WASHINGTON

ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı koalisyonun sözcüsü Albay Ryan Dillon, telekonferans yöntemiyle bağlandığı ABD Savunma Bakanlığında (Pentagon) Suriye ve Irak DEAŞ karşıtı operasyonlar hakında değerlendirmelerde bulundu.

Dillon, “(Suriye ve Irak’ta) DEAŞ, bir zamanlar elinde tuttuğu toprakların neredeyse tamamını kaybetti ancak bu mücadelenin bittiğini göstermiyor.” dedi.

Örgütün yeni durum ve şartlara kolay uyum sağladığını dile getiren Dillon, Rusya’nın, terör örgütü DEAŞ'ın Suriye’de bittiğine yönelik açıklamalarının doğru olmadığını savundu.

Dillon, Suriye rejimine bağlı bazı generallerin bazı haber kaynaklarına yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak yüzlerce DEAŞ üyesinin, Suriye rejiminin kontrol ettiği Şam’ın güney bölgelerine indiğini kaydetti.

Sözcü Dillon, “DEAŞ, muhtemelen bazı savaşçıların Suriye’nin güneybatı ve kuzeybatısında güvenli bölgelere geçmesini sağlamak ve savaşa devam etmek için bir oyalama taktiği olarak Orta Fırat Vadisi’nde savunmayı sıkılaştırıyor." ifadelerini kullandı.

Rus ve Suriye rejiminin savunma kapasitelerinin zayıf olduğunu aktaran Dillon, DEAŞ'lıların rejimin kontrol ettiği alanlardan geçerek Şam’a yakın bölgelere geçtiğini kaydetti.

Sözcü Dillon, bazı DEAŞ mensuplarının ABD destekli muhaliflerin bulunduğu El Tanif bölgesine de geçmeye çalıştığını ancak koalisyonun desteğiyle bu teröristlerin püskürtüldüğünü söyledi.

AA muhabirinin "Şam’ın güneyine geçen DEAŞ üyeleri arasında terör örgütü PYD/PKK ile DEAŞ arasında Rakka’da yapılan bir anlaşma kapsamında serbest bırakılanların olup olmadığı" sorusunu Dillon, “Biometrik taramadan geçirdiğimiz DEAŞ savaşçılarının Suriye ve Irak’ın herhangi bir yerinde bir çatışmaya girdiğini görmedik.” şeklinde cevapladı.

Rusya, ABD’yi DEAŞ üyelerinin Rakka’dan rejimin kontrol ettiği alanlara geçmesine müsaade etmekle suçluyor.

ABD’nin DEAŞ sonrası Suriye’deki varlığının yasallığı sorgulanıyor

ABD’nin Rusya uçaklarına önleme yapmasına da değinen Dillon, geçen hafta Fırat Nehri’nin batısında iki ABD F-22 Raptor uçağının iki Rus Su-25 uçağına önleme yapmasından sonra, Rus uçaklarının ABD ile Rusya’nın üzerinde anlaştığı ayrışma bölgesine girme teşebbüslerinin azaldığını kaydetti.

DEAŞ ile mücadele yavaşladıkça ABD’nin bölgedeki sorti ve hava saldırıları sayısında da ciddi düşüşler olduğunu dile getiren Dillon, eylülde ABD öncülüğündeki koalisyonun bin 500 hava saldırısı düzenlediğini, ekimde bu sayının 750’ye, kasımda ise 300 civarına düştüğünü belirtti.

ABD’nin DEAŞ’e yönelik askeri operasyonlarının yavaşlamasıyla 2001-2002 Askeri Güç Kullanma Yasası çerçevesinde ABD menfaatleri ve güvenliğine tehdit teşkil eden DEAŞ’a karşı operasyon yapmak üzere Suriye’ye girdiğini açıklamasına yönelik sorular artmaya başladı.

Bir gazetecinin "ABD, Irak’a davet edildi. Suriye’de ise Rusya ve İran müdahale için davet edilirken rejim ve Rusya ABD’nin Suriye’ye yasa dışı olarak girdiğini söylüyor. DEAŞ ile mücadele de bitmek üzereyken Suriye’nin egemenlik haklarını ihlal etmediğinizi hangi yasal zemine dayandırıyorsunuz?” sorusuna Dillon “DEAŞ’ın gücünün zirvesinde olduğu 2-3 yıl öncesine bile gitmeye gerek yok. DEAŞ bugün bile tehdittir. Sadece Irak ve Suriye’ye değil dünyaya da bir tehdittir.” karşılığını verdi.

Irak’a Bağdat hükümeti tarafından davet edildiklerini ifade eden Dillon, Suriye’de ise “yerel ortaklarımız” diye tanımladığı PYD/PKK’nın kendilerini davet ettiğini öne sürdü.

Koalisyondan üç DEAŞ elebaşına hava saldırısı

Dillon, ayrıca ABD öncülüğündeki koalisyonun, DEAŞ’ın elebaşlarından Ebu Faysal ve yardımcısı Ebu Kudeme’yi 1 Aralık’ta Orta Fırat Vadisi'ndeki hava saldırısında öldürdüğünü ifade etti.

Dillon, bu saldırıdan iki gün önce ise Irak’ın Şarkat ilçesine yakın bir yerde düzenlediklerini hava saldırısında, Mustafa Kemal Cesim Muhammed el-Zavi adlı DEAŞ elebaşını öldürdüklerini söyledi.

Muhabir: Kasım İleri

Kaynak: AA