“Uzun bir zamandan bu yana yargının siyasallaştığını ve yeni HSYK yapısı ile de bu siyasallaşmanın kurumsallaştığını ileri sürüyoruz. Bunun ilk göstergelerinden biri kuşkusuz MİT Müsteşarı olayıydı. Peki Başbakan tutuklu milletvekillerinin tahliyesi konusu gündeme gelince ne diyor: ‘Konuyu yargı çözmeli’ diyor ve bir kez daha görüyoruz. Balyoz davasında mahkemenin maddi gerçeğe ulaşmadaki engelini aşmak için savunma avukatlarının duruşmaya girmeme iradesini de ‘yargı çözmeli’ görüşü ile değil MİT Müsteşarı olayındaki gibi yasa değişikliği ile çözmek isteniyor. CMK 188. maddesinin bir torba yasa uygulaması ile değiştirileceğinden söz ediyor. Bir sorunu eğer yargı çözemiyor ve her defasında sorunu aşmak için yeni bir yasa ya da yasa değişikliği ile çözüyorsanız, üstelik bu değişiklikleri de salt AKP oyları ile gerçekleştiriyorsanız, bunun adı yargının siyasallaşmasıdır. Bu arada torba yasa ile tutuklu vekillere özgürlük gelebilir mi? Adalet Bakanı bir konuşmasının satır aralarında bunun özel olarak tutuklu milletvekillerine özgü olarak değil genel olarak çözümlenmesi gerektiğini söylüyordu. Belki de tutuklu milletvekillerinin tahliyesinin bedeli Balyoz sanıklarının peşin hükümle mahkûm edilmesi olacaktır.” Avukatsız yargılama dönemine ilişkin düzenleme AKP’li üyelerin oylarıyla paketten çıkarıldı Demokrasisi şaşan parti İLHAN TAŞCI ANKARA - Avukatsız yargılama dönemine ilişkin düzenlemenin, Adalet Alt Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında AKP’li üyelerin de oylarıyla “antidemokratik” bulunarak “reform paketinden” çıkartıldığı anlaşıldı. Üyelerin oybirliğiyle alınan karar uyarınca paket üst komisyona “avukatsız yargılama” düzenlemesi olmaksızın sevk edildi. Buna karşın AKP yönetiminin bilgisi dahilinde partili 6 milletvekilinin avukatsız yargılama düzenlemesini Meclis’e yasa teklifi olarak getirmesi şaşkınlık yarattı. Hükümetin “Üçüncü Yargı Reformu Paketi” olarak nitelendirdiği pakette, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 188. maddesinde yapılacak düzenlemeyle yargılamaların avukatsız olarak yapılması da öngörülmüştü. Kamuyounda Balyoz davası olarak bilinen duruşmalara avukatların savunma haklarının kısıtlandığı gerekçesiyle katılmaması nedeniyle “kilitlenme” yaşanmıştı. Çünkü CMK’ye göre duruşmalara avukatların katılması zorunluydu. “Bu sorunun” aşılması için AKP avukatsız yargılama formülünü geliştirdi ve yargı reformu paketine yerleştirildi. Ancak bu noktada ilginç bir gelişme yaşandı. AKP’li Hakkı Köylü’nün başkanlığını yaptığı TBMM Adalet Alt Komisyonu 8 Mayıs Salı günü yaptığı toplantıda, Prof. Dr. İzzet Özgenç ile Prof. Dr. Adem Sözüer, avukatsız yargılama düzenlemesinin “demokratik bir ülkeye yakışmayacağı” yönünde değerlendirmelerde bulundu. AKP’li üyeler de dahil komisyon, CMK’nin 188. maddesinde değişiklik öngören “Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasının zorunlu müdafinin de hazır bulunduğu duruşmada açıklanmış olması veya bu mütalaanın zorunlu müdafiye yazılı olarak tebliğ edilmiş olması durumlarında, çocuklar hakkında görevlendirilmiş olanlar hariç olmak üzere, hukuken kabul edilebilir bir mazereti olmayan zorunlu müdafinin yokluğunda da karar verilebilecek” düzenlemesini antidemokratik bularak oybirliğiyle düzenlemenin paketten çıkartılmasını kararlaştırdı. Adalet Alt Komisyonu’nun 9 Mayıs tarihinde yaptığı toplantıda da “reform paketinin” içinde avukatsız yargılama düzenlemesi olmaksızın üst komisyona sevkine karar verildi. AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü’nün başkanlığını yaptığı alt komisyonda paketten çıkartılması benimsenen düzenlemenin önceki gün Elazığ Milletvekili Şuay Alpay ile 5 AKP milletvekili tarafından hazırlanıp TBMM Başkanlığı’na verilen yasa teklifi olarak sunulması dikkat çekti. AKP’nin 6 milletvekilinin partinin üst yönetiminin bilgisi ışığında öneri verdiği belirtildi. Cumhuriyet