<div>İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliklerinden biri de yalan söyleyebilme yeteneğidir sanırım. Üstelik oldukça gelişmiş bir özellik…</div> <div> </div> <div>Birçok türü var yalanların. Nedenine ve sonucuna göre, zararına ya da yararına göre, büyüklü küçüklü birçok ayrımın yanında, yalanları; söylediklerimiz ve dinlediklerimiz diye de sınıflandırabiliriz.</div> <div> </div> <div>Kısacası, yalanlar göreli olarak birçok bakımdan farklılıklar gösterirler. Ama en önemlisi; insanın kendine söylediği yalanlarla, başkalarına söylediği yalanlar ayrımı olsa gerek.</div> <div> </div> <div><i>“Kendini kandırmak”</i> diye de tanımlayabileceğimiz bu ilk kategori, diğerine göre daha ilkel bir tür diye düşünüyorum. Çünkü, başkasını kandırmak eylemi daha kompleks bir tasarım gerektirirken, diğeri neredeyse içgüdüsel bir eylem.</div> <div> </div> <div>Bu bağlamda, <i>“gelişmiş”</i> toplumlarının, daha çok, ikinci kategori yalanı kullanarak, başkalarını kandırdıklarını; <i>“geri kalmış”</i> toplumların ise çoğunlukla kendini kandırma yolunu seçtiklerini söyleyebiliriz.</div> <div> </div> <div>Geleceğe dönük projeler üretemeyen edilgen toplumlar, ancak abarttıkları geçmişe dair öyküleriyle övünürken, insanlığın geleceğine yön veren muktedir toplumlar, tüm insanlık değerlerini kendi çıkarlarına göre yeniden tanımlamaktan geri kalmazlar. Örneğin; Amerikalılar <i>“Türkiye bizim en önemli müttefikimizdir.”</i> yalanıyla, Türkleri kandırarak, kendi çıkarlarına uygun olanı yaparken, Türkler ise, <i>“Biz Amerika’nın en önemli müttefikiyiz.”</i> yalanıyla kendilerini kandırarak diğer tarafın çıkarlarına uygun davranmayı tercih ederler.</div> <div> </div> <div>Ya da, daha güncel bir yalanda olduğu gibi; İsrail Türkiye’den, <i>“diz çöküp özür dilerken”</i>, bizler <i>“İsrail’e diz çöktürdük.”</i> diye böbürlenme yolunu seçeriz, şanımız yürüsün diye…</div> <div> </div> <div>Kim kimi kandırıyor, ya da kim hangi tür yalan söylüyor? Karar sizin.</div> <div>***</div> <div>Pembe yalanlar…</div> <div><i>“Çok güzelsin…”</i></div> <div><i>“Çok güzelim...”</i></div> <div>Ya da;</div> <div><i>“Muhteşemsin…”</i></div> <div><i>“Hala güçlüyüm…”</i></div> <div>Kadın-erkek ilişkilerinin, sık başvurulan yalanları bunlar.</div> <div> </div> <div>Bir taraf, herhangi bir beklentiyle karşısındakini kandırırken, diğer taraf, biraz da yalanı söyleyenin becerisinden kaynaklı olarak, kendini kandırma, bir bakıma acısını dindirme yolunu seçer…</div> <div> </div> <div>Acı dindirmek…</div> <div> </div> <div>Yalanın en önemli fonksiyonlarından biri de bu… Özellikle, kendine söylenen yalanların, böyle bir tedavi işlevinin olduğunu kabul etmek gerek.</div> <div>***</div> <div><i>“Yalan söyleyen kendini kandırır.” </i>türünden efsane yalanlar da var…</div> <div> </div> <div>Tıpkı, <i>“Zenginlik başa bela…”</i> gibi bir kısım doğruları içermekle birlikte, özü itibariyle <i>mistik</i> (toplumsal uyuşturucu) yalanlardır bunlar. Çünkü, iktidar sahipleri pek ala yalanlarıyla toplumları yönetebilmekte ve yönlendirebilmektedirler. Üstelik sonucundan da kendileri kazançlı çıkmaktadırlar.</div> <div> </div> <div>Sözgelimi, ABD önceki hafta, tarihin en büyük yalanıyla başlattığı Irak işgalini, törenle sona erdirdi.</div> <div> </div> <div>Ya, petrole el koyup, yüzmilyarlarca dolar savaş harcamasıyla kasalarını dolduran, <i>muzaffer</i> işgalcilerin geride bıraktığı, yoksul Irak..?</div> <div> </div> <div>Yüzbinlerce sivil ölü, yersiz yurtsuz, aç, sefil milyonlarca insan… Uluslararası güçlerin, emir ve talimatları dışına çıkamayan bir yerel yönetim…</div> <div> </div> <div>Durumu şu söz gayet net anlatıyor;</div> <div><i>“İstikrar var ama içecek su yok.” </i></div> <div><i>“Demokrasi güçleri”</i> Irak’ta işlerini bitirmiş, evlerine dönüyorlar.</div> <div>Demokrasi mi? Bir dahaki sefere inşallah…</div> <div>***</div> <div>Ve cesaret hapı yalanlar…</div> <div><i>“Bir Türk Dünya’ya bedeldir.”</i></div> <div> </div> <div>Yalanını sevsinler…</div> <div> </div> <div>Kimi kandırıyorsun? Türk’ü elbette.</div> <div>Bunu ondan başkası yutmaz… Türk’ün de yuttuğu söylenemez ya…</div> <div>Acısını dindiriyor…</div> <div>Uluslararası insani gelişmişlik endeksinde ilk yüze zor giriyorsun…</div> <div>Kişi başına düşen ulusal gelir sıralamasında ancak güney yarıküredeki yoksul uluslardan öndesin…</div> <div>Toplama kamplarının 21.yüzyıl versiyonu, cezaevlerindeki Türk’lerin yarıdan fazlası tutuklu…</div> <div> </div> <div>Bilim ve sanat yasak…</div> <div> </div> <div>İnsanlığa armağan edebildiğin tek bilimsel eserin yok. Dünya sanat kataloglarında adın geçmiyor.</div> <div>Kitap yasaklayan damgası yememek için, kitap taslaklarını toplatıyorsun…</div> <div>Yıllık bütçen, Amerikalının ısırılmış elmasını satın almaya yetmiyor.</div> <div> </div> <div><i>“Bir Türk Dünya’ya bedeldir.”</i></div> <div>İnanmayan Türk’ün hakkı kötektir.<br /> <br /> Av.Abdurrahman Bayramoğlu<br /> <br /> <a href="http://www.yeniyaklasimlar.org/m.aspx?id=1836">http://www.yeniyaklasimlar.org/m.aspx?id=1836</a></div>