Rusya Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Mariya Zaharova düzenlenen basın toplantısında Türkiye'ye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. "Türkiye'nin hem ABD'nin eylemlerini desteklemesi, hem de Astana formatı üzerinden krizi çözme çağrılarına nasıl yaklaşıyorsunuz?" sorusuna Zaharova şu cevabı verdi: Ankara'nın bu iki tavrı nasıl yürüttüğü sorusunu Türkiye'ye sormanız gerek. Bence Türkiye'nin resmi temsilcileri, gazetecilerin bu konudaki sorularını yanıtlarlar. Bir taraftan barış sürecine katkıda bulunuyor, diğer taraftan muhalif birliklerin resmi hükümetle birleşme ve teröristleri askeri eylemlerden vazgeçirme çabalarının üstünü çizen hava saldırısını olumlu karşılıyor. " <br> <br> <br>Mariya Zaharova açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Tüm dünyaya işlerin nasıl çözülmesi gerektiğine dair kanlı bir ders verildi. Birkaç yıl boyunca görüşme masasına oturmaları ve teröristlere silahlarını bırakmaları konusunda çağrılarda bulunuldu. Şimdi mantıklı olan şu soruyu soracaklar, 'Neden bazıları kaba kuvvet yöntemleriyle hareket edebiliyor ve egemen bir devlete izinsiz ve "kesin" bir sebep olmadan ateş edebiliyorken, biz bunu niye yapmayalım?' Bunun çok zor bir süreç olduğunu kimse yalanlamıyor. Uzun yıllar ellerinde silahlarıyla kendi doğrularını koruyan teröristleri görüşme masasına oturtmanın çok zor olduğunu hep söyledik. Tekrar etmek gerekirse, teröristler bu eylemlerle şu anda askeri eylemlerine devam etme konusunda teşvik edildiler. <br> <br>"Bu insanların çoğu okulda okumadılar. Onların çoğu daha çok genç. Bu insanlara ABD'nin bu eylemlerini nasıl anlatabiliriz? Onlara gücün krizin çözümü olmadığını nasıl anlatabiliriz? Bu soruyu Türk tarafına sorup yanıt almak gerek." <br> <br> <strong>"BM'nin yasalarında yazılı"</strong> <br> <br>"Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Rusya'ya Esad'ı desteklemeyi bırakma çağrısında bulundu. Bu açıklamalar Rusya ile ilişkileri ve Türkiye'nin koalisyondaki rolünü nasıl etkileyecek?" sorusu üzerine ise sözcü, "Biz birçok kez Türkiye ve tüm ülkelere, 'ülkenin kendi içindeki sorunu olduğuna' ilişkin tavrımızı dile getirdik. Bunu biz uydurmadık, bu BM'nin yasalarında yazılı. İkincisi, Türkiye'nin de dahil olduğu Suriye Destek Grubu çerçevesinde alınan ve daha sonra BM Güvenlik Konseyi'nde onaylanan belgede Suriye krizinin barış çözümünün alternatifinin olmadığı yazıyor. Bu belgenin altına imza atan her ülke belirli sorumluluk aldı," cevabını verdi. <br> <br> <strong>"Kimyasal silah konusu, ilgili uluslararası kuruluşların yetkisinde"</strong> <br> <br>"Türkiye Sağlık Bakanlığı'nın İdlib'te sarin gazı kullanıldığı yönündeki açıklamaları hakkında ne söyleyeceksiniz?" sorusuna ise Zaharova'nın cevabı şöyle oldu: "Türkiye Sağlık Bakanlığı'nın sezon öncesi denizde bakteri olup olmadığına ilişkin analiz yapması, gıda ürünlerinin kalitesini denetlemesi gerek. Kimyasal silah konusu ise, ilgili uluslararası kuruluşların yetkisinde. İşte tam da onların bu konuyu çözmesi gerek. Ne Türkiye Sağlık Bakanlığı ne de başka bir ülkenin Sağlık Bakanlığı bu konuya dahil olmamalı. <br> <br></br><strong>Kaynak: Cumhuriyet.com.tr</strong>