Türkiye önceki yıllara göre ekim ve kasım aylarını kurak geçirdi. Türkiye'nin uzun yıllar ekim ayı yağmur ortalaması 49,2 milimetreyken (mm), geçen yıl bu rakam 83,1 mm'ye çıktı. Bu yıl ise ekim ayında ülke geneline düşen yağmur miktarı geçen yıla oranla yüzde 77,6 kayıpla 20,5 mm'ye geriledi. Ülke genelinde en az yağış alan bölge ise Akdeniz oldu. Uzun yıllar ekim ayı yağış ortalaması 48,7 mm iken, yüzde 92'lik kaybın yaşandığı Akdeniz Bölgesi'ne, bu yıl 4,6 mm oranında yağmur yağdı. Antalya'da uzun yıllar ekim ayında metrekareye ortalama 80 kilogram (kg) yağmur düşerken, bu yıl sadece 5 kg yağmur yağdı. Antalya'da yağış kaybı yüzde 95 olarak kayda geçti. HUBUBATTA İTHALAT GÖRÜNÜYOR Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer, meteorolojik hareketlere bakıldığında mevsimlerin kaydığını söyledi. Bu yıl yağışların da kaydığını belirten Tuncer, sonbaharda beklenen yağışların oluşmadığını anlattı. Tarımsal ürünlerin suya ihtiyaç duyduğu bu dönemde yağışların azlığı nedeniyle bitkisel üretim açısından ciddi kayıp olacağına dikkati çeken Tuncer, Türkiye'nin önümüzdeki yıl hububat ithalatı yapmak zorunda kalacağını söyledi. MUZDA VERİM DÜŞTÜ Yağışların yok denecek kadar az olmasının Akdeniz'de çok geniş bir tarım alanını etkilediğini kaydeden Tuncer, muz üretiminde nisbi nem düşüklüğüne bağlı olarak tarak denilen meyve sokumlarının yeterince gelişmediğini, meyvenin içerisinin de yeterince dolmadığını söyledi. Muzun verim ve kalitesinde düşüş yaşandığını anlatan Tuncer, şöyle devam etti:“Sera ürünlerinden biber ve salatalık nisbi nemin fazla olmasını ister. Ancak yağışlar olmadığı için biber ve salatalık üretiminde de ciddi sıkıntı yaşanıyor. Sulanması gereken meyve ağaçları ekim ve kasımda alması gereken suyu almadığı için sıkıntı yaşanıyor. Zeytin rekoltesinde ve zeytinyağında da belli oranda düşüş yaşanacağını tahmin ediyoruz." ZARAR EDEN ÇİFTÇİYE BİR DE YAĞMUR DARBESİ Çiftçinin zaten para kazanamadığını belirten Vahap Tuncer, bu yıl yağışın az olması nedeniyle çiftçinin sulama maliyetinin de ekstra arttığını söyledi. Çiftçinin sıkıntısının iki kat arttığını vurgulayan Tuncer, “Elmanın üretim maliyeti 115 kuruşken çiftçi elmayı 100 kuruşa satıyor. Narenciye uzun süredir 35 kuruşa satılıyor, maliyeti ise 40-45 kuruş. 45 kuruşa üretilen narı çiftçi 20 kuruşa satıyor. Çiftçi zaten zarar ettiği bir üründe bir de sulama masrafı yapmak zorunda kalıyor ve bu da maliyeti iyice artırıyor. Ayrıca sulama nedeniyle barajlardaki su seviyesinde azalma meydana geldi. Doğa koşullarına karşı çiftçinin korunması gerekiyor" diye konuştu.Kaynak: Cumhuriyet.com.tr