Hasdal Cezaevi’nde tutuklu 51 muvazzaf askerin isyanı
‘Sahte planda 1500’ü aşkın hata yapılmış’
İstanbul Haber Servisi - Hava Orgeneral Bilgin Balanlı’nın da aralarında bulunduğu, Hasdal Cezaevi’nde tutuklu 51 muvazzaf asker, “Bizler, bir hukuk garabeti iddianameyle kendi ülkemizde aylardır esir olarak tutuluyoruz. Dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek şekilde haksız ve hukuksuz olarak yargılanıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Hasdal tutuklusu 51 askerin imzaladığı ve basınla paylaştıkları 25 Mart 2012 tarihli mektupta, Balyoz davasının dayandırıldığı plan semineriyle seminerde provası yapıldığı ileri sürülen Balyoz Güvenlik Harekât Planı’nın birbirinden ayrılması gerektiği vurgulanıyor: “Plan seminerinde 1. Ordu’nun hasım ülkeye yönelik harekât planı, olabilecek en kötü duruma göre tartışılmıştır. İki buçuk gün süren seminer süresince katılımcıların yaptığı tüm sunumlar ve konuşmalar komutanın emriyle kaydedilmiş, CD ve kaset olarak karargâhta saklanmıştır. Bugün seminere katılan 162 kişiden yalnızca 51’i sanık. Yargılananlardan 314’ü ise seminere katılmadı. Seminerde iddia edildiği gibi darbe planı denenseydi, diğer katılımcıların da iddianamede yer alması gerekirdi.”
1. Ordu’dan sızdırılan seminer kayıtlarının kötü niyetli gruplarca bilgisayar ortamında kurgulanıp üretildiği savunularak dava delili olarak gösterilen materyallerin tamamının imzasız ve dijital olduğu vurgulanıyor. Seminerde hiçbir şekilde “Balyoz” adının geçmediği dile getirilerek “Birileri 2008 yılı sonrasında, seminer kayıtlarından istifade ederek sahte planlar düzenlemiş, üst veri bilgilerini tasfiye etmek istediği subayların adına düzenlemiştir. Bu planların 2007’de piyasaya sürülen bilgisayar programlarıyla oluşturulduğu bilirkişi raporlarıyla teyit edilmiştir” deniliyor.
Cami bombalanması için 2003 yılında yapıldığı belirtilen keşif raporlarında adı geçen cadde ve sokak isimlerinin, belediye tarafından 2006 yılında verildiğine dikkat çekiliyor. Aksaz’da gizli toplantıda oldukları söylenen amirallerin, o tarihte yabancı bir limanda oldukları, “gözaltına alınacak personel listesinde” adı olan üniversite öğrencilerinin, o tarihte henüz ortaöğretim çağında oldukları anlatılıyor:
“Sözde planlarda ve yazışmalarda 1500’ün üzerinde hata yapılmış. Tüm bunlara gözlerinizi, kulaklarınızı kapamak, komplocu hain insanların oyununa gelmek olacak. Aydınlar, bilim insanları, siyasetçiler, adaleti sağlamakla görevli kurumlar, başlarını kuma gömme hakkına sahip değildir. Anlattıklarımızın gerçeğin ifadesi olduğu biliniyor, susuluyor veya göz yumuluyorsa, kamuoyunu doğru aydınlatma sorumluluğu yerine getirilmiyor demektir. Yazdıklarımıza katılmayan varsa da gerçeği araştırmalıdır.”