<span id="contextual">Dizileri aratmayacak davaya konu olay 2008 yılında Hatay'da yaşandı. 1997 yılında evlenen İ.G. ile H.G.'nin bu evlilikten 4 çocuğu oldu fakat İ.G.,bir süre sonra başka bir kadınla metres hayatı yaşamaya başladı. İ.G., metresi Y. ile ilişkisi sürerken bir taraftan da metresinin kardeşi S. ile de "herkesçe bilinecek şekilde" birlikte oldu. <br /> <br /> <strong>KUMAYA RAZI OLDU</strong><br /> <br /> İki kadınla ilişkisini ilerleten İ.G., bir süre sonra metresi ve metresinin kardeşini eşi ve çocuklarıyla yaşadığı eve "kuma" getirmek istedi. İ.G.'nin eşi H.G. buna karşı çıkınca eşinin şiddetiyle karşılaştı. Herhangi bir geliri olmayan ve koca dayağına maruz kalan H.G. baskılara boyun eğerek Y. ve S.'nin eve gelmesine razı oldu. Ama bu karar H.G. için aynı zamanda sonun da başlangıcı oldu.<br /> <br /> <strong>"ALDATIYOR" DİYE DEDİKODU ÇIKARDILAR</strong><br /> <br /> H.G.'nin kumaları Y. ve S., İ.G.'nin H.G.'den boşanması için oyunlar oynamaya başladı. Önce, H.G.'nin komşuları A. ile ilişkisi olduğu yönünde dedikodu çıkardılar. H.G. hakkında çıkarılan "aldatıyor" iddialarını reddetti fakat bu iddia H.G.'nin kocası İ.G.'den daha fazla şiddet görmesine sebep oldu. Gördüğü şiddet günden güne artan H.G., bir gece çıkan tartışma sonrası kocası İ.G. tarafından silahla başından vurularak öldürüldü.<br /> <br /> <strong>MAHKEME "HAKSIZ TAHRİK VAR" DEDİ</strong><br /> <br /> H.G.'nin öldürülmesiyle ilgili dava Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkemece yapılan incelemede H.G.'nin kocasını aldattığı iddia edilen komşusu A. ile daha önce birçok kez telefonla konuşulduğu tespit edildi. Buna karşın katil İ.G.'nin annesi F.G. mahkemedeki ifadesinde gelini H.G.'nin "temiz ve namuslu bir kadın" olduğunu savundu. Karısını öldüren İ.G. ise cinayetin işlendiği gece eşiyle tartıştıklarını, İ.G.'nin kendisine "başka biriyle iki kere ilişkiye girdiğini söylemesi üzerine" sinirlendiğini ve eşini vurduğunu söyledi. Diğer taraftan katil İ.G.'nin metresi ve metresinin kardeşiyle yaşadığı ilişki tanık ifadeleriyle doğrulandı. Dosyayı inceleyen mahkeme, eşini öldüren İ.G.'ye işlediği cinayet nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi ama öldürülen H.G. hakkındaki aldatma dedikodularını ve sanığın "beni başkalarıyla aldattığını söyledi" şeklindeki ifadesini dikkate alan mahkeme, bu cezayı, cinayetin "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında" işlendiğini ve takdiri indirim nedenlerini gerekçe göstererek 19 yıl 2 ay hapis cezasına çevirdi. İ.G.'ye olayda kullandığı silah nedeniyle Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefetten de 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezası verildi. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay'a taşındı. <br /> <br /> <strong>NİKAHINI VERSİN DİYE DEDİKODU ÇIKARTTILAR</strong><br /> <br /> Dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, olayda İ.G.'nin metresinin e metresinin kardeşinin çıkardığı dedikoduların "H.G.'nin nikahını vermesi için baskı altına alma amaçlı olduğuna" vurgu yaptı. H.G.'nin komşusu A. ile bir çok telefon görüşmesi yaptığı yönündeki iddiayı da değerlendiren Daire, "Maktule tarafından kullanıldığı kesin olmayan cep telefonu hattının sanığın komşusu A. tarafından olaydan önceki tarihlerde birçok kez arandığı anlaşılmış ise de bu görüşmeleri kesin olarak maktulenin yaptığı bilinmediği gibi karşı aramaların da bulunmadığını" belirtti.<br /> <br /> <strong>SOYUT SAVUNMAYLA İNDİRİM YAPILMAZ<br /> <br /> Daire, üstüne getirdiği kumaların çıkardığı dedikodulara dayanarak karısını öldüren İ.G.'ye verilen cezayı az bularak kararı bozdu. Daire'nin kararında şu ifadelere yer verildi: <br /> </strong><br /> "Sanığın resmi eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşadığı evine evlilik dışı ilişki yaşadığı bayanı getirerek ahlak dışı davranışla metres hayatı yaşaması, ayrıca metresinin kız kardeşiyle herkes tarafından bilinebilecek şekilde ilişki kurduğunun duyulup ifade edilmesi, eşi maktuleye karşı şiddet kullanarak onu boşanmaya zorlaması ve dolayısıyla kendisinin haksız zeminde bulunması karşısında; her ne kadar eşinin kendisine sadakat göstermediğini söylemişse de bu nedenle onu öldürmesi eyleminde haksız tahrik hükümlerinden yararlanmasının hakkaniyet ve nısfetle bağdaşmayacağı dikkate alındığında, daha az ceza almaya yönelik soyut savunmaya itibar edilerek haksız tahrik hükmü uygulamak suretiyle yazılı şekilde eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiştir."</span><br />