Daire:1 <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Tarih:2016 <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Esas No: 2015/5868 <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Karar No:2016/1792 <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Kaynak:Mahkeme Dosyası <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">İlgili Maddeler:CMK 196/4 <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">İlgili Kavramlar:SEGBİS - Savunma Hakkının Kısıtlanması-Sınırları <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">I-) Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri "doğrudan doğruyalık- vasıtasızlıktır." Bu nedenle CMK'nun 193/1. maddesinde "sanık olmaksızın yargılama olmaz" genel kuralına, istisnalarına ise aynı Kanun'un 193/2, 194/2, 195, 196, 200/1 ve 204. maddelerinde yer verilmiştir. Alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, kendisinin de kabulüne bağlı olarak sanık istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu yapma imkanı yine CMK'nun 196/4. maddesine göre mümkün kılınmıştır. <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><o:p> </o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Somut olaydaki hukuki sorun sanığın görüntülü ve sesli iletişim tekniğini kullanarak savunma yapmak istemediğini beyan ederek duruşmada hazır bulunma isteği karşısında, bu sistemle savunma alınması durumunda, savunma hakkının kısıtlanarak adil yargılama ilkesinin ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><o:p> </o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Duruşmada hazır bulunmak isteyen sanığın, duruşmada hazır bulundurulması sadece ödev değil aynı zamanda bir haktır. (Y.C.G.K. 10.06.2008, 9-148/169 s.k.)<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><o:p> </o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesi cezai bir suç ile itham edilen herkesin, kendini savunma, iddia tanıklarını sorguya çekme veya çektirme, duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercüman yardımından para ödenmeksizin yararlanması haklarını güvence altına almıştır. Buna bağlı olarak kovuşturma aşamasında;<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><o:p> </o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">1) Genel kural sanığın duruşmada hazır bulundurulmasıdır. Bu hak ciddi nedenlere dayalı olarak mahkeme kararı ile sınırlandırılabilir.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">2) İlk ve son savunmanın yapıldığı, esasa ilişkin delillerin toplandığı oturumlara sanığın SEGBİS yolu ile katılması, açık kabulüne dayalı olmalıdır.<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><o:p> </o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Tüm bu açıklamalar karşısında; <o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakan mahkeme tarafından yapılan duruşmadan önce Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan sanığın 06.10.2015 tarihinde SEGBİS sistemi aracılığı ile bozma ilamına uyulup Cumhuriyet Savcısının mütalaasından sonra duruşmaya bizzat katılıp savunma yapmak istediğini belirtmesine rağmen, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle bu talebi reddedilerek, SEGBİS sistemi aracılığıyla beyanı alındıktan sonra mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><o:p> </o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">II-) 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 günlü, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,<o:p></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;">Usule aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu nedenlerle tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 06/04/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.<br /> <br /> adalet.org</p>