A. İl ve İlçe Seçim Kurullarının Oluşumunu Düzenleyen Kurallar

Dava Konusu Kurallar

Dava konusu kurallarla il ve ilçe seçim kurullarında görev yapacak hâkimlerin taşıması gereken nitelikler ile belirlenme yöntemine ilişkin düzenlemeler öngörülmektedir.

İptal Talebinin Gerekçesi

Dava dilekçesinde özetle, kuralların seçimlerin bağımsız ve tarafsız yargı güvencesi altında yapılması ilkeleriyle örtüşmediği belirtilerek Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Değerlendirme

Dava konusu kurallarla, il ve ilçe seçim kurullarında görev alacak hâkimlerin kınama veya daha ağır disiplin cezası almamış, en az birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıfa ayrılma niteliklerini kaybetmemiş olanlar arasından ad çekme suretiyle tespit edilmesi usulü benimsenmiştir.

Kurallarla il ve ilçe seçim kurullarında görev yapabilecek hâkimler için aranan niteliklere bakıldığında bunların bir yandan mesleki tecrübeye işaret eden belirli bir kıdemi, diğer yandan mesleki yeterliğe işaret eden liyakati ve ayrıca mesleki sorumluluk bilincini gösteren disiplini esas alan özellikleri barındırdığı görülmüştür.

Öte yandan kurallarla öngörülen nitelikleri taşıyan hâkimlerin görev aldıkları seçim kurullarına bağlı olarak çalışmak üzere seçim konusunda teknik yönden donanımlı, bu alanda uzmanlaşmış seçim müdürlükleri kurulmasına imkân tanıyan yasal düzenlemelerin bulunduğu, bu itibarla anılan hâkimlerin seçim mevzuatı ile kendilerine yüklenen görevleri etkin bir şekilde yürütebilmesini, seçimleri düzen içinde yönetebilmesini sağlamaya yönelik hizmet desteğiyle donatıldığı da görülmüştür. Tüm bu hususlar gözetildiğinde anılan kurullarda görev yapabilecek hâkimler için öngörülen söz konusu niteliklerin seçimlerin yönetim ve denetiminin etkin bir şekilde yürütülebilmesi gerekliliğiyle bağdaşmadığı söylenemez.

Seçimlerin yönetimi ve denetiminden sorumlu olan ve kuralla ad çekme suretiyle belirlenmesi öngörülen, bu şekilde iki yıl süreyle görev yapacak olan il seçim kurulu başkanı ve üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkanı hâkimlik sıfatına ve teminatına sahip kişilerdir. Bu kişilerin bağımsızlık ve tarafsızlıklarının temini için gerekli yasal düzenlemeler de sağlanmıştır. Ad çekme yöntemiyle belirlenen bu hâkimlerin söz konusu görevlerini bağımsız ve tarafsız olarak yapmasını sağlamaya yönelik gerekli ve yeterli güvencelerin bulunduğu gözetildiğinde kuralla öngörülen ad çekme yönteminin seçimlerin yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılması ilkesini zedeleyen bir yönü bulunmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralların Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.

B. İl Seçim Kurulu Başkan ve Üyeleri ile İlçe Seçim Kurulu Başkanlarının Yeniden Belirlenmesi ve Bu Kurullarda Görev Yapan Mevcut Hâkimlerin Görevlerine Süresinden Önce Son Verilmesiyle İlgili Kural

Dava Konusu Kural

Dava konusu kuralla; mevcut il seçim kurulu başkan ve üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkanlarının bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde yeniden belirlenmesi ve bu şekilde belirlenen başkan ve üyelerin önceki başkan ve üyelerin görev süresini tamamlaması öngörülmektedir.

Hukuki Yararı Bulunanlara Davanın İhbar Edilmemesi Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edilmesi Hukuki Yararı Bulunanlara Davanın İhbar Edilmemesi Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edilmesi

İptal Talebinin Gerekçesi

Dava dilekçesinde özetle; kuralın seçim kurullarının tarafsızlığına ve bağımsızlığına açık bir müdahale oluşturduğu, adil ve serbest seçim ilkesini zedelediği, kanuni hâkim güvencesiyle bağdaşmadığı belirtilerek Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Değerlendirme

Kanun koyucunun aynı dönemde seçim kurullarında yer alacak tüm hâkimlerin aynı usul ve esaslara göre belirlenmiş olmasını tercih ettiği anlaşılmakta olup özellikle seçim kurullarının oluşumunda ikili bir görünüme yol açılmaması bakımından bunun kamu yararı amacıyla bağdaşmadığı söylenemez. Bu itibarla kuralın kamu yararı dışında özel çıkarlar gözetilerek veya belirli kişiler lehine veya aleyhine düzenlendiği sonucuna ulaşılmasını gerektirecek bir yönünün bulunmadığı görülmüştür. 

