Derginin kapak dosyasında ele alınan teknoloji bağımlılığının hayatımıza etkisi irdelendi. Dosyada şu bilgilere yer verildi:“Teknoloji bağımlılığında bireyin her geçen gün kullanımı artar. Öyle bir noktaya gelir ki kişi mecbur kaldığı işler dışında (uyku, yemek, tuvalet gibi…) bütün vaktini teknolojik araçların başında geçirir. Hatta bazen temel ihtiyaçlarını bile ihmal edebilir.Teknolojik aracı kullanmadığı zaman psikolojik olarak kendisini güçsüz, çaresiz, kaygılı, sinirli ve stresli hisseder. Fiziksel olarak da baş ağrısı, terleme ve uykusuzluk hissedebilir. Teknolojiyi kullanmaktan alıkoyan her şeyden vazgeçebilir. Eskiden keyifle yaptığı faaliyetlerden keyif almayan bağımlı, spor yapıyorsa sporu bırakır. Arkadaşlarıyla buluşmayı azaltır. Uzun süre hareketsiz şekilde teknoloji kullanımına bağlı olarak iskelet ve kas sisteminde hasarlar olur. Duruş bozuklukları ortaya çıkar. Teknoloji bağımlılığı, görme problemlerine, zihinsel gelişim risklerine, dil becerilerinde gerilemeye ve bazı bireylerde epilepsi (sara) nöbetlerinin ortaya çıkmasına sebep olabilir.Bağımlı, bağımlısı olduğu araçla ne kadar zaman geçirdiği konusunda yalan söyler. Bu yalanlar bağımlıda kaygı ve başka sıkıntılara neden olur.” NASIL TEDAVİ EDİLİR?Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi teknoloji bağımlılığında da ailenin ve kişilerin bilgilendirilmesi ve uyarılması, bağımlılığın önlenmesinde önemlidir. Bu nedenle tüm ailenin tedaviye katılımı gerekmektedir. Tedavide esas amaç; bir yandan kişinin internet kullanım sebeplerini ortaya çıkararak bu sebepler üzerinde çalışmak, bir yandan da hayatını programlamak ve internet başında geçireceği zamanı azaltmak için kontroller geliştirmektir. EKRAN, BAKICI DEĞİLDİR!Çocuklar, 2 yaşa kadar televizyondan uzak tutulmalı. 2 yaş ve sonrasında ise eğitici yönü olmadığı taktirde gereksiz yere televizyon izlemesine izin verilmemeli. Şiddet ve cinsellik içeren çizgi filmlere dikkat edilmeli. Böyle filmle asla çocuğa izlettirilmemeli. Çocuk, televizyon izlemek yerine farklı oyunları keşfetmeye yönlendirilmeli. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fırat Erdoğan ise, “Kış boyunca ‘dışarısı soğuk’ diye evde eline telefon ve tableti verip avuttuysanız, haziran ayında ‘hadi hava güzel, dışarı çık’ dediğinizde çocuk yoksunluk sendromuna girer.” uyarısında bulundu. Kaynak: Birgun.net