Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu, Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın hayatına son vermesiyle ilgili basın açıklaması yaptı.

CEMAAT ADI ALTINDA ÜLKEMİZİ KARANLIĞA SÜRÜKLEMEYE ÇALIŞTILAR

Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Duygu Akyol yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti, geçmişten bugüne, ne yazık ki halen, aklın ve bilimin ışığında yürüyen en değerli gençlerinin intihara sürüklenişlerine şahit olmaktadır.

Peki neden yapamıyoruz? Neden gençlerimizi bu karanlıktan koruyamıyoruz? Enes, ardında bıraktığı notta iki neden sıralıyordu: birincisi, ülkenin sosyal ve ekonomik durumu nedeniyle yaşadığı yoğun bir ümitsizlik duygusu; ikincisi ise ailesinin zoruyla gönderildiği cemaat yurdunda yaşadığı baskı.

'Hukuk bizi terketti' 'Hukuk bizi terketti'

Oysa ki çok da uzak olmayan geçmişte, 15 Temmuz 2016'da, zamanında devletin en üst kademesindeki yöneticilerin dahi ‘cemaat’ adı altında nice güzellemelerle övdükleri karanlık bir terör örgütünün ülkeyi karanlığa sürüklemeye çalışmasına hepimiz şahit olduk” şeklinde konuştu.

CEMAAT VE TARİKAT YURTLARI DERHAL KAPATILMALI

Akyol, iktidarın, niteliklerini hiç umursamadan yalnızca açmış olmak adına her geçen gün üniversite sayısını artırırken aynı doğrultuda öğrenci kontenjanları da artmasına rağmen yeni yurt açmayarak zor koşullar altında okumaya çalışan gençleri çaresiz bıraktığını söyledi.

Soruları vererek, atama ve iş bulma vaatlerinde bulunarak insanları cemaatlere mahkum edildiğini ifade eden Akyol şunları söyledi:

"Enes başta olmak üzere, aynı durumdaki tüm gençlerimizin ve ülkenin geleceği için, cemaat ve tarikat yurtları derhal kapatılmalı ve bir genci yaşamının en güzel yıllarında intihara sürükleyen tüm sorumlu kişi ve kurumların tespit edilerek cezalandırılmaları gerekmektedir."

"15 Temmuz 2016'da bu ülkeye dayatılmaya çalışılan karanlık, bugün yalnızca isim değiştirerek ‘başka bir cemaat’ adı altında ve resmi olarak faaliyet gösterebilen/ göstermesine göz yumulan bu yapılanmalar nezdinde de devam etmektedir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, Enes'in hayatını karartan bu zihniyete ve devletin tüm kademelerine sirayet etme gayesi içindeki cemaatlere ve tarikatlara göz yumuldukça aynı karanlık, laik Türkiye Cumhuriyeti bakımından bir tehdit olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir."

"Mustafa Kemal Atatürk'ün de belirttiği gibi; Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz." (Kemal Atlan / Sözcü)