Birleşmiş Milletler Raporu’na göre, eğer atık gıdalar bir ülke olsaydı, bu ülke, sera gazı salımısıralamasında dünya genelinde, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’den sonra, üçüncü sırada olurdu. Bu soruna en büyük katkıyı kimler mi yapıyor? Gelişmiş ülkeler.

Uzmanlar, Amerika vatandaşlarının, üretilen ve yetiştirilen gıdaların yarısını çöpe attığını tahmin ediyor. Yılda 70 milyon ton gıda çöpe atılıyor ve bunlar, arazi alanlarımızın yüzde 18’ini kaplıyor. Sonuç olarak, küresel atık gıdalarının dörtte birinden sorumluyuz. İstatistikler inanılmaz görünüyor: Her yedi Amerikalı’dan biri, güvenilir olmayan gıdalar tüketiyor ve nüfusun yüzde 90’lık kısmı yeteri kadar meyve ve sebze almıyor; buna rağmen üretim için gerçek dışı kozmetik standartları ve son tüketim tarihlerinin dar aralıklarda olması nedeniyle aldığımız yiyeceklerin çoğunu çöpe atıyoruz.

Meclis üyeleri, sonunda bu sorunu çözmek için birtakım girişimlerde bulunmayı deniyor –ki bu girişimler, aynı zamanda yeni iş sahaları yaratma, su tasarrufu yapma ve iklim değişikliğine karşı mücadele etme potansiyeli de taşıyor.

Geçtiğimiz Eylül, Obama hükûmeti, 2030’a dek yarıya indireceğini vadederek, tarihinde ilk kez “atık gıdayı azaltma çağrısını” yayımladı. İki ay sonra kurultay, dönüm noktası niteliğinde bir mevzuatı onayladı ve atık gıdalarını bağışlayan restoran, manav ve benzeri kuruluşlara yönelik kısıtlamalar azaltıldı, vergi gelirleri arttırıldı.

Tüketiciler ve işletmeciler de giderek bilinçleniyor. Bir grup uluslararası şef, geçtiğimiz günlerde Rio de Janerio Olimpik Köyü’nden atık gıdaları kurtarmayı hedefleyen bir girişim başlattı.

Epeydir insanların gıda atıkları konusundaki israfına dikkat çekmek isteyen bazı bilim insanları, sosyal girişimciler ve inovatörler, bugünlerde bu “odadaki fil” için eşsiz çözümler geliştirmekte. Aşağıda, atık gıdaları kurtarmayı hedefleyen ve bunda başarı gösteren birtakım işletme, uygulama ve kuruluşlar hakkında özet bilgiler yer almaktadır.

1) Food Shift

2012’de, üretilmiş tüm gıdaların işlenip kurtarabileceği, daha sürdürülebilir nitelikte bir sistemin inancıyla Oakland ve Kaliforniya merkezli olarak, Dana Frasz tarafından kuruldu. Food Shift’in bugün ulaştığı nokta, epey geniş alanlara uzanıyor. Frasz ve şirketi, yerel işletmelere, atıklarını daha iyi takip etmeleri konusunda danışmanlık yapıyor, belediye ve çeşitli ilçelerle çalışıp onlara bu takip ve işleme süreci konusunda çeşitli müdahaleler öneriyor. Frasz, konu hakkında “Gıda kurtarmayı, bir hayır işindense, iş alanları yaratan bir devlet servisi olarak görmeli” diyor.

2) Food Cowboy

Bu uygulama, üretim fazlası gıda sahipleri (çiftçiler) ile ihtiyaç sahiplerine ücretsiz gıda sağlayan hayır kurumlarını (aşevleri, kiliseler ve evsiz barınakları) birbirleriyle iletişime geçiriyor. GPS teknolojisiyle beraber, artık ürün tedarikçileri, potansiyel müşterileri uyarabilecek. Mesela, bir tır römorkunun soğutucusu bozulduysa, bu demek oluyor ki; ürün artık toptancı için işe yaramaz hale gelmiştir. Sosyal girişimci Roger Gordon, “Uygulamayı kullananlar, ilanı ve şartlarını yazacaklar ve uygulama da gıda bağışının yapılabileceği yerleri tanımlayacak” diyor.

