Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı Soğucak köyü, dereleri, ormanları ve içilebilir nitelikteki su kaynaklarıyla ünlü. Ancak köylülerin en önemli geçim kaynağını oluşturan tarım ve hayvancılık bir süredir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun nedeni ise bölgede birbiri ardına açılan taş ocakları... Soğucak köyüne 200 metre mesafede açılan patlatmalı kalker ocağının kapasite arttırmak için düzenlenen ÇED toplantısını köylü kadınlar engelledi. "Dağ bizim, toprak bizim, orman bizim" diyen kadınlar projeye karşı çıkınca yetkililer toplantıyı yapamadan geri döndü. Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Vize ilçesine bağlı Soğucak köyünde faaliyet gösteren özel sektöre ait patlatmalı 'Kalker Kırma Eleme Tesisi' için kapasite artışı yapılacağını, bunun için de ÇED toplantısı düzenleneceğini duyurdu. Ancak tesisin proje alanı Soğucak köyü olmasına karşın, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, toplantının çimento fabrikası bulunan Evrencik köyünde yapılacağını bildirdi. Bunun üzerine Soğucak köylüleri ve yöredeki sivil toplum örgütleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na toplantının yeriyle ilgili itiraz ettiler. Ancak toplantı yeri bu rağmen değiştirilmedi. KÖYLÜ KADINLAR TAŞ OCAĞI TOPLANTISINI ENGELLEDİ Önceki gün yetkililerden önce projeyle ilgili toplantının yapılacağı alana gelen Soğucak köyünün kadınları, ellerinde taşıdıkları dövizler ve slonaglar eşliğinde projeye karşı çıktılar. Soğucak köyü muhtarı, meslek odası ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle hem iktidar hem de muhalefet partilerinin temsilcileri kadınlara destek verirken, köyde taş ocağı istenmediğine dair düzenlenen tutanağı da hep birlikte imzaladılar. ÇED toplantısı için köye gelen yetkililer, köylülerin tepkisiyle kaşılaşınca toplantı başlamadan bitti. "BU PROJELER KÖYLERİ BOŞALTMAK İÇİN Mİ?" Soğucak köyündeki eylemin ardından basın açıklaması yapan Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) Kırklareli Temsilcisi Göksal Çidem, Goda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın köye dönüşler için projeler hazırlayıp milyonlarca liralık hibe kaynak ayırdığını, ancak bir yandan da köyde kalmayı planlayanları yerinden edecek madencilik projelerinin uygulamaya sokulduğuna dikkat çekerek, "bu projeler köylere dönüş için mi yoksa köyleri boşaltmak için mi?" diye sordu. "BÖYLE GİDERSE MARS'TA SU ARAR HALE GELECEĞİZ" Köylüleri yerinden edecek projelerin kırsalda uygulamaya konulmasının devam etmesi durumunda buğday, et ve otun daha çok dışarıdan ithal edilir hale geleceğinin altını çizen Çidem, "Aslında Soğucak köyü koruma altına alınması gereken bir noktada. İçilebilir su kaynaklarına sahip, bir orman köyü. Tarım Bakanlığınca koruma altında olan Trakya arısının koruma alanında. Yer altı su besleme alanı. Yaban hayatının varlığını sürdürdüğü bir bölge. Temiz su kaynakları varsa hayat var. Yoksa, Mars'ta veya başka gezegende daha çok su arar hale geleceğiz" dedi. DAKİKADA 7 KİŞİ KİRLİ SUDAN DOLAYI ÖLÜYOR Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF ve BM’nin yayınladığı rapora göre, kirli sudan dolayı dakikada 7 kişi hayatını kaybettiğine dikkat çeken Çidem, temiz su kaynaklarının her geçen gün yok edilerek kirlendiği göz önüne alındığında, gelecekte temiz suya erişemediği için ölen her candan bu tür projelere olur ve onay verenleri sorumlu olduğu görüşünü savunarak, şunları söyledi: "KENDİ GEÇMİŞİMİZDEN GÖÇE ZORLANYORUZ" "Geçmişten günümüze, bizi var eden ve hepimizin ortak bir aşkla, özlemle sevdiğimiz köylerimizde geçmişimiz yaşıyor, geleceğimizi planlıyoruz. Ama başka planlarla bu topraklarda göçe zorlanıyoruz. Ormanlar yok ediliyor. Su kirletiliyor yaşamlar yok oluyor. Trakyanın tek akarsuyu Ergenede yarım asır önce balık ve balıkçılk ile geçinenler vardı. Ergene şimdi akarsıvı oldu. Ergene aldığı canları bile geri vermiyor. Dalgıçlar suya girip kayıpları arayamıyor. Nedeni Nehirde ki kimyasal atıklar. Toprak kirlendi. Yeraltı suları kirlendi. Temiz kalan sadece Istrancalarda dar bir bölge. Günlük çıkarlar için, gelecek nesillerin yaşam hakları yok ediliyor. Empati yapalım. Bizden önceki nesiller bize bozulmuş bir doğa, kirlenmiş su ve hava bırakmış olsalardı ne derdik?" Kaynak: Haber.sol.org.tr