Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde (TOBB) ''Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Sempozyumu'' gerçekleştirildi. 2019 başı itibariyle ticari anlaşmazlıklarda zorunlu hale gelen arabuluculuk sisteminin tanıtımı için gerçekleşen sempozyuma Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, hakim ve savcılar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Sempozyumda bir konuşma gerçekleştiren Bakan Gül, 1 Ocak’ta Türk hukuk sisteminde yeni bir uygulamanın başladığını kaydederek, ''Daha önce başarıyla uygulanan işçi iş veren arasındaki uyuşmazlıkların arabuluculukla sonuçlandırılması uygulaması, ticari uyuşmazlıklar için de ihtiyaçların çözümü amacıyla bir yol haline getirildi. İş hukuku uyuşmazlıkların çözümü noktasında uygulamalara baktığımızda çok başarılı sonuçların ortaya çıktığını gördük ve buradan aldığımız bir cesaretle bu uygulamanın genişletilmesi hususunda bir adım atıldı'' ifadelerini kulladı. Arabuluculuğun uyuşmazlığı derinleştirmeden çözmenin bir yolu olduğunu ve bir tarafın kazandığı, diğer tarafın kaybettiği klasik dava dışında her iki tarafın da kazandığı bir sistem olduğunu belirten Gül, arabulucuğun daha az masrafla, barışçıl çözümle adaleti en kısa sürede tesis etmek demek olduğunun altını çizdi. Bu uygulamaların Türk toplumunda yer aldığına değinen Gül, ''Hala birçok meselenin ahilik hukuku içinde çözümlendiğini görüyoruz. Adaletin alternatifi yok. Mevcut kurumsal mekanizmaları tamamlayan bir yöntemden bahsediyoruz. Artık sosyal ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak ihtilafların çeşitlendiği bir çağda, çözümü de çeşitlendirmek çok büyük bir önem taşımaktadır. Bu yaklaşım ortaklık düşünen, hızlı ve çözüm odaklı hareket eden iş dünyası için daha da anlamlıdır. Ekonominin belirsizliğe tahammülü yoktur. Hukuki güvensizlik, ve belirsizlik, ekonomik belirsizliği doğurur. Bir ülkede hukuk ne kadar güçlüyse ekonomi o kadar güçlüdür. Hukukun güvence fonksiyonu bu noktada anlam kazanır. Sonuçları öngörülebilir bir hukuk düzeni, kalkınmanın, ekonomik refahın, istikrarın ve büyümenin temel şartıdır. Ekonomik refahın temeli, üretimdir, istihdamdır, ticari faaliyetlerdir. Hukuk ise bu faaliyetleri kısıtlayan veya kolaylaştıran bir işlev görebilir'' şeklinde konuştu. 

''Bir ülkede hukuki güvence ne kadar güçlüyse o ülkede yatırımların önü açılır'' 

''İş ve yatırım ortağının iyileştirilmesine ilişkin çok önemli çalışmalar yaptık'' diyen Gül, şöyle devam etti: ''Bir ülkede hukuki güvence ne kadar güçlüyse o ülkede yatırımların önü açılır. Biz hangi uygulamalar yatırımın önünü kapatıyor diye masaya koyduğumuzda birtakım düzenlemeler yaptık geçtiğimiz sen. Tüm bu yaptığımız çalışmalar sonrasında Dünya Bankası raporuna göre ülkemiz 60. sıradan, 2018 Ekim itibariyle 43. sıraya yükseldi. Yakın zamanda iş dünyasıyla yargı çalıştaylarını yapmayı planlıyoruz. Esasen hukuk insan içindir. İnsan ve toplumsal gelişmelere kapalı bir hukuk, dogmatik hukuku ortaya koyar. Bugüne kadar tüm yatırımcıya her türlü desteği verdik. Bizim için vakit nakittir ifadesi çok doğru bir ifadedir. Bir ticari uyuşmazlık olduğunda iki taraf ya bir an önce davamız bitsin dese bin günü geçiyor. Yani 3 yılı aşan bir süre var. Arabuluculuk sisteminde bu bazen birkaç saat, bazen birkaç gün, birkaç haftada sonuçlanabilmektedir. Tarafların sonucu yönettiği bir uygulamadır.'' 

Arabuluculuk, aile ve tüketici uyuşmazlıklarını da kapsayacak Arabuluculuk, aile ve tüketici uyuşmazlıklarını da kapsayacak

"Uygulamanın birinci yılında 355 bin uyuşmazlığın yüzde 70’i arabulucular önünde çözüme kavuştu

Arabuluculuk uygulamasıyla birlikte birçok davanın kısa sürede çözüme kavuştuğunu ve çok olumlu sonuçlar elde edildiğini vurgulayan Gül, "2017’nin sonunda iş mahkemeleri kanununu yenilerken, iş uyuşmazlıklarını getirmiştik. Uygulamanın birinci yılında 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle 355 bin uyuşmazlığın yüzde 70’i arabulucular önünde çözüme kavuştu. Anlaşmayla sonuçlanan ihtilaf sayısı 238 gün civarındadır. Yani 238 mahkemenin iş yüküne denktir. 2017'de iş mahkemelerinde açılan daha sayısı 210 bin civarındaydı. 2018'de bu rakam 92 bine geriledi. Mahkemelerin iş hususundaki azalışı bizim için ikinci derecede önemlidir. Önemli olan sürenin hızı olması. Daha da önemlisi iki tarafın helalleşerek masadan kalkması. Bu başarıyı gördükten sonra ticari uyuşmazlıklar için de bu sistemi getirdik. 2018 verilerine göre 130 binin üzerinde ticari dava var. Geciken adalet adalet değildir inancıyla, amacımız uyuşmazlıklara süratle ve adaletle yanıt vermektir. Arabuluculuğun diğer uyuşmazlıklara da yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz. Bu çerçevede aile uyuşmazlıklarını mahkeme temelli olarak, arabuluculuk yoluyla ihtilafların çözülmesi için bir sistem hususunda çalışmalarımız devam ediyor'' açıklamalarında bulundu. 

''Arabuluculuk toplumsal barışa da katkı sağlıyor'' 

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da hukuk sisteminin sadece devletin değil, ekonominin de temel direği olduğunu açıklayarak, ''Bu yüzden reel sektör olarak, sizlerle bir araya gelmeye, istişare etmeye hep büyük önem verdik. Yaptığımız bu istişareler sayesinde iş dünyasının önünü açan birçok hukuki düzenlemenin de hayata geçtiğine şahit olduk. Adalet Bakanlığımızın çalışmaları ve destekleriyle, tahkim ve arabuluculuk gibi, yargıdaki iş yükünü azaltacak, iş dünyasının uzun yıllardır beklediği, adaletin zamanında ve doğru tecelli etmesini sağlayacak yeni yöntemler ülkemizde uygulanmaya başlandı. Türkiye'de ilk kez 2018'de işçi iş veren uyuşmazlıklarında arabuluculuk zorunlu kılındı. Böylece hem yargı üzerindeki yük hafifletildi hem de adalete ulaşım hız kazandı. Eskiden bir iş davası ilk mahkemede 2-3 yıl sürebiliyordu. Temyiz ile süreç daha da uzuyordu. Arabuluculukla 2-3 günde çözüm sağlanabiliyor. Arabuluculuk aynı zamanda bir kazan-kazan yöntemi. Taraflar helalleşerek ayrılıyor.Böylece arabuluculuk toplumsal barışa da katkı sağlıyor'' dedi. 

''81 ildeki Odalarımızda Tahkim ve Arabuluculuk Merkezleri açmaya başladık'' 

Hisarcıklıoğlu, öncelikle ticari uyuşmazlıklarda arabulucuların hukukçu olma şartının kaldırılması gerektiğine dikkat çekerek, iki tarafı tacir olan bir uyuşmazlığın da TOBB çatısı altında oda ve borsalarla birlikte kurulacak bir sistemle çözülebileceğini kaydetti. Bunun yönetimi daha etkin hale getirerek, daha fazla kullanılmasını sağlayacağını açıklayan Hisarcıklıoğlu, ''Yeni arabuluculuk sistemini başarılı bir şekilde hayata geçirdikten sonra da, arabuluculukla çözemediğimiz uyuşmazlıkları ilk derece mahkeme yerine tahkime yönlendireceğimiz bir mekanizmayı tasarlayabiliriz. Böylelikle hem mahkemelere ilave yük gitmesini önlemiş oluruz, hem de anlaşmazlıkların daha kısa sürede çözüme kavuşmasını mümkün kılarız. Türk iş dünyası olarak, buna yönelik alt yapıyı kurma konusunda elimizi taşın altına koyuyoruz. Kendi bünyemizde yıllar önce TOBB tahkimini kurduk. İstanbul Tahkim Merkezinin kurulmasıyla İstanbul, tüm bu coğrafyanın tahkim merkezi olacak. 81 ildeki odalarımızda tahkim ve arabuluculuk merkezleri açıyor. TOBB ETÜ bünyesinde yakın zamanda hayata geçireceğimiz arabuluculuk merkezini de, iş dünyasının hizmetine sunacağız. Eğer bize rol verilirse, ticari uyuşmazlıklarda alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin geliştirilmesi için daha da kapsamlı alt yapılar kurmaya hazırız. Hukuk güçlü olursa, insanların birbirine, kurumlara ve sisteme olan güveni artar. Adalet ve güven duygusu bir ülkede güçlüyse, o ülkenin ekonomisi de güçlü olur. Esasında bizim kültürümüzde de, inancımızda da, hukukun yeri çok önemli. Mülkün temelinde adaletin olduğuna inanan bir milletiz. Bu nedenle hukuk sistemimizi daha sağlıklı hale getirme konusunda ne kadar başarılı olursak, ülkemiz ve ekonomimiz de o kadar güçlenecek. Dolayısıyla, Türk özel sektörü olarak, yargı sistemini güçlendirecek, kapasitesini ve etkinliğini artıracak her düzenlemeyi destekledik ve destekliyoruz'' diye konuştu. (İHA)