HÜSEYİN ŞİMŞEK / @simsekhuseyinn
[email protected]

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP kurmaylarının muhalefete dönük söylemleri, siyasetin tansiyonunu giderek yükseltiyor. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Erdoğan’ın 14 yıldır iktidarını toplumu kutuplaştırıcı politikalar üzerinden sürdürdüğünü belirtirken, HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ise "Toplumu zıtlaştırıcı politika, çözüm isteyenler ve istemeyenler üzerinden şekillendi” dedi.

Sur'a kardeş belediye Seferihisar'dan destek

Toplumu kutuplaştırıcı söylemlerin AKP’nin temel siyaset stratejisi olduğunu ifade eden CHP'li Murat Emir, “14 yıllık iktidarlarını hep bu şekilde korudular. Yıllarca bir düşman oluşturdular ve o düşman üzerinden politika yürüttüler. Toplumu ikiye bölüyorlar ve kendilerinin ‘düşman’ dediğine ‘düşman’ demeyen kim varsa anında ‘darbeci, destekçi, bölücü’ diye yaftalayarak oy devşiriyorlar” diye konuştu.

‘Yenikapı ruhu’nun hiçbir zaman olmadığını, Erdoğan’ın 15 Temmuz’un ardından ana muhelefete ihtiyaç duyduğunu belirten Emir, “Erdoğan, siyasi saygınlığına yeniden kavuşmanın yolu olarak ana muhalefet partisine yaklaşmak istedi. Darbe girişimi demokrasiye karşı yapılmıştı. Demokrasiyi demokrasi yapan da muhalefet partisidir. Unutulmasın ki her rejimde iktidar vardır ama yalnızca demokratik rejimlerde muhalefet partisi bulunur. Bizim oradaki varlığımız ve darbe karşıtlığımız, Erdoğan’ın ihtiyaç duyduğu meşruiyeti sağlamış oldu. Yenikapı ruhu bu yüzden dolaşıma sokuldu” dedi.

Lozan'ın amacı yeni kutup yaratmak

Erdoğan’ın ve AKP’nin Yenikapı ve birliktelik ruhunun ortaya atıldığı günlerde de değişmediğini vurgulayan Emir, şunları söyledi:

"Bize göre, belediyelere kayyum atanması toplumun birbirine düşman edilmesine yönelik politikaların devamıdır"


“Temel stratejisi Türkiye’yi kutuplaştırarak kendi politikasını uygulamak. Bugün özellikle Güneydoğu’da sürdürülen çatışma ortamı, Suriye’ye hatta Musul’a yönelik operasyonlar, iktidar medyasının ‘Büyük taarruz yaklaştı’ manşeti ile birlikte okunduğunda yapılan hazırlığı görebiliyoruz. Kendi tabanlarını kutuplaştırmak zorundalar. Lozan tartışmalarını da bu yüzden çıkardılar. Bu tartışma üzerinden yeni bir kutup oluşturulacak. Bizim her türlü adalet arayışımızı FETÖ’ye destek minvalinde servis etmeye çalışıyorlar ama bunların nedeni kendilerini var etme çabalarıdır. Türkiye’yi savaşan bir ülke haline getirdiler. Ekonominin, demokrasinin, ülke içindeki ve dışındaki barışın hali ortada. Erdoğan ve AKP, kendi tabanını bir düşman karşısında konsolide edemezse iktidarını sürdüremez.”

Çözümü isteyenler ve istemeyenler…

AKP’nin politikalarıyla birlikte toplumun bir araya gelmekten çok birbirinden uzaklaştığını söyleyen HDP Milletvekili Nursel Aydoğan ise, HDP’nin birliktelik ruhu içerisinde yer alması için hiçbir zaman davet edilmediğini hatırlattı.

Bunun yalnızca HDP’yi değil, HDP’nin seçmenini de dışlayıcı bir politika olduğunu ifade eden Aydoğan, “HDP’nin yaptığı siyaset nedeniyle saklamaya çalıştıkları pek çok konu açığa çıkacaktı. Tüm bunlar bilindiği için HDP özellikle ‘birliktelik ruhu’ denilen ortaklaşmadan ayrı tutuldu. Çözülmeyen Kürt sorunu nedeniyle zaten saflar netleşmişti. Bu nedenle toplumu zıtlaştırıcı politika, çözüm isteyenler ve istemeyenler üzerinden şekillendi” dedi.

AKP’nin yıllarca uyguladığı politikalar nedeniyle var olan kutuplaşmanın son süreçte daha da arttığını ifade eden Aydoğan, şöyle devam etti; “Bize göre, belediyelere kayyum atanması, milletvekillerimizin tutuklanma ibareleri bulunan zorla getirilme kararlarıyla tehdit edilmesi toplumun birbirine düşman edilmesine yönelik politikaların devamıdır. Bu ülkenin kutuplaşması kadar tehlikeli başka bir şey yoktur. Arkasına muhalefeti alan AKP, seçmenimize ve bize yönelik tehditlerini arttırdı fakat kutuplaşma böylesi kozmopolit bir ülke için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurur. Olabileceklerden kutuplaşmayı derinleştiren AKP sorumludur.”

Kaynak: Birgun.net