Roger Gordon, Food Cowboy’u dört sene önce, doktor ve halk sağlığı uzmanı, açlığı, sabit bağışlardansa (konservelenmiş veya işlenmiş ürünler), taze gıdalar aracılığıyla çözmek üzerine uzun zamandır çalışmalar yapan Barbara Cohen ile beraber kurdu. Gordon, “Kardeşim sebze yetiştiricisi. Ve ne zaman ürününün teslimatı reddedilse, beni arar ve ben de elinde kalan ürünler için uygun bir yer bulmaya çalışırım. Ama bu oldukça zordu, çünkü gıda bankaları haftasonları veya akşamları çalışmıyor.” Food Cowboy, uygulamayı kullanan ve geç saatlerde de açık olma sözü veren kuruluşlara ufak komisyonlar da ödüyor. Food Cowboy, aynı zamanda mesai sonrası bir “kurtarma” işi de gerçekleştiriyor; düğün ve partilerden artakalan yiyecekleri, barınak depolarına taşıyor. Gordon, araç paylaşım şirketleri ile gıdaların barınak ve aş evlerine elverişli şekilde ulaştırılması için sürücülerin yetkilendirilmesi üzerine de konuştu.

3) Spoiler Alert

Bu platform vasıtasıyla, büyük çiftlikler ve toptancılar, üretim fazlası yiyecekler hakkında gerçek zamanlı bilgi paylaşımında bulunabilir ve olası alıcılara ulaşma imkânı sağlanmış olur.

Spoiler Alert, 2015’te MIT, MBA adayı Ricky Ashenfelter tarafından ortaya atılan harika bir fikirdir. Gıda bağışını teşvik etmek için, Ashenfelter Spoiler Alert’e, kullanıcıların kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan sağladıkları “elektronik doğrulamalar” ile elde edecekleri olası vergi gelirlerini görebilecekleri birtakım ölçü sistemleri de ekledi. Şimdilik sadece New England’da hizmet verse de Ashenfelter, Spoiler Alert’i ileride ülke genelinde birçok kâr amacı gütmeyen kuruluş ve gıda kurtarma organizasyonu ile birlikte kullanmayı planlıyor. Ashenfelter, “Teknik açıdan kendimizi birinci görüyoruz ancak her zaman, yazılımımıza katkıda bulunabilecek grupları da araştırıyoruz” açıklamasını yaptı.

4) Imperfect Produce

Üretilen gıdanın yüzde yirmisi, estetik mücadeleyi kazanamayıp (eciş bücüş havuçları veya şekilsiz elmaları düşünün) çiftliklerden çıkamıyor bile. Aslında, üreticiler çoğu zaman talep hacmini karşılayabildiklerinden emin olmak için daha fazla üretime gitmeyi tercih ediyor ve sonra da bu “şekilsiz” yiyecekleri çürümeye terk ediyorlar. Bu yüzden, geçtiğimiz yıl girişimci Ben Simon, Kaliforniya Körfez Bölgesi civarında hizmet veren gıda teslimat şirketi Imperfect’i kurdu.

Simon’ın ekibi, elindeki ürünleri geleneksel perakendecilere satamayan çiftçilerle iletişime geçip ürünlerini yüzde 30 ila 50 arasında değişen indirimlerle satın alıyor. Ve aldıkları bu “şekilsiz” ürünlere, onları komik ve sevimli gösterecek eklemeler yapıyorlar. Imperfect Produce, kendi ismini taşıyan ürünlerini Kuzey Kaliforniya’da 20’ye yakın markette satışa çıkarmak için Whole Foods ile birlikte çalışmaya başladı. Ve Simon, Imperfect’i ülkenin diğer noktalarına da götürmek için çalışmalarını sürdürüyor. “Hedefimiz, geleneksel gıda sistemini değiştirmek ve bu reddedilen ürünlere daha pozitif bir bakış açısıyla bakılmasını sağlamak. Komik gıdaları, havalı yeni çocuk yapacağız.”

5) The @UglyFruitandVeg Campaign

Kendisi, 2014’ün sonlarına doğru kendi “çirkin” fotoğraflarını eğlence amaçlı tweetlemeye başlamış ve tek amacı, ünlü şef Jamie Oliver tarafından retweetlenmekken, bir anda binlerce takipçi de kazanmış. Figueredo, artık daha fazla beğeni ve retweetten ziyade, takipçilerine sürekli olarak “çiftlikten-gıda bankalarına” programlarını desteklemelerini teklif ediyor. Ve şu aralar, büyük alışveriş merkezlerinin de “komik görünümlü” ürünleri satın almasını, reddetmemesini öneren bir dilekçeyi herkese ulaştırmaya çalışıyor. (#whattheforkwalmart, #targetgetus)

6) Salvage Supperclub

Hiç süresi geçmiş bir yiyeceği çöpten yediğinizi hayal etmiş miydiniz? Salvage Supperclub’ın ekibi, süresi geçmiş ve estetik olarak şekilsiz, kusurlu yiyecekleri, ağız sulandıran yemeklere dönüştürüyor. Ve evet, bu yemek etkinlikleri, temizlenmiş, güzel bir görünüme kavuşturulmuş büyük bir çöp kutusunun içinde gerçekleştiriliyor. Josh Treuhaft, Danimarkalı şef ve “çöp aşçılığı” şampiyonu Rene Redzipi’den etkilenen bir endüstriyel tasarımcı. 2013’te tez projesi olarak Salvage Supperclub’ı bir etkinlik olarak başlattı. Ve geçtiğimiz kış, West Coast Culinary’de, Food Shift’in de katkılarıyla bir akşam yemeği etkinliği düzenlediler.

