FETÖ’nün suijeneris bir örgüt olması ve SAVUNMA üzerine

“FETÖ davaları için af beklentisi gerçekçi mi?”  başlıklı yazıda “Devlet FETÖ’yü ülke ve rejim için ciddi bir tehlike olarak algılamaya devam etmektedir. Bir yandan sırası gelen hakkında başlatılan soruşturmalar canlandırılıp gözaltı ve tutuklamalar devam ederken diğer yandan özellikle Orduda FETÖ operasyonları sürmektedir.

Devletin FETÖ algısı değişmedikçe biz ne af ve ne de infaz yasasında erken tahliye yönelik düzenlemenin olacağına ihtimal vermiyoruz”  yazmamız bir kısım okurun canını sıktı ve bazıları da bizi itham eden yorumlar yaptı.

Bir Atasözünde ne der?

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

Oysa yazıda sadece bir durum tespiti, gerçek durumun analizi yapılıyordu.

Yazının devamında devlet FETÖ’yu suijeneris bir örgüt olarak nitelemekte ve suijeneris önlemler almaktadır dedikten sonra yargı ile ilgili bölümde Yargıtay’ın FETÖ’ya ilişkin “suijeneris” kriterler koyduğunu yazdık. Yazının yargıya ilişkin bölümünde suijeneris sözcüğü tırnak içerisinde yazılmıştı. Bunun farkında olmayan veya farkında olmak istemeyen bir kısım okur da aynı şekilde benim Yargıtay’ın FETÖ’ya ilişkin suijeneris kriterlerini savunduğumu iddia ederek ağır eleştiriler yöneldiler.

Adalete inanan, adaleti savunan bir kişi olarak benim böyle düşünmem mümkün mü?

Biz ceza hukukunun temel ilkelerini, evrensel kurallarını savunduk her zaman, her yerde. Bizden aksi beklenemez.

Devlet FETÖ’ya karşı idari alanda, güvenlik alanında, istihbaratta suijeneris, eş anlamda kendine özgü önlemler alabilir yargı ise örgüte veya kişiye göre hukuk yaratamaz, içtihat koyamaz.

FETÖ’da suijeneris delil olarak bylock ve ankesörlü telefon gösterilebilir.

Bylock delilini ele alalım. Yargılamaların başında beylocku sadece telefona indirmek FETÖ silahlı terör örgütünün kesin delili olarak kabul edilmekteydi. Mor beyinden sonra CGNAT yeterli sayıldı ve nihayet CGNAT da yeterli sayılmadı ve CGNAT artı tespit değerlendirme tutanağı olursa bylock kesin delil olur dendi.

Bylockda son aşamaya nasıl gelindi?

Savunma ve bilişim uzmanlarının çalışmaları ile.

Bylock FETÖ’ya özgü, diğer ifadeyle suijeneris bir delil.

Sonuç olarak uygulamada bir sanığın hakkında CGNAT artı tespit değerlendirme tutanağı ve bunlar arasında eşleşme varsa o sanık FETÖ silahlı terör örgütü suçundan mahkum edilmektedir.

Bu örnekte savunman (avukat) ne yapabilir?

Kısa vadede sanığın beraatı, tahliyesi savunma ile mümkün değil. Ancak yargılama ceza hukukunun temel ilkeleri ve evrensel hukuk açısından ele alındığında yeni bir boyut kazanacaktır.

Bu nedenle biz savunma iki yönlü olmalı; Yargıtay’ın koyduğu kriterlere ve ceza hukukunun temel ilkelerine göre demekteyiz.

İzmit Belediyesi müdürlüklerinde devir teslim törenleri İzmit Belediyesi müdürlüklerinde devir teslim törenleri

Ankesörlü telefon delili ile ilgi henüz Yargıtay kararı yok.

FETÖ silahlı terör örgütünün diğer delilleri;

Bankasya,

Cemaat yapılanması içerisinde yer almak,

Örgüte müzahir kurumlarda çalışmak,

Örgütle ilişkili dernek, sendika üyesi olmak,

Zaman Gazetesi aboneliği,

Bazı projelerde görev almak gibi deliller ile ilgili birçok Yargıtay kararı bulunmaktadır. Bu ve benzeri deliller tek, tek ele alındığında FETÖ suçu oluşmaz denirken, birkaçı bir arada olunca bazen beraat, bazen de cezaya hükmedilmektedir. İşte bu noktada SAVUNMANA büyük görev düşmektedir.

Sonuç olarak Türkiye bizce olağanüstü bir dönemden geçmektedir. Bu olağanüstü dönem bölgesel ve küresel gelişmelerle yakın ilişki içerisindedir.

Biz avukat olarak her zaman, her koşulda hak ve adaletten yana olmak zorundayız.

Herkes için adalet dileğiyle.

Av. Rahmi Ofluoğlu

BİZ