Geçtiğimiz günlerde İstanbul Barosu Delegelerinden olan Av.Mustafa Kökçeli'nin TBB seçimleriyle ilgili sitemizde yayınlanan ( Geldik mi? Yol Ayrımına!) yazısına ilişkin Malatya Barosu delegesi olan Av.Selattin Sarıoğlu'nun yapmış olduğu yorumu sizlerle paylaşıyoruz.

Malatya Barosu delegesi olan Av.Selattin Sarıoğlu'nun sitemize yapmış olduğu yorum;


Saygıdeğer okuyucu, saygıdeğer TBB delegesi,

Sayın meslektaşım, üstadım Mustafa Kökçeli’nin yukarıda basılı yazısını dikkatlice okudum.

Sayın Kökçeli, Sayın Kazım Kolcuoğlu’nun mücadelesini anlatıyor. 68’lileri anlatıyor, yüceltiyor. (Ki katılmamak olası değil. Eli öpülesi 68’lileri de ben anayım bir 78’li olarak.)

İstanbul ve Ankara Baro Başkanlarının bağımsız yargı, hukuk devleti ve genel olarak demokrasi mücadelesi için ‘kalelerini’ terk etmemeleri gerektiğini söylüyor.

Sayın Metin Feyzioğlu’nun aday olmakla “acelecilik/acemilik” gösterdiğini söylüyor; eğer oturup konuşabilseydik başkanlıkta kalmaya ikna ederdik, halen de bu yol kapalı değildir diyor…

Meslektaşımın bu yazıyla ‘neyi murat ettiğini’ anlamak için düşündüm.

‘Ana düşüncesini’ anlamak için düşündüm.

Bende oluşan kanı şu oldu: 68’li üstadım, “Nasıl ederiz de Metin Feyzioğlu’nu çekilmeye zorlarız?” “Hangi argümanlar ileri süreriz de TBB delegelerinin kafasını karıştırırız?”

Yazının amacı bundan ibaret.

AÇIKLAYAYIM:   

1.            Sayn Kolcuoğlu’nun mücadele emeği önünde saygıyla eğilirim, ama Sayın Feyzioğlu’nun, duruşu, savaşımı, başarısı azımsanabilir mi? 68 kuşağından olsaydı onun da Sayın Kolcuoğlu’yla aynı duruşu sergilemeyeceğini kim söyleyebilir? Bu gün için METİNLER, ÜMİTLER GİBİ AYDIN DURUŞUNDA OLMAKLA KAHRAMNLIK ARASINDA, 68’LİLİK, 78’LİLİK ARASINDA NE FARK VAR Kİ?

2.            TBB başkanı İstanbul’dan olmalı, Ankara’dan olmalı, yaklaşımının 68, 78 dahası 2008 kuşağına yaraşır bir yanı var mı ki?

3.            Yine, adaylığını önce açıkladı, sonra açıkladı, bize danıştı, danışmadı yaklaşımı da öyle değil mi? Süreç içinde biçimsel eksikliklerin olması kaçınılmazdır. Özü biçime feda mı edeceğiz?

    4.        İstanbul, Ankara Baro Başkanlıklarını bırakıp TBB Başkanı olmak ‘kaleyi terketmektir’ demenin özde neresi gerçek ki? İki başkanımız da ezici çoğunlukla seçimlerini kazanmadılar mı? Şimdi, Metin Feyzioğlu’nun TBB Başkanı seçilmesi ile  Ankara Baro Başkanlığının kaybedilmiş olacağı savına kim inanabilir ki? Metin Feyzioğlu’ndan sonra Ankara Barosu’nda Başkanlığı kazanabilecek Atatürkçü avukatın, hem de çok sayıda olduğunu söyleyebilmenin zor yanı var mıdır?

5.            Sayın Meslektaşımın, “Tüm bu görüş ve önerilerimize karşın birileri biz 68 lileri ÜZER ve de eğer GELİRSEK YOL AYRIMINA gerçekten de o zaman biz 68 liler çok KIZAR ve ÖFKELENİRİZ. Bu durumda biz de birilerini OLDUKÇA çok ÜZERİZ.” anlatımının, nesnellik değil öznellik, doğru bir noktada buluşma değil dayatma ve tehdit, en azından duygusallık içerdiği açıkça belli değil mi?

Sonuç olarak derim ki:

Genel olarak Türkiye’nin, özel olarak da Yargı’nın (daha özeli TBB’nin) BAŞINA BUNCA ÇORAP ÖRÜLÜRKEN, küçük burjuva sayrılıkları içinde yapmacık biçem tartışmaları içinde gelen fırsatları kaçırmakta olduğumuzu biz kim anlatacak?

Halkı hata yapmakla, kolayca kandırılmakla, oyuna gelmekle suçlarız çoğun, TBB sürecine bakarak diyorum ki: HATAYI YAPAN HALK MI, AYDINLAR MI?

Bunun bir çaresi vardır.

İstanbul’uyla, Ankara’sıyla, tüm ilerici, kendini aşmış avukatlarıyla omuz omuza verip bu sorunu aşacak istenç ve  inisiyatifi göstereceğimizden kuşkum yoktur.

Ereğim ve dileğim, sayın Kolcuoğlu’nu emekleriyle öpüp başımızın üzerine koyup, TBB Seçimi yolunda epey emek harcamış ve epey yol almış; ana sütümüz gibi helal olan Sayın Metin Feyzioğlu önderliğinde birleşmemizdir.

 

Kayısı Ülkesinin en içtenlikli saygılarıyla.

 

Av. Selahattin Sarıoğlu                                     [email protected]

TBB Delegesi(En çok oy alarak)

Malatya Barosu Ö.Bşk.(2008-10)