Bilgi Üniversitesi’nde İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’nun derste söylediği iddia edilen sözlerinin bir öğrenci tarafından ses kaydı olarak sosyal medya ağlarında sunulmasıyla beraber, Balıkçıoğlu'nun Bilgi Üniversitesi yönetimi tarafından "Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği" gerekçesiyle işine son verilmişti.

Bunun üzerine Bilgi Üniversitesi Akademisyenleri yayımladıkları bildiriyle "Yönetimin aksine Balıkçıoğlu'nun yanındayız" mesajı vermişlerdi. Bugün ise bir bildiri de Bilgi Üniversitesi öğrencileri tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. "Özgürlükleri hiçe sayan bu tutumunu kabullenmiyoruz" cümleleriyle yayımlanan bildiri akademisyenler gibi "Zeynep Sayın'ın yanındayız" mesajını içeriyor.

İşte o bildiri:

"HÂLÂ İMKAN VARKEN KAMUOYUNA DUYURULUR

Biz, İstanbul Bilgi Üniversiteliler olarak, Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’nun, basında çıkan haberlere ve hukuka aykırı olarak elde edilmiş bir ses kaydına istinaden 16.06.2016 tarihinde üniversitemiz ile iş ilişkisinin kesilmesini utanç, üzüntü ve şaşkınlıkla karşılıyoruz.

İfade özgürlüğü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 25, 26 ve 27. maddeleri ile güvence altına alınmış olup bu özgürlüğün en geniş koruması akademik çalışmalar bakımından, en dar koruması ise politikacılar ve devlet yetkilileri bakımından söz konusudur.

Üniversite yönetiminin ifade özgürlüğünü hiçe sayıp, hukuka aykırı bir ses kaydına dayalı olarak hocamız ile iş ilişkisini sonlandırmış olması, bünyesindeki akademisyen ve öğrencileri devamlı otosansür uygulamaya mecbur bırakacak ve hatta akademiye karşı başlatılan cadı avına katılmaya özendirecek olan endişe verici bir hadisedir. Henüz olaya ilişkin soruşturma yapılmamış olması ve hukuki sürecin yaptırım uygulandıktan sonra başlatılacağının duyurulması daha da üzücüdür.

İstanbul Bilgi Üniversitesi, kaynağı ve amacı şaibeli gazetelerin kapkara puntolarına teslim olmaktadır. Akademisyenleri uluslararası ifade özgürlüğü ödülü alan üniversitemizin, hak ve özgürlükleri hiçe sayan bu tutumunu kabullenmiyoruz.

Üniversite olmanın özgür ve eleştirel bakış açısı ile ifade özgürlüğünden yana olmayı gerektirdiğini düşünüyor; yuvamız kabul ettiğimiz İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni, güç odaklarının uyguladığı baskıların aracı haline gelerek insan haklarını ihlal etmesinden ötürü kınıyoruz. Bu korkakça tutum, akademik ifade özgürlüğü temeline dayanan “üniversite”nin kendi varlık amacını inkar etmesinden başka bir anlam taşımamaktadır.

Üniversitemizin bu baskıcı, sansürcü, akademik özgürlükleri sınırlandıran tutumundan derhal vazgeçmeye ve karanlığa cesurca sırt çeviren lise öğrencileri gibi baskılara karşı dimdik durarak bünyesindeki tüm hoca ve öğrencilere özgür bir akademik ortam sağlamaya, yeniden “bilgi”ye hizmet etmeye davet ediyoruz.

Bizler Bilgi’de “Okul için değil hayat için” öğrendik. Tam da bu sebeple “bilginin”, hukukun ve hocamızın yanında olduğumuzu kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.

İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTELİLER

‪#‎BilgiyeOzgurluk

‪#‎BilgiZeynepSayininYaninda"

Akademisyenlerden bildiri

Kaynak: Birgun.net