Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 12 Eylül Darbesi davasının ikinci duruşması dün yapıldı. Sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın sağlık gerekçesiyle yine katılmadığı duruşmada, ilk olarak mahkemenin 12 Eylül darbesinden haberdar olup olmadıklarını sorduğu Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı ve MİT'ten gelen yanıtlar okundu. Bu dört kurum da mahkemeye gönderdikleri yazılarda özetle, "Arşivlerimizde yapılan araştırmalar sonucu bu doğrultuda bilgi ve belgeye rastlanmamıştır" yanıtı verdi.

MAZARETLERE MERCEK
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın da mahkemeye gönderdiği yazıda, sağlık gerekçesiyle duruşmalara katılmayan sanıklar Evren ve Şahinkaya'nın duruşmalara katılmalarında hayati tehlike olup olmadığının araştırılması için istenen tetkiklerin tamamının GATA'da yapıldığını, oysa bir eğitim ve araştırma hastanesinde yapılması gerektiği belirtildi. Mahkeme, sanık avukatlarının istemi doğrultusunda GATA'nın da bir eğitim hastanesi olduğunu belirterek Adli Tıp'a yeniden yazı yazdı ve bu yönüyle yeniden değerlendirme yapılarak bir yanıt verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, duruşma sonunda, Evren ve Şahinkaya'nın eş ve çocuklarının mal varlıklarının araştırılması için ilgili kurumlara yazı yazılmasına karar verirken, malvarlıklarına el konulması talebini ise reddetti. Mahkeme, dönemin milletvekili Cüneyt Canver'in 1986'da Şahinkaya hakkında vermiş olduğu yolsuzluk önergesi ilgili belgelerin gönderilmesi için TBMM'ye yazı yazılmasını da kararlaştırdı.

HESAP ZAMANI

Dün görülen duruşmada Milli Güvenlik Konseyi (MGK) kararıyla 14 yaşında idam edilen lise öğrencisi Erdal Eren ile birlikte Serdar Soyergin, Necati Vardar, Veysel Güney, Ramazan Yukarıgöz, Mustafa Özenç, Cengiz Baktemur, Ömer Yazga ve Halil Esandağ'ın yakınlarının davaya müdahil olarak katılmalarına karar verildi. Aynı şekilde 12 Eylül'de işkence gören Erdem Şenocak ve Ali Sarıbal ile işkence sonucu öldükleri iddia edilen Zeynel Abidin Ceylan, Satılmış Şahin, Hasan Asker Özmen ve Abdullah Gülbulak'ın yakınlarının müdahillik talepleri de kabul edildi. Çağdaş Hukukçular Derneği ile TÖBDER'in müdahillik talepleri de kabul edilirken BDP ve İHD'nin de aralarında bulunduğu siyasi parti ile sivil toplum örgütlerinin o tarihte henüz kurulmamış olmalarından ötürü davaya katılma talepleri reddedildi.

DÖRT KADININ ACI FERYADI
Dünkü duruşmaya 12 Eylül döneminde yakınları idam edilen ve işkencede ölen dört kadın ile işkencede ayaklarını kaybeden Abdurrahman Demir'in feryatları damga vurdu. 12 Eylül'de oğlu işkencede ölen 105 yaşındaki Berfo Kırbayır, "Ben Kenan Evren'in peşindeyim. Ölene kadar da peşinde olacağım" derken, 12 Eylül döneminde idam edilen Ramazan Yukarıgöz'ün annesi Aysel Yukarıgöz, "72 yaşımdayım. İstanbul'dan kalkıp geldim. Kenan Evren de buraya gelip davasına sahip çıksın" diye seslendi. Cezaevinde iki çocuğu ölen ve bir çocuğu işkence gören Sakine Arat da duygularını, "Benim üç evladım 12 Eylül'e kurban gitti. Bu memleketin vatandaşı olarak bunların hesabının sanıklardan sorulmasını istiyorum" sözleriyle anlattı. Yine 12 Eylül döneminde kardeşi Özgüç Tuncay'ı kaybeden Sabriye Tuncay da kardeşinin mezarını dört kız kardeş birlikte açtıklarını belirterek, "Kardeşimin mezarını açtığımızda mumya gibi olmuştu, toprak onu korumuştu. Eğer güçleri varsa bana kardeşimi geri versinler" diye feryat etti. İşkence mağduru Abdurrahman Demir ise sakat ayaklarını mahkeme heyetine göstererek, "Bu ayaklarımın hesabının sorulmasını istiyorum" dedi.

aa