TBMM Adalet Komisyonu 31 Mayıs 2012 tarihinde yaptığı toplantıyla 108 maddeden oluşan ve kamuoyunda “3. Yargı Reform Paketi” olarak bilinen 108 maddeden oluşan düzenlemeyi kabul etti. Bu pakette Akp tarafından son anda sunulan ve Mhp’li vekillilerce de desteklenen teklif ile 12 Eylül’de halka karşı suç işleyen içerisinde devrimciler, bilim insanları, sendikacılar bulunan onlarca insanımızı katleden ve şuanda cezaevinde bulunan bazı hükümlülerin serbest bırakılmasına ilişkin yasal düzenleme de yer buldu.

Bu düzenlemenin yasallaşması halinde Bahçelievler Katliamı, Balgat Katliamı ile içerisinde Bedri KARAFAKİOĞLU, Kemal TÜRKLER, Cavit Orhan TÜTENGİL, Doğan ÖZ, Bedrettin CÖMERT, Ümit KAFTANCIOĞLU gibi aydınların olduğu onlarca insanımızı katleden Ünal Osmanoğlu, Bünyamin Adanalı,  Muhsin Kehya, İhya Vural, İsmail Bandırmalı gibi katiller serbest bırakılacak.

Bunun yanında, düzenlemenin AKP tarafından kamuoyuna “12 Eylül Mağdurlarının serbest bırakılması” olarak yansıtılması açık bir ahlaksızlık örneğidir. Yoksul halkımızın yaşadığı mahallelere saldırılar düzenleyen, kahve bombalayan, üniversite önlerinde hocalara arkadan kalleşçe kurşun sıkanlar elleri onlarca insanımızın kanına bulaşanlar mağdur değil, KATİLDİRLER. Bu katiller bırakınız mağdur olmak hiçbir zaman gerçek suçlarından yargılanmadıkları gibi cunta tarafından verilen yeni sefer emirlerini yerine getirmişlerdir. AKP ve bu katiller 12 Eylül’ün bizzat kendisidirler. 

Düzenleme sahipleri ve Adem Sözüer gibi profesör sıfatı taşıyan bazı kimseler bu katillerin hala hapishanede bulunmalarını mağduriyet olarak değerlendirmektedirler. Oysa bu durumun cunta tarafından katillerin kaçırılması, korunması nedeniyle uzun bir süre mahkeme önüne çıkarılmamalarından ve de Ülkü ocaklarında, MHP binalarında, komando kamplarında planlanan cinayetlerin, terör suçu olarak değil, bireysel suç olarak değerlendirilip yargılama konusu yapılmasından kaynaklandığını unutmaktadırlar. Bunun neresi mağduriyettir.

AKP iktidarı bu düzenleme ile birlikte 12 Eylül’ü kesintisiz sürdürdüğünü bir kez daha göstermiştir. İnfazlar, tutuklama terörü gibi 12 Eylül politikaları şimdi de katillerin serbest bırakılması ile sürdürülmektedir.

Ne AKP ne de ülkücü olarak tanımlanan faşist hareket hiçbir zaman 12 Eylül’ün mağduru olmamıştır.

Bugün, halkı için mücadele etmiş Mahir ÇAYAN, Deniz GEZMİŞ, İbrahim KAYPAKKAYA başta olmak üzere devrimci önderleri anmak terör suçu olarak kabul edilip onlarca yıl hapis cezalarına hükmedilirken, halka karşı suç işlemiş ve bu suçların büyük çoğunluğu yargılama konusu bile yapılmamış katillerin “darbe mağduru” kabul edilerek serbest bırakılmaya çalışılması, üstelik bunun yargı reformu adı altında yapılması siyasi ve ahlaki çürümüşlüğün göstergesi olduğu gibi AKP’nin ne kadar halk düşmanı olduğunun da ispatıdır.

Başta devrimciler, Kürtler, gazeteciler, öğrenciler, sendikacılar olmak üzere tüm halkımız açık ve ağır bir terörün muhatabıdır. Bir yargı reformu yapılacaksa, katillerin serbest bırakılması için değil; parasız eğitim istedikleri için tutuklanan öğrencilerin, gerçekleri yazdıkları için tutuklanan gazetecilerin başta olmak üzere en temel demokratik haklarını kullandıkları için özgürlüklerinden mahrum bırakılan binlerce insanımızın özgürlüğü için yapılmalıdır.

Halkımıza karşı suç işleyen katillerin serbest bırakılmasını seyretmeyeceğiz. Toplumsal siyasal ve sendikal muhalefeti adalet adına yapılan bu adaletsizliğe karşı çıkmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz.  

 

                                                                                              Çağdaş Hukukçular Derneği

                                                                                               İstanbul Şubesi