Baro adına yapılan yazılı açıklamada, Temmuz 2015 tarihinden itibaren başlayan çatışmalı süreçle birlikte her gün ölüm, gözaltı, operasyon ve hak ihlalleri haberleri ile uyandıkları belirtilerek, şöyle denildi:

"Diyarbakır Barosu olarak, başlayan bu çatışmalı sürecin sorunları daha da büyütüp, toplumsal ayrışmaya sebebiyet vereceğine yönelik endişelerimizi her fırsatta dile getirmiştik. Son olarak, Yüksekova ve Şemdinli'de meydana gelen saldırılarda aralarında sivillerin de bulunduğu 22 kişinin yaşamını yitirmiş olmasını, AKP Van Özalp ve Diyarbakır Dicle İlçe Başkanlarının silahlı saldırı sonucu öldürülmelerini, sivil siyasete yönelik saldırı ve gözaltılarını kabul edilemez buluyor, başta yaşam hakkına yönelik bu saldırılar olmak üzere demokratik kazanımlara ve sivil siyaset alanına yönelik her saldırıyı kınıyoruz. Başta Kürt meselesi olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin yaşadığı sorunların demokratik zeminde, şiddetten uzak yol ve yöntemlerle çözüleceğine inanmaktayız. Sorunlara, siyasal kanallar dışında çözüm arayışlarının sorunları büyüteceği ve toplumda derin ayrışmalara sebebiyet vereceği kanaatindeyiz. Nitekim yaşadığımız acı tecrübeler bunu bize göstermiştir. Bu sebeple, şiddetin devre dışı bırakıldığı, siyasetin ve demokratik kitle örgütlerin devreye girdiği, diyalog ve müzakerenin esas alındığı çözüm yöntemlerine acil ihtiyaç duyulmaktadır."

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr