Yazar:Şükrü KIZILOT*
Yaklaşım / Ekim 2010 / Sayı: 214
 
I- GİRİŞ
Ülkemizdeki anonim ve limited şirketlerin büyük kısmı, “aile şirketi” olarak kuruluyor.
Limited şirketler genellikle iki ortaklı olarak kuruluyor. Yüzde 99 hisse şirketi yöneten kişiye, yüzde 1’i de eşi, çocuğu, kardeşi ya da anne-babasından birine ait oluyor.
Anonim şirketlerde de ortaklar ve yönetim kurulu üyeleri genellikle aile bireylerinden oluşuyor.
Böyle olunca şirketin kuruluşu, yönetimi, karar alınması, hisse devri, sermaye artırımı gibi konularda, çoğu kez kurallara dikkat edilmiyor.
Bir süre sonra da hukuki ve mali sorunlar, arka arkaya geliyor hatta bazı durumlarda ortaklar arasında, ciddi ihtilaflar ortaya çıkabiliyor.
Bu yazımızda, özellikle şirket hissesi devrinde dikkat edilecek hususlara, yapılacak bazı işlemlere ve olayın vergilendirme yönüne yer verilecektir.
II- HİSSE DEVRİ
A- LİMİTED ŞİRKETLERDE
- Limited şirketlerde, ortağın sermaye payını devri yani hisse devri, noterde düzenlenen devir sözleşmesi ile yapılabiliyor (TTK md. 520/5).
- Hissenin devredilebilmesi için ortakların en az dörtte üçünün onayı ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması gerekiyor (TTK md. 520/2).
- İmzaları noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmeleri ile devre muvafakat edildiğini gösteren ortaklar kurulu kararının, noter tasdikli bir örneğinin ticaret sicili memurluğuna verilmesi gerekiyor (TTK md. 519).
- Ortağın şirketteki sermaye payını yani hissesini devretmesi durumunda, payı devreden ve devralan şahıslar, devir öncesine ait kamu alacaklarının örneğin vergi borcunun şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kısmından, sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar (6183 sayılı Yasa md. 35).
- Çok kişi, limited şirketteki sermaye payını noterden devrettikten sonra işlem tamamlanmış zannediyor. Oysa ortakların muvafakatı ile birlikte, devir sözleşmesi ticaret sicili memurluğuna tescil için verilmediği sürece, devir hukuken gerçekleşmiş sayılmıyor(1). Özellikle vergi ve sigorta primi borçlarından sorumlu olmadan dolayı, olayın bu yönüne dikkat edilmesinde yarar var(2).
B- ANONİM ŞİRKETLERDE(3)
1- Hisse Senedi Olmadığı Durumlar
Anonim şirketlerde, hisse senedinin ihraç edilmediği durumlarda, “hisse devri” işleminin nasıl yapılacağı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nce ticaret sicil memurluklarına gönderilen bir genelge(4) ile aşağıdaki gibi açıklanmıştır.
Anonim şirketlerde; nama veya hamiline hisse senedi ihraç edilmediği durumlarda;
- İmzaları noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmesi ile
- Devre muvafakat edildiğini gösteren yönetim kurulu kararının, noter tasdikli örneğinin
ticaret sicil memurluklarına verilmesi gerekiyor.
Aksi halde, yapılan işlemler hukuken geçersiz olur. Ortak olmayan bir kişi yönetim kuruluna seçilebilir. Ancak seçildikten sonra kendisine hisse devri yapılması, bunun da “pay defteri”ne işlenip, taraflarca imzalanması gerekiyor. Ticaret sicili memurluğunun ise yönetim kurulu üyesi olan ortağın, hissedar olduğuna dair devir sözleşmesini aldıktan sonra, durumu tescil ve ilan etmesi gerekiyor. Aksi halde yapılan tescil işleminden dolayı ticaret sicili memurluğunun da hukuki sorumluluğu söz konusu olur.
2- Hisse Senedi İhraç Edildiği Durumlar
Bununla ilgili esaslar, Türk Ticaret Kanunu’nun 415 ve 416. maddelerinde yer alıyor.
a- Hamiline Yazılı Senetler
Madde-415: Hamiline yazılı hisse senetlerinin devri şirket ve üçüncü şahıslar hakkında ancak TESLİM ile hüküm ifade eder.
b- Nama Yazılı Senetler
Madde-416: Nama yazılı hisse senetleri, esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabilir.
Devir ciro edilmiş senedin (ya da geçici ilmühaberin) DEVRALANA TESLİMİ ile olur. Şu kadar ki; devir, şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder.
Türk Ticaret Kanunu’nun 417. maddesine göre de hisse senedini teslim alan kişi, bunu pay defterine kayıt ettirdiğinde “ortak sıfatına haiz” olabiliyor.
Anonim şirketlerde limited şirketlerin aksine (yönetim kurulu üyesi olmayan), ortakların, şirketin vergi ve sigorta borçları nedeniyle 1 TL dahi sorumlulukları yok. Yönetim kurulu üyesi ortakları ise, anonim şirketin mal varlığından tahsil edilemeyen ya da tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarından dolayı, şahsi mal varlıkları ile sorumlular (6183 sayılı Kanun mükerrer md. 35).
III- ŞİRKET HİSSESİ DEVRİNDE VERGİ
A- ANONİM ŞİRKET ORTAĞI
1- Hisse Senedi Bastırılmamışsa
Anonim şirket ortağı, hissesini kaç yıl sonra ve kime satarsa satsın, bundan doğan kazanç “Değer artışı kazancı” olarak, gelir vergisine tabi (GVK mükerrer md. 80/4).
Vergilendirme sırasında, iktisap (edinme) bedeli, hisselerin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere, Türkiye İstatistik Kurumu’nca belirlenen TEFE (01.01.2006 tarihinden itibaren ÜFE) endeksindeki artış oranında artırılarak tespit ediliyor.
Endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması gerekiyor (GVK mükerrer md. 81/son).
Elde edilen kazancın, 2009’da 7 bin 600, 2010’da ise 7 bin 700 lirası gelir vergisinden müstesna oluyor. Aşan kısım da gelir vergisine tabi tutuluyor (GVK mükerrer md. 80).
2- Hisse Senedi Bastırılmışsa
Olay değişiyor. İki yıldan fazla süre ile elde tutulan hisse senetlerinin, elden çıkartılmasından doğan kazanç, tutarı ne olursa olsun, gelir vergisine tabi değil (GVK mük. md. 80/1). Örneğin, Abdi Bey Amca, 25 Temmuz 2008’de 250 bin TL’ye edindiği hisse senedini, 3 Ağustos 2010’da 900 bin TL’ye satmışsa, aradaki 650 bin TL kazanç nedeniyle, beyanname vermeyecek ve hiç vergi ödemeyecek. Aynı hisse senedi 2009’da edinilmiş olsaydı, 2010’da satışından doğan kazanç gelir vergisine tabi olacaktı(5).
3- İlmühaber Bastırılması
İlmühabarler de hisse senedi olarak kabul ediliyor (Bkz. Türk Ticaret Kanunu md. 411 ve 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği).
Bu nedenle, ilmühaberlerin elden çıkartılması da hisse senetlerinin elden çıkartılması gibi değerlendiriliyor.
4- Borsa Kazançları
Gerçek kişilerin, hisse senedi satış kazancı, tutarı ne olursa olsun süre sınırlaması da olmaksızın yani bir ay sonra elden çıkarılsa dahi gelir vergisine de stopaja da tabi değil.
B- LİMİTED ŞİRKET
Limited şirketlerde, hisse senedi ya da ilmühaber çıkartılamadığı için, şirket hissesi ne zaman satılırsa satılsın, bundan doğan kazanç “değer artışı kazancı” olarak gelir vergisine tabi tutuluyor (GVK mük. md. 80/4). Kazancın hesaplanmasında, hissenin iktisap (edinme) bedeli, (hisse senedi ya da ilmühaber bastırılmamış A.Ş. hisselerinde olduğu gibi) endekslemeye tabi tutuluyor ve aynı istisna uygulanıyor.
Bu arada, ilginç bir yasa ve uygulama; limited şirketlerde, çoğunluk hisseye örneğin yüzde 99 hisseye sahip olan ortak, diğer ortağın yazılı onayı olmadan, hissesini ya da hissesinin bir kısmını, eşine ve çocuğuna dahi satamıyor.
C- KDV DURUMU
1- Hisse Senedi Satışı
KDV Yasası’na göre, hisse senedi satış işlemi KDV’ye tabi değil. İncelendiğinde de fark edileceği gibi, KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde, “hisse senedi” satışlarının, KDV’den müstesna olduğu açıkça belirtiliyor. Geçici ilmühaber ile yapılan satışlar da hisse senedi olarak kabul ediliyor(6).
2- Hisse Senedi ya da İlmühaber Bastırılmamışsa
İştirak hissesinin satışı; anonim ya da limited şirketlerin, eshamlı (sermayesi paylara bölünmüş) şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları ya da adi ortaklıklara iştiraki olması fark etmez. İştirak edilen anonim şirketin, hisse senedi ya da ilmühaberi bastırılmamışsa, edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde satılan hisse, yüzde 18 KDV’ye tabi(7). Limited şirket ya da başka bir şirkete ait iştirakin, edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde elden çıkartılması yine yüzde 18 KDV’ye tabi (KDVK md. 17/4-r).
IV- SONUÇ
Yukarıda yapılan açıklamalardan da fark edileceği gibi, anonim ve limited şirketlerde hisse devri konusu, hem hukuki boyutuyla hem de vergilendirme yönüyle, son derece önemli.
Devir işlemlerinde, gerek Türk Ticaret Yasası’nda, gerekse vergi yasalarında yer alan düzenlemelere ve diğer ilgili mevzuata dikkat edilmemesi, ileride çok ciddi sorunların yaşanmasına neden olabilir.
*          Prof. Dr., Gazi Üniversitesi, İİBF Öğretim Üyesi, Maliye Bölümü Başkanı
(1)         Şükrü KIZILOT, “Şirket Hissesi Devrinde Aman Dikkat”, Hürriyet, 22.09.2010, s.11
(2)         Bu konuda Bkz. Levent YARALI, Limited Şirketin Kamu Borçlarından Müdürlerin ve Ortakların Sorumluluğu, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2010.
(3)         Bu konuda geniş bilgi ve ayrıntılı açıklama için ayrıca Bkz. Mehmet MAÇ-Cüneyt BÜYÜKYAKA, “Anonim Şirketlerde Hisse Devrinin Geçerli Olması İçin Gerekli Hukuki Şartlar ve İşlemler”, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, Sayı:79, Temmuz 2010.
(4)         18.12.1998 tarih ve TSM-001-251 sayılı Genelge.
(5)         Şükrü KIZILOT, “Şirket Hissesi Devrinde Vergi Sürprizi”, Hürriyet, 23.09.2010, s.13.
(6)         A. Bumin DOĞRUSÖZ, “Anonim Şirket Hisselerinin Devrinde Vergileme”, Yaklaşım, Ekim 2009, s.17-18; Akın Gencer ŞENTÜRK, “Hisse Senedi (ve İlmühaber) Satış ve Teslimlerinde, KDV Kanunu’nda Yer alan Üç Farklı Hükmün Hangisinin Uygulanacağı”, Yaklaşım, Aralık 2009, s. 182-184; Abdullah TOLU, “İştirak Hissesi Satışlarında KDV İstisnası”, Yaklaşım, Aralık 2006, s. 204-206; 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği, 1 No.lu KDV Genel Tebliği VI/F-4/f bölümü, MB’nin, 27.11.2006 tarih ve 0935085 sayılı Özelgesi (Özelge’nin tam metni için Bkz. Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve Özelgeler, Cilt:8, Ankara, 2008, s.1168-1169).
(7)         Bu konuda kapsamlı bilgi için Bkz. Şükrü KIZILOT, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Uygulaması, Yaklaşım Yayınları, Genişletilmiş 5. Baskı, Ankara, 2010; Ayrıca Bkz. Nuri DEĞER, Açıklamalı ve Uygulamalı Katma Değer Vergisi Kanunu, Genişletilmiş 3. Baskı, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 2009.