Diğer yandan mahkemelerin ve buna bağlı olarak kadroların kaldırılması ya da yargı sisteminde ciddi yapısal değişiklikler yapılması gibi zorunlu nedenler söz konusu olduğunda hâkimlerin yürüttükleri yargısal görevlerinin süresinden önce kanunla sona erdirilmesinin onların yasama organına karşı bağımsızlığını zedeleyici bir durum teşkil ettiği söylenemez. Ancak söz konusu yapısal değişikliklerin de basit, sıradan, olağan değişiklikler olmaması, göreve süresinden önce son verilmesini haklı kılacak ölçüde bir hukuki ve fiilî zorunluluk barındırması gerekir.

Yeni ihdas edilen kurallar yürürlükten kaldırılan kurallara kıyasla seçimleri yönetip denetleme gibi önemli görevler üstlenen kurulları oluşturan ve bu konuda karar verici olan hâkimlerin belirlenme usulünü ve niteliklerini değiştirdiğinden önemli bir yapısal değişiklik niteliğindedir. Dolayısıyla mevcut seçim hakimlerinin görevlerine süresinden önce son verilmesinin söz konusu yapısal değişikliğin hukuki ve fiilî zorunlu sonucu olduğu anlaşılmıştır.

Kaldı ki kural kapsamında görevi sona erdirilen hâkimlerin yeni sistemde öngörülen şartları sağlamaları hâlinde seçim kurullarında tekrar görev almalarının önünde bir engel de bulunmamaktadır. Bu itibarla kuralın hâkimlerin bağımsızlığı ilkesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralların Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.

C. Seçim Propagandası Yapılmasıyla İlgili Usul ve Esaslar ile Propaganda Yasaklarına İlişkin Kurallar

Dava Konusu Kurallar

Dava konusu kurallarla başbakan, seçim propagandasına ilişkin yasaklara tabi olmasını, seçimle ilgili faaliyetlerinde ve konuşmalarında 298 sayılı Kanun hükümleriyle bağlı olmasını öngören düzenlemelerin kapsamından çıkarılmıştır.

İptal Talebinin Gerekçesi

Yapılan düzenlemelerin eksik olduğu, yeni sistemde kaldırılmış olan başbakanla ilgili ibareler madde metinlerinden çıkarılırken yerine Cumhurbaşkanı’nın metinlere eklenmediği, bu durumun tarafsız, eşit, serbest ve adil seçim imkânını ortadan kaldırdığı belirtilerek kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Değerlendirme

Kurallarda öngörülen düzenlemenin yeni hükûmet sisteminde başbakanlık makamının kaldırılmasının sonucu olduğu anlaşılmıştır.

Diğer yandan 298 sayılı Kanun’un bakan ve milletvekillerinin seçim propagandası ile ilgili yasaklara ve bakanların seçimle ilgili faaliyet ve konuşmalar bakımından tabi olduğu hususlara ilişkin düzenlemeler öngören 65. maddesinde Cumhurbaşkanı’na yer verilmemiştir. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı seçimine dair usul ve esasları düzenleyen 6271 sayılı Kanun’un 13. maddesinin (4) numaralı fıkrasında propaganda döneminde başbakan, bakanlar ve milletvekilleriyle ilgili yasaklara ilişkin hükümler dâhil olmak üzere propagandaya dair diğer hususlarda 298 sayılı Kanun hükümlerinin kıyasen uygulanacağı belirtilmek suretiyle Cumhurbaşkanı’nın, Cumhurbaşkanı seçimi de dâhil olmak üzere 298 sayılı Kanun hükümleri kapsamındaki seçimler bakımından propagandayla ilgili hususlarda anılan Kanun hükümlerine tabi kılındığı anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla 298 sayılı Kanun’un bakan ve milletvekillerinin seçim propagandası ile ilgili yasaklara ve bakanların seçimle ilgili faaliyet ve konuşmalar bakımından tabi olduğu hususlara ilişkin düzenlemeler öngören 65. maddesinde dava konusu kurallarla madde metninden başbakan ibarelerinin çıkarılması sonrasında aynı maddeye Cumhurbaşkanı ibaresinin eklenmemesinin kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olduğu, bu bağlamda Cumhurbaşkanı’nın seçim propagandası bakımından tabi olduğu hükümlerin 298 sayılı Kanun’a atıf yoluyla kendi seçim kanununda ayrıca düzenlendiği ve bu suretle Cumhurbaşkanı’nın da anılan Kanun’un 65. maddesinde öngörülen düzenlemelerin kapsamına dâhil edildiği görülmektedir.

Bu itibarla kuralların dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar bağlamında seçimlerin dürüstlüğü ilkesini zedeleyen bir yönünün de bulunmadığı sonucuna varılmıştır. 

Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralların Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.

https://www.anayasa.gov.tr/