Dostlar Korosu İlk Koristleri’nin öyküsü devam ediyor. 1975 yılında Ruhi Su ile çalışmaya başlayan ve hocalarıyla “Sabahın Sahibi Var”, “El Kapıları” ve “Semahlar” uzunçalarları (LP) yapan korodan 15 korist yeniden bir araya gelerek izleyicilerinin karşısına “Ruhi Su’dan Bize Bizden Zamana” adlı uzunçalarla (LP) ile çıkıyor. Plakta, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal ve anonim türküler Ruhi Su duyarlılığıyla bütünleşiyor. Koristler amaçlarının “bunalmış yüreklere” bir damla da olsa su serpmek, “yetiştik, geldik” demek olduğunu belirtiyor. Tiyatro sanatçısı Genco Erkal, Dostlar Korosu’nun kuruluş hikâyesini şöyle anlatıyor: “Pir Sultan Abdal albümünü yeni çıkarmıştı Ruhi Su. Bir gün bize, tiyatroya geldi. “Çocuklar birlikte bir Pir Sultan gecesi yapalım diye düşündüm, ne dersiniz? Dostlar Tiyatrosu oyuncuları olarak siz şiirleri okursunuz, Sümeyra’yla ben türküleri söyleriz, nakarat bölümlerinde siz de koro olarak bize katılırsınız” dedi. Ruhi Su’nun bu heyecan verici önerisi üzerine kolları sıvadık. Yoğun bir prova süreci boyunca en ufak ayrıntılara inerek bizi sabırla çalıştırdı ve sonunda konseri gerçekleştirdik. Bunun üstüne Ruhi Su’dan ikinci bir teklif geldi. ‘Neden Dostlar Tiyatrosuna bağlı bir koro kurmuyoruz? Gençlere türkülerimizi öğretmek istiyorum. Birlikte konserler vermeyi, gelecekteki albümlerimde onlarla birlikte kayıt yapmayı düşünüyorum.’ İşte bugüne dek çeşitli aşamalardan geçerek süren Dostlar Korosu düşüncesi böyle doğdu. Yıllar geçti, Dostlar Korosu değişik şeflerin yönetiminde çalışmalarını sürdürerek bugünlere geldi. 2012 yılında ustanın 100. doğum yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutladılar, yollarına devam ediyorlar.” 'Soluğu hissediliyor’ Genco Erkal, albümü hazırlayan ilk koristlerin derdini ise aktarıyor: “Onlar koronun ilk kuruluş yıllarına dönerek Ruhi Su öğretisini, ilk koronun özünü ve ruhunu yakalayarak yeniden yaşatmak istiyorlar. Albümü dinlerken ben de aynı şeyi duyumsadım. Bu sanki bir profesyonel kayıt değil de, Ruhi Su’nun evinde bir koro çalışması, bir prova. Hoca orada, soluğu hissediliyor, onları yönetiyor. Öylesine yapmacıksız ve içten bir tavır var bu kayıtta. Sanırım bu çalışmanın özelliği ve özgünlüğü de burada. Topluluklarını parlak solistlerle de zenginleştireceklerine, müzik serüvenlerini gelişerek sürdüreceklerine inanıyorum. Dostlar Korosu İlk Koristleri, Yusuf Başaran, Adnan Serçe, Ayda Uludağalpat, Canan Bilge, Çiler Belen, Fikriye Demir, Fitnat Sun, Fulya Soytürk, Günay Mutlucan Pesen, Hüseyin Türkoğlu, İlker Yakup Dalak, Mehmet Naci Dedeal, Salim Çetin, Selahattin Başaran, Yusuf Uzun türkülerin peşine düştüklerini belirterek şöyle diyor: “‘Her şey akar’ demiş bilge. Hocamız Ruhi Su aramızdan ayrıldıktan sonra da zamanın gölgesinde berrak bir su gibi çağlayıp duruyor. Akan yok olur mu hiç, ulaşılması gereken denizler, okyanuslar varken? Peki ya kalanlar? Bizler, kalanların peşine düştük. Anılarımızdı, ilk gençliğimizdi, beraberce yaşadığımız ülkemizin serüvenleri idi kalanlar ve asıl bunlara rengini, kokusunu veren türkülerdi. Özellikle kimseye sitem etmeden çağrılmayı bekleyen tanıdık ama pek fazla bilinmedik türkülerin peşine.. Sapla samanın birbirine karıştığı günümüze bir tutam papatya, çiğdem, mor menekşe misali renkler, kokular sunmak istedik ve bu plak çıktı ortaya. Gördük ki kırk yıldan sonra bu bir başlangıçmış; daha yapacağımız çok işler varmış. Türkülerle seslerinizi seslerimize, umutlarınızı umutlarımıza katmanız dileklerimizle.”Kaynak: Cumhuriyet.com.tr