şubat 2012 Perşembe günü Bloomberg Tv akşam haberlerine telefonla canlı yayına bağlanan Av. İsmail Altay Şike davası ile ilgili gözlemlerini anlattı. İstanbul Barosu Türkiye gündemine damgasını vuran  birçok davanın duruşmalarını gözlemci olarak izlemektedir. Şike davasında baro gözlemcisi yönetim kurulu üyesi Av. İsmail Altay,

İstanbul Barosunun duruşmalarda gözlemci avukat bulundurulmasını şu şekilde açıkladı:
“ Avukatlık kanununun 76. Ve 95. Maddeleri gereğince barolar hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumakla görevlidir, bu sebeple bazen meslektaşlarımızdan gelen talep ile bazen de re'sen bir takım davalarda gözlemci avukat atıyoruz. Şike davasında da yönetim kurulu üyesi olarak ben gözlemci avukat atandım. İstanbul Barosunun gözlemci olarak katıldığı diğer davalardan bir kaçı ise Balyoz, Ergenekon, Hrant Dink, Çağdaş Yaşama Destek, Oda Tv davalarıdır. Bu baromuzun bir uygulamasıdır. Savunma hakkı kutsal olduğu için bu savunma hakkının laiki ile kullandırılıp, kullandırılmadığını gözlüyoruz” dedi.

Av. İsmail Altay, şike davasının duruşmalarında gözlemlerini ise şu şekilde açıkladı:
"Şike davasının duruşmaları14 Şubat'ta Silivri’de başladı. İlk hafta iddianame okundu. Daha sonra bu hafta başında yargılamaya Çağlayan'da devam edildi. Önce sanık vekillerinin dosyalarının ayrılması konusunda talepleri vardı. Mahkeme heyeti bu talebi ret ettii.  Burada ilginç bir durum var. Özel yetkili mahkemeler bizim hukuk sistemimizde DGM’lerin devamı niteliğinde ismi değiştirilerek getirilen bir mahkeme türüdür. Ceza Muhakemesi Kanunun 250. Maddesi bu mahkemelerin yetkilerini belirlemektedir. Tabi çok ilginç, iddianameyi okuyorsunuz; 152. Sayfada diyor ki ekonomik çıkar için bir örgüt kurulduğu, ama silah, gelir elde etmek için tehdit kullanmadığı iddianamede yazılı, bu şekilde olduğunda soru işareti oluşuyor. Bir de ben yargılamaları irdelediğim için orada çok ilginç irtibatlar kuruluyor, bir ilde bir kahvede kavga olmuş, bir araba ile bir kantine girilmiş adam yaralaması olmuş, ancak bunların hiç birisinin spor ile ilgisi yok, insanlar kavga etmişler, bir takım suçlar işlenmiş, hatta o ilde bunların bir çoğunun yargılanması yapılmış. Olgun Peker ile ilişkisi vardır, Olgun Peker’inde spor ile futbol ile ilişkisi vardır diye hepsi torba yapılıyor ve alın size özel yetkili mahkemelik bir bir dava...Bir yerde bir silah bulunsa silahlı örgüt davası açılıyor..Bu bakış açısı ile bütün suçları CMK 250. maddeye dahil etmek ve özel yetkili mahkemelerde dava açmak mümkün.. Özel yetkili mahkeme olduğu zaman deliller de farklılaşıyor, gizli tanık da işin içine giriyor ve ilginç bir hal almış oluyor dedi.

İsmail Altay gözlemlerini bu şekilde aktarırken çok da önemli bir konuya değinmeden geçmek istemediğini söyleyerek “ CMK’nin 149. Maddesi gereğince sanık savunmasını yaparken avukatının yanında bulunması gerekir, fakat birçok mahkemede bu hak kullandırılmıyor ve biz İstanbul Barosu olarak  bu konuda çok titiziz, bu hakkın kullandırılması konusunda mücadele ediyoruz. Bu yargılamada güzel bir örneği görüldü ve sanıkların yanında avukatları da bulunuyor ve onlara savunmasında yardımcı oluyor, bu güzel bir gelişmedir ve umarım tüm yargılamalarda bu uygulanır” diyerek canlı yayın görüşmesini tamamladı.


Adaletbiz/ Yeşim Turan