Mesele kitap dergisi, 112’inci sayısında günümüzde akademinin halet-i ruhiyesini ele alıyor. Akademisyenlerin tutuklandığı, hükümete karşı ses çıkaran hocaların, asistanların “terörist” ilan edildiği bir tıkanma noktasında çıkışı nerede bulabiliriz? “Ya bizdensiniz ya da düşmandan yanasınız” diyerek üniversite ve akademi fikrini ayakta tutmak nasıl mümkün olabilir? Dosya konusu için, Ali Önder Şalıkara günümüz Türkiyesi için Benim Üniversitelerim’i yeniden yazdı: “Yıldızlardan ebediyete.” Cemal Dindar, yakın geçmişte suçla ilişkisi bakımından akademinin toplum mühendisliği olarak işlevini ele aldı: “Suç ve sinizm.” Sabri Kuşkonmaz, sokak ve hayat ikiliği bağlamında akademi ve bilim fikrini ele aldı: “Tekçi/monist düşünsel gelenek ve akademya.” Murat Nergiz, barış istediği için tutuklanan ve baskı altına alınan akademisyenleri yazdı: “Bilimin iktidarla, cezanın imzayla imtihanı.” Mehmet Akkaya, Alaaddin Şenel’in 50 Soruda Bilim ve Bilimsel Yöntem ve İzge Ünal’ın 50 Soruda Üniversite kitaplarını değerlendirdi: “Bilim, akademi ve at sinekleri.” Fikret Başkaya, üniversite söylemiyle devlet söylemini karşılaştırdı: “Bir egemenlik aracı olarak üniversiteler.” Mesele’nin 112’inci sayısında göze çarpan kitap değerlendirmeleri, kültür-sanat ve sinema yazıları, röportajlar ve güncel konulara dair yazılar: Kısa Kısa’larda Ayşe Begüm Çelik, Birhan Keskin’in Fakir Kene; Mustafa Günay, Ahmet Ada’nın Yağmur Başlamadan Eve Dönelim; Soner Üçkuşoğlu, Afonso Cruz’un Kokoschka’nın Kuklası kitabını değerlendirdi. Şöhret Baltaş, Reddi Nisyan’da yazdı: “Sıradan faşizm”. Andrea Cely ve Alejandro Mantilla’nın Chantal Mouffe sohbetini Can Semercioğlu Türkçe’ye çevirdi: “Sol popülizm ve demokrasiyi geri almak”. Kutay Ucun, Anna Muylaert’in The Second Mother filmini değerlendirdi: “Mesafenin bağladıkları”. Osman Akınhay, Yüksel Aksu’nun İftarlık Gazoz filmini değerlendirdi: “Ilımlı bir Cumhuriyet kasabası: Hangi ‘bastırılmış’ın geri çağrılışı?”. Mahmut Şenol, Truman Capote’nin Tiffany’de Kahvaltı kitabını değerlendirdi: “Tiffany’nin dayanılmaz çekiciliği.”Kaynak: Birgun.net