Hipnoz yöntemiyle kötü alışkanlıklardan vazgeçirip üniversiteyi kazandıracağı vaadiyle 3 kız öğrenciye istismarda bulunduğu iddia edilen müdür yardımcısı hakkında dava açıldı.

Milliyet'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre; Ankara’daki bir Anadolu lisesinde müdür yardımcısı ve edebiyat öğretmeni olarak görev yapan kişi hakkında üç kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle dava açıldı. Öğrenciler, ifadelerinde öğretmenin özel ders sırasında bedenlerine dokunduğunu, evine kahve içmeye çağırdığını, ders için eve gittiklerinde soyunarak odada oturduğunu anlattı. Öğrenciler, öğretmenin hipnozla kötü alışkanlıklardan kurtulmanın, üniversiteyi kazanmanın mümkün olduğunu belirterek kendilerine bu yolla istismarda bulunduğunu iddia etti. Öğretmenin geçen yıl da bir başka öğrenciyi istismar etmekten dolayı okulda soruşturma geçirdiği ve suçunun olmadığı iddia edilerek bu dosyanın kapatıldığı anlaşıldı. Öğretmen ise ifadesinde öğrencilerin kendisine komplo kurduğunu, bir yıl önce kendisini şikâyet eden öğrencinin arkadaşları olduğunu, bu öğrencilerden birinin annesinin kendisiyle evlenmek istediğini ileri sürerek kendisini savundu.

Davaya konu olaylar, Ankara’da yaklaşık 1.5 yıl önce açılan bir anadolu lisesinde yaşandı. İkisi kardeş, üç kız öğrenci, aralıklarla okulun müdür yardımcılığını yapan, aynı zamanda din ve edebiyat derslerine giren öğretmenden kendilerine istismarda bulundukları gerekçesiyle şikâyetçi oldu. Şikâyetler üzerine öğretmen hakkında dava açıldı. Davanın ilk duruşmasında verilen ifadeler, okuldaki garip ilişkileri de gözler önüne serdi.

Öğrencilerden ikisi, öğretmenden zaman zaman özel ders aldıklarını, öğretmenin kendileriyle yakından ilgilendiğini anlattı. Öğretmenin kötü alışkanlıklardan kurtulmak ve üniversiteyi kazanmak için kendilerine hipnoz yöntemini uygulayabileceğini anlattığını belirten kardeş öğrenciler, farklı zamanlarda bu yöntemlerle istismara uğradıklarını kaydetti. Diğer öğrenci ise öğretmenle, ‘hoca-öğrenci’ ilişkisinin ötesinde tanışıklığı olduğunu, bütün sıkıntılarını öğretmene anlattığını, bunun istismarla sonuçlanacağını düşünmediğini belirtti.

Öğrenciler, öğretmenin kendilerini zaman zaman arabayla evlerine bıraktığını, bazen evine davet ettiğini, ders çalışmak için evine gittiklerinde soyunarak oturduğunu, masaj bahanesiyle kendilerine dokunduğunu kaydetti. Öğrenciler birden çok zamanda istismara uğradıklarını çeşitli örneklerle aktardı.

İddiaların odağındaki öğretmen ise kendisini ilginç bir biçimde savundu. Öncelikle okulun bulunduğu konum nedeniyle uyuşturucu şebekelerinin öğrencileri etkilediğini, kendisinin de bunlarla mücadele ettiğini ileri süren öğretmen, daha sonra kız öğrencileri başta olmak üzere bütün öğrencilerle bu gibi nedenlerle yakın ilişkisinin olduğunu söyledi.

İstismardan soruşturma açılan öğretmen ise şikayetçi öğrencilerden birinin annesinin kendisiyle daha önce evlenmek istediğini öne sürdü.

Şikâyetçi ilk öğrencinin annesi, öğretmenle değil evlenmeyi düşünmek, beğenisinin veya ilişkisinin dahi olmadığını, yaşananları kızından öğrendiğini şikâyetçi olduğunu söyledi.

Diğer iki kız öğrencinin annesi de öğretmenin eve gelerek, kendilerine şikâyetçi olmadıklarına yönelik ifade vermeleri telkininde bulunduklarını ancak gelişmeleri öğrenerek şikâyetçi olduklarını kaydetti.

Kızlardan birinin duruşmada, öğretmenin kendisini rakı içmeye davet ettiğini söylemesi üzerine, hakim, “Aynı zamanda din öğretmeni değil mi, din öğretmeni rakı mı içiyormuş, sormadın mı?” tepkisini gösterdi. Öğrenciler, öğretmenin kendilerini devamsızlıkla sınıfta bırakma, not düşürme gibi yöntemlerle uzun süre tehdit ettiğini de iddia etti.

Kaynak: Birgun.net