West Coast Baş Aşçısı Pesha Perlsweig, özel menüler planlamadığını, aksine, üretim fazlası, “çirkin” ve/veya birlikte çalıştığı çiftlik ve gıda şirketlerinden tüketim tarihi henüz geçmiş ürünleri kullanmayı tercih ettiğini ifade ediyor. Perlsweig, aynı zamanda, katılan misafirlere, evde kendi günü geçmiş yiyeceklerini değerlendirebilecekleri ve kolayca yapabilecekleri yemek tarifleri hazırlıyor. “Biliyorum ki 125 dolara 16 kişiyi doyurarak dünyayı değiştirmiyoruz, ama bu eğitici bir etkinlik. Biz, evimize aldığımız ve çoğu çöpe giden atıklara dikkat çekmeye çalışıyoruz” diyor. Treuhaft, Salvage Supperclub adına bir yemek kitabı çıkarmayı hedefliyor. Ve atık gıda konusuna farkındalığı çok büyük ölçeklerde arttırmak için, bio-yakıt ile çalışan bir çöp konteyneriyle şehirlerarası bir tur düzenlemenin hayalini kuruyor.

7) Food Forward

2009’da, Los Angeleslı yazar/fotoğrafçı/şef Rick Nahmias, gıda kurtarma üzerine bir tür deney yaptı: Arkadaşının evinin arka bahçesindeki ağaçlardan topladığı bolca meyveyi Craigslist üzerinden birçok insana dağıttı. Ve bu deney sayesinde, arka bahçelerinde “hobi olarak” bahçe işleriyle uğraşan insanlarla iletişime geçti. Aynı yıl, yaklaşık 45 ton gıda, L.A. ve civarında ihtiyacı olan kuruluşlara iletildi.

“Fast-forward” (Hızlı-İlet), şimdilerde ise “Food Forward” (Gıda İlet), gönüllülük esaslı ve her hafta bahçelerden, birçok Los Angeleslı çiftçinin marketlerinden ve toptancılardan toplanan üretim fazlası meyve ve sebzeyi çöpe gitmekten kurtaran bir topluluk haline dönüştü. Nahmias, Food Forward’a duyulan ilginin artmasından ve gıda atıklarıyla ilgili yapılan haberlerin sayısının artmış olmasından hoşnut ve “Atık gıdalar konusu, politize edilmemiş nadir konulardan biridir. Herkes yemek yer, bu yüzden insanlara bu konuda ulaşabilmek çok kolay” açıklamasını yapıyor.

Food Forward’ın en son hedefi de atık gıda konulu programlarını L.A. içinde devlet okullarında uygulatabilmek. “Bu geri gönüşüm hareketinin arkasındaki çekicilik, çocuklardan kaynaklanıyor. Çocuk, eve gidiyor ve soruyor: ‘Niye bu şişeleri çöpe atıyorsun?’” diye açıklıyor Nahmias ve “Bu yüzden biz de bu küçük beyinlere girip onların atık gıdalar, gıda kurtarma ve geri dönüşüm hakkında bu ve benzeri soruları çevrelerine sormalarını istiyoruz” diye ekliyor.

8) L.A. Kitchen

L.A. Kitchen (L.A. Mutfağı), D.C. Central Kitchen* öncülüğünde kurulmuştur. Kurucu Robert Eggers, kentsel gıdacılık prensiplerini sosyal girişimcilikle birleştirmiş. Fakat bu sefer, Eggers’ın aklında hizmetini sunacağı farklı bir kesim var: “Baby Boomers”**. Eggers bu konuyu şöyle açıklıyor: “Tıpkı pörsümüş, buruşmuş yiyeceklerimizi çöpe attığımız gibi, mecazi olarak toplum da yaşlı insanları ‘çöpe atar’. Ve şu an, yaşlı Amerikanların sayısında bir artış mevcut. Bu insanlar, kendilerine düzgün gıda alamayabiliyorlar; çünkü düzgün beslenecek kadar paraları yok veya emekli maaşları yetersiz kalıyor.”

