15 Temmuz Darbe girişiminin ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde eğitim gören ancak gördükleri baskı ve yıldırma sonucu askeri okulu bırakmak zorunda kaldıklarını, atıldıklarını ifade eden öğrenciler “TSK'dan Ayrılan ve Atılan Öğrenciler Platformu” altında bir araya geldi. "ASKERİYEDEN ATILMA SÜRECİNİ SOSYAL MEDYADA ANLATTI, BİNLERCE BEĞENİ ALDI" Bu öğrencilerden biri 2006 yılında Heybeli Deniz Lisesi’den ikincilikle mezun olan, 2010 yılında ise Deniz Harp Okulu’nu kazanan Ufuk İmrek'ti. Sosyal medyada askeri okuldan atılma sürecini anlattığı bir yazı kaleme alan İmrek, beyaz denizci üniforması içinde yaşadığı duyguları, ikincilik derecesiyle ailesinin duyduğu onuru ardından yaşadığı mobbing ve hüsranı anlattı. İmrek'in paylaşımı binlerce kişi tarafından beğenildi ve paylaşıldı. "ÜNİFORMAMIZIN ÜSTÜNDE BİR LEKE GÖRSEK İÇİMİZ RAHAT ETMEZDİ" Ufuk İmrek, “Askeri lise boyunca sıkıntı olmadı, derece ile mezun oldum. Sonra Deniz Harp Okulu’na geçtim. Denizcilik bizim için bir yaşam biçimi haline gelmişti. Tek hayalimiz o subay rütbelerini takarak, en iyi şekilde vatanımıza hizmet etmekti. Bundan başka bir hayalimiz yoktu. Üniformaya bağlılığımız, saygımız vardı. Üniformamızın üstünde bir leke görsek içimiz rahat etmezdi. Bu anlayışta gençlerdik” diye konuştu. "HARBİYE’Yİ BIRAKMAK ZORUNDA KALDI BOĞAZİÇİ’Nİ KAZANDI" Deniz Harp Okulu’nda 3. sınıfta okulda sıkıntı yaşamaya başladığını belirten İmrek, 119 disiplin puanı ile başladığı yılı, ‘-2’ ile bitirdiğini ve okulu bırakmak zorunda kaldığını anlattı. 53 bin TL tutarında tazminat yükü ile okuldan ayrılan İmrek, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’ne yatay geçiş yaptı. Askeri okulda yaşadıklarının sadece kendine yönelik olmadığını belirten İmrek, “Ortamda farklı bir şeyler olduğu belliydi. Benim gibi sürekli uğraşılan gruplar ya da kayırılan öğrenciler vardı. Bu tür şeyler tabii ki olabilir ancak haksız yere okul hayatına son vererek, iftira atarak yapılıyorsa burada bir iş var demektir” diye konuştu. Okuldan ayrılan ya da ayrılmak zorunda bırakılan öğrencilere bakıldığında hepsinin iyi yerlerde olduğunu vurgulayan İmrek, “Kendi soktukları adamların önünü kapatabilecek ya da kapatabilme potansiyeli olan öğrencileri tasfiye ettiler” dedi. "OKULDAN AYRILDIKTAN SONRA AYLARCA UYUYAMADIM" Yaşadığı süreçte maddi ve manevi anlamda yıprandığını ifade eden İmrek, “Geçen ay Boğaziçi’nden mezun oldum, işe başlayacağım. Ama halen tazminat ödüyorum. Ancak bu konuyu sadece tazminat yükü olarak düşünmemek lazım. Ben ayrıldıktan sonra bana ceza veren komutanımı aylarca rüyamda gördüm, aylarca uyuyamadım” dedi. "O ZAMAN KOMUTAN OLAN İSİMLER ŞİMDİ GÖZALTINDA" İTÜ Matematik Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra oyun sektöründe kariyer yapan Adnan Batuhan Ayırtman da askeri okuldan atılanlardan. 13 yaşında girdiği Heybeliada Deniz Lisesi’nde iki kez sınıfta kalan daha sonra dava açarak okula geri dönen Ayırtman, bu kez girdiği Hava Harp Okulu'ndan da atıldı. Askeri okulda yaşadıklarını şimdi ‘mobbing’ olarak adlandırabildiğini belirten Ayırtman, ağır fiziksel eğitimler, battaniye kullanmamaktan kravatının açısının yanlış olmasına kadar gerekçelerle savunma yazdıklarını ifade etti. Darbe girişimi ile okuldan tasfiye süreci arasında doğrudan bir ilişki olduğunu düşünen Ayırtman, “Hava Harp okuluna girdiğim sene tim komutanı, alay komutanı olan isimler şu anda gözaltında" dedi. "BİZİ POSTALADILAR KENDİ ADAMLARINI ALDILAR" Vatan sevgisi ile asker olmayı hayal ettiklerini anlatan Ayırtman, “Bu insanlar bizi atılmamız, ayrılmamız için gereksiz savunmalarla uzaklaştırdılar. Oraya giren kimse boş değildi, atılanlara baktığınızda herkes önemli yerlere geldi. Bu zamana kadar ‘beni sevmiyor, benimle uğraşıyor’ diye düşünüyordum. Ama dönüp baktığımda, gözaltı listelerinde komutanların adlarını gördüğümde bunun kişisel bir konu olmadığını görüyorum. Bizi postaladılar kendi adamlarını aldılar” dedi. Yaklaşık 2500 kişinin “TSK'dan Ayrılan ve Atılan Öğrenciler Platformu” adı altında bir araya geldiklerini belirten Ayırtman, iade-i itibar istediklerini vurguladı. "İSTİFA DİLEKÇEMİ HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLAYARAK VERDİM" 2001-2005 yılları arasında Kuleli Askeri Lisesi’nde okuyan daha sonra Kara Harp Okulu’na giden Turgut Samsa da istifa dilekçesini ağlayarak verdiğini anlattı. İstifasının ardından Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesini kazanan ve mezun olan Samsa, şu anda uluslararası bir firmada müdür yardımcısı olarak çalışıyor. Çok başarılı bir eğitim hayatı geçirdiğini, disiplin notunun 100 üzerinden 100 olduğunu anlatan Samsa, “Ben hüngür hüngür ağlayarak istifa dilekçemi verdim. Gerekçe olarak ‘disiplinsizlik’ gösteriyorlar. Ama disiplin notum 100. ‘Bizim üyemiz değil, bize hizmet etmiyor’ diye yazamıyorlar tabi. ‘Çok sevdiğim askerlik mesleğini baskılardan dolayı bırakmak zorunda kaldım’ diyerek istifa dilekçesini verdim” dedi. "FETÖ SUBAYLARININ KEYFİ UYGULAMALARINA MARUZ KALDIK" Samsa Harp Okulu'nda yaşadığı baskılara “Sadece beni çağırarak 3 tane G-3 tüfeği ile dağ tepe koşturdular. Bu tür muameleyi kendilerinden olmayan seçkin öğrencilere yapıyorlardı. Eğtimden sonra herkes dinlenirken, ben güneşin altında revirlik oluncaya kadar bekletiliyordum” dedi. Askerlik mesleğini canı gönülden yapmak için yetiştirilmiş kişiler olduklarının altını çizen Samsa, “Kampta birtakım keyfi uygulamalarla FTÖ örgütüne mensup subayların, keyfi uygulamaları ile işkence muameleleri ile gerek psikolojik gerek fiziksel mobbinglerine maruz kaldık. Bunlar eğitim değildi, keyfi uygulamaydı. Öğrenciyken kötü muamelede bulunan bazı isimlerin bahsi halen geçmiyor. Tehlike devam ediyor” dedi. "ORDUYA GERİ DÖNMEK İÇİN BİR AN TEREDDÜT ETMEM" 2006 yılında 30 bin lira tutarında tazminat ödeyerek askeriyeden ayrıldığını belirten Samsa da iade-i itibar istedi. Samsa, "Cumhurbaşkanımıza ve Genelkurmay Başkanımıza sesleniyorum. Bizim gibi parlak gençlere iade-i itibar versinler. Bizi görevimize geri döndürsünler. Bugün ‘sizi istihdam edeceğiz, vatanınıza bir görev şansı daha veriyoruz’ deseler, bir saniye tereddüt etmem, görevimi bırakır geri dönerim.” Kaynak: Cumhuriyet.com.tr