Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü celsesi tutuksuz sanıklardan eski hakim Harun Birol Mert'in savunmasıyla başladı.

Genelkurmay eski adli müşaviri Muharrem Köse'nin 1 numaralı sanık olduğu askeri hakim ve savcıların yargılandığı davada sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarına devam edildi.

Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü celsesi tutuksuz sanıklardan eski hakim Harun Birol Mert'in savunmasıyla başladı.

“PASİF VE BOŞ BİR KADROYA GÖNDERİLMEM BASBAYAĞI SÜRGÜN OLACAKTIR”

15 Temmuz darbe teşebbüsünde sözde sıkıyönetim görevlendirme listesinde ismi olduğu için suçlandığını belirten Mert, şunları söyledi:

"Sözde listeyle Kıbrıs Türk Barış Gücü Adli Müşavirliği'nde görevlendirilmişim. Savcı, 'Örgüt tarafından stratejik göreve getirilmesi' diyor. Kastedilen KKTC ise evet, stratejik. Ancak Kıbrıs Türk Barış Gücü Adli Müşavirliği stratejik değil, en pasif görevdir. Ben Kara Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşavirliği'ndeydim. Ankara'ya gelmek için yıllarca Doğu, Güneydoğu'da çalışmışım. Ankara'ya geleli henüz 9 ay olmuş. KKTC'de pasif ve boş bir kadroya gönderilmem basbayağı sürgün olacaktır.

Ayrıca KKTC ayrı bir devlet, ayrı hukuk düzeni var ve burada sıkıyönetim sözkonusu değil. Atandığım söylenen kadro 15 Temmuz'dan önce boştu. Adli Müşavir başka bir göreve atanmış ve yerine atama bile yapılmamış. Yani o derece stratejik!.."

“8 YIL ÖNCE BENİ KİMİN ARADIĞINI BİLMİYORUM AMA KİMİN ARAMADIĞINI BİLİYORUM”

Mert, mahrem imam tarafından arandığı iddiası konusunda ise şöyle konuştu:

"HTS kayıtlarında teknik olarak gerçekleşmesi imkansız aramalar gözüküyor. Baz-karşı baz kayıtları örtüşmüyor. Yargıtay ve Emniyet kriterleri belli. Ardışık arandığım söylenen kişilerle aynı rütbede ve aynı kuvvette değilim. En önemlisi Ankara'daki ankesörlü telefondan arandığım belirtilen tarihlerde ben Diyarbakır'da görevliydim. Diyarbakır'daki birini Ankara'daki mahrem imam niye arasın?

Arandığım söylenen numaralardan birisinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma kapsamından çıkardığı bir numara olduğunu da kaydedeyim. 8 yıl önce beni kimin aradığını bilmiyorum, ama kimin aramadığını biliyorum; Beni kesinlikle herhangi bir FETÖ imamı aramamıştır."

“BEN EĞER FETÖ'CÜ İSEM AMİRLERİMİN DURUMU NEDİR ACABA”

Mert'ten sonra hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 15 Temmuz döneminin Genelkurmay Adli Müşaviri eski tuğgeneral Hayrettin Kaldırımcı savunma yaptı. Birilerinin tutukluluğunun devamı ve bunu gerekçelendirmek için çaba gösterip, delil ürettiğini öne süren Kaldırımcı, şunları anlattı:

"Benim FETÖ'cü olduğumu düşünen birisinin vicdanından, aklından şüphe ederim. Amirlerinin emirleri dışına çıkmayan, onlardan habersiz hiçbir şey yapmayan ben eğer FETÖ'cü isem, amirlerimin durumu nedir acaba?

FETÖ'yle ilgim, irtibatım olsa albaylığımın 13'üncü yılında mı terfi ederdim? Böyle olsa, Balyoz ve Ergenekon kumpası mağduru çok sayıda insan lehime tanıklık yapar mıydı? Zekeriya Öz ve Beşiktaş savcılarının Kolordu'ya şikayet ettiği biriyim. Bunu niçin o zaman Komutanımız olan Hulusi Akar'a sormadınız? 'O gece neden Genelkurmay'daydın? Listede neden adın var?'; Bu iki sorudan yoruldum, konuşmakta güçlük çekiyorum. Bu ahlaksız soruların sorulması bir hukuk faciasıdır."

“POLİSLERE AKAR'IN EMRİYLE KARARGAHTA KALDIĞIMI SÖYLEDİ”

Kaldırımcı Hulusi Akar'ın tanık olarak dinlenmesi talebini tekrarlarken, şu olaydan söz etti:

"15 Temmuz'dan 1 ay önce basında aleyhindeki haberler için bir avukat bulmamı istedi. Ben de İstanbul Barosu'na kayıtlı Av. Uygar Çöltekin'i buldum. Hulusi Akar'la da 2-3 kez görüştüler. Ben FETÖ'cü olsam, bu avukatı mı bulurdum? 15 Temmuz'dan sonra Emniyete ifade vermek için giderken de yanımda bu avukat vardı ve polislere Akar'ın emriyle Karargahta kaldığımı söyledi."

Odatv.com