Bu yüzden de L.A. Kitchen’ın önceliği, aşırı düzeyde üretilen veya çöpe gidecek olan gıdaları kurtarıyor ve kâr amacı gütmeyen yemek servis kuruluşlarına yeniden dağıtımını sağlamak oluyor. Peki neden Los Angeles? Eggers, bu soruya “Şehir, müthiş bir arz-talep fırsatı sunuyor. L.A. bölgesi, dünya üzerinde en sağlıklı yiyecekleri üreten bölge. Ve aynı zamanda, yaşlı nüfusun (65+) da en yoğun olduğu bölge. Bu sorunun ileride bizi vurmasını beklemek yerine, erkenden yeni fikirler oluşturmaya ve diğer büyük şehirlerde de uygulanabilecek formüller geliştirmeye çalışıyoruz” şeklinde cevap veriyor. Dahası, önceden hapse girmiş bireyler, L.A.’den 15 haftalık iş eğitim programını tamamlayıp kendileri de geri dönüştürülmüş yiyeceklerle yemek yapabilme becerisi kazanıyor.

9) For Solutions

Gıda bankaları her ne kadar büyük olsalar da sonuçta gelen her şeyi kabul edebilecek kapasiteye sahip değil. Neyse ki belediye ve bazı kurumlar, eldeki araziler için alternatifler üretmeye başladı.

16 yıl önce, Biyolog Dr. Nicholas Smith-Sebasto, öğrettiği ve uygulamaya koyduğu eşsiz bir aerobik kompostlama sistemi (bir tür gübreleme sistemi) ile, gıda atıkları konusunda tasarruf etmek üzerinde çalışıyordu. Yaptığı çalışmalarla sadece enstitüleri değil, aynı zamanda yılda on binlerce doların da tasarruf edilmesini sağladı. Ve Smith-Sebasto bunun dışında başka bir şey daha fark etti: Kullandığı sistemin sindirilmiş içeriği, toprak için oldukça önemli besin maddeleri içeriyordu. Böylece, bunu toprağın verimini arttırmak için gübre olarak kullanabilirdi. Konuya dair şu açıklamaları yapıyor: “EPA verilerine göre yemek artıklarının yüzde 97’si çöp sahalarına atılıyor ve böylece içlerindeki besleyici nitelikteki gıdalar boş yere hapsolup yok oluyor. Ki bu saçma çünkü bir gün ham petrolü de tüketeceğiz ve o zaman, gübre üretmek için elimizde kaynak kalmayacak.”

Smith-Sebasto’nun sistemi, ABD’de 2014’te patentlendi ve uygulamak isteyen belediyeler, okullar, hapishaneler ve çeşitli kurumlar için kullanıma açık. Smith-Sebasto, küçük ölçekli gübreleme sistemlerini, çöp kamyonları yerine kullanmanın da hayali olduğunu belirtti.

10) Power Knot

Power Knot, günlük yaklaşık 1800 kg kadar yiyeceği hızlıca öğütebilen yeni bir makine geliştirdi. LFC (Liquid Food Composter), yalnızca kanalizasyon sistemlerine güvenli bir boşaltım yapmakla kalmıyor, aynı zamanda otellere, restoranlara, kafeteryalara, stadlara ve yiyecek dağıtım merkezlerine de karbon ayak izlerini daha iyi takip edebilmeleri ve düzenleyebilmeleri için yardım etmiş oluyor. Nasıl mı? Bireysel atık kullanım istatistiklerini bir bulut hesabında toplayarak. Bu da yöneticilere, kullanımı uzaktan takip edebilmek için ve –en iyi yanı da– gıda atığını azaltmak için çeşitli yollar geliştirme imkânı sunuyor.

Power Knot’un kurucu/yöneticisi Iain Milnes, “Gıda atıklarını önlemek için atılan adımlar ve yasalar doğru yönde ilerliyor fakat ortadaki tüm gıda atığı oranını düşünecek olursak, bu ilerleme şimdilik çok yavaş görünüyor. Küresel ısınma sorununu çözmek için zamanımız gittikçe daralıyor” açıklamasını yapıyor.

*D.C. Central Kitchen: 1989’dan beri, aşçı olmak için eğitim alan insanlar tarafından hazırlanan ve geri dönüştürülmüş yiyeceklerin kullanıldığı yemekler ile açlık oranını azaltmak için mücadele veren bir oluşum.

**Baby Boomers: Doğum oranının yüksek olduğu, ikinci dünya savaşı ile soğuk savaş arası dönemde doğan kişiler için kullanılan tabir.

Gaia Dergi

Kaynak: Birgun.net