Olaylar

Farklı ceza infaz kurumlarında tutuklu ya da hükümlü olarak bulunan başvuruculara posta yoluyla gelen bazı kitaplar, infaz kurumu eğitim kurullarının aldığı kararlar uyarınca kendilerine teslim edilmemiştir. Başvuruculara teslim edilmeyen muhtelif kitaplar hakkında başvuru tarihleri itibarıyla mahkemelerce verilmiş bir satış yasağı, toplatma ya da elkoyma kararı bulunduğu ileri sürülmemiştir. Bunun üzerine başvurucular, derece mahkemelerine başvurmuş; derece mahkemeleri ise söz konusu kitapların başvuruculara verilmemesine karar vermiştir.  

İddialar

Başvurucular, ceza infaz kurumlarında tutuklu ya da hükümlü olarak bulundukları sırada gelen kitapların kendilerine teslim edilmemesi nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Başvurulara konu idari kararlar ile derece mahkemelerinin kararlarına bir bütün olarak bakıldığında kararların konu ile ilgili ve yeterli bir gerekçe içermediği görülmektedir. Somut olay bağlamında bir değerlendirme yapıldığında süresiz yayınların ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülere teslim edilip edilmemesinde keyfîliği engelleyecek, aynı hukuki durumda bulunanlara aynı uygulamanın yapılmasını sağlayacak, açık, yol gösterici ve istikrarlı idari uygulamaları garanti edecek bir mekanizmanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre süresiz yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmesine ilişkin mevcut sistemde uygulamadan kaynaklanan bir yapısal sorun bulunmaktadır. Bu doğrultuda söz konusu süresiz yayınların daha etkin bir biçimde değerlendirilmesini sağlayacak ve mahpuslar arasında farklı uygulamaların doğmasını engelleyebilecek bir mekanizmanın kurulmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Baba Olduğunu İddia Eden Kişinin Soybağının Reddi Davasını Açma Şartlarına İlişkin Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu Baba Olduğunu İddia Eden Kişinin Soybağının Reddi Davasını Açma Şartlarına İlişkin Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olduğu

Nitekim yabancı dilde yayımlanmış dergilerden mahpusların yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin meselelerde keyfîliği engelleyecek bir mekanizma öngörüldüğü, bu şekilde bir düzen oluşturulmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Kanun koyucu 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 62. maddesinde 14/4/2020 tarihinde yaptığı bir değişiklikle söz konusu dergilerin ceza infaz kurumuna alınmasında bir sakınca olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin yerel otoritelerce yapılmasının zorluğu nedeniyle Adalet Bakanlığının yetkili olacağını düzenlemiştir.

Hiç şüphesiz mahpuslar süresiz yayınlara erişmekte sınırsız bir hakka sahip değildir. Ceza infaz kurumunda bulunmanın bazı zorunlulukları ile infaz kurumlarının sahip oldukları imkânlar, mahpusların süresiz yayınlara erişmelerinde doğal bazı sınırlar oluşturur. Üstelik mahpuslar infaz kurumu kütüphanelerinden ve halk kütüphanelerinden yararlanma haklarına ilave olarak kanunda sayılan diğer usullerle süresiz yayınlara ulaşabilmektedir. Bu itibarla göndericisi denetlenemeyen kargo yahut posta yoluyla veya yakınları aracılığıyla ceza infaz kurumlarına teslim edilmek suretiyle hediye adı altında süresiz yayınlara erişime mevzuata dayalı, öngörülebilir, yeknesak uygulamaları temin edici bir politikayla sınırlama getirilebileceğinde bir kuşku bulunmamaktadır. Bu çerçevede getirilecek yeni sistemin nihai olarak bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi olacağı da açıktır.

Sonuç olarak mahpuslara süresiz yayınların verilmesi meselesine ilişkin idari ve hukuki tedbirler alınarak bu alanda yayınların yeknesak, hakkaniyete uygun ve Anayasa Mahkemesinin öngördüğü kriterleri karşılayan bir yöntemle mahpuslara tesliminin sağlanması yönünden etkin bir düzen kurulması gerekmektedir. Aksi takdirde söz konusu yapısal sorun devam edecek ve demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bu durum Anayasa'nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüğünün sürekli olarak veya yineleyen biçimde ihlaline neden olacaktır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

https://www.anayasa.gov